Karagöz-Hacivat günah deyip kahvehanelere saldırdılar

Güncelleme Tarihi:

Karagöz-Hacivat günah deyip kahvehanelere saldırdılar
Oluşturulma Tarihi: Eylül 07, 2008 00:00

Hicri takvime göre 31 Mart 1325’te gerçekleştiği için tarihe 31 Mart olayı olarak geçen, miladi takvime göre 13 Nisan 1909’da yaşanan ve "irtica" kelimesinin Türk siyasi yaşamına girmesine neden olan olayın ayak sesleri, 31 Mart’tan 7 ay önce Fatih ve Üsküdar’da duyulmuştu.

İkİncİ Meşrutiyet’in ilanından bir süre sonra bazı çevrelerde özellikle de bazı gazetelerde "Din elden gidiyor" yaygarası koparılıyordu. Üsküdar’da yaşanan olay öncesi, aynı gün Fatih Camii’nde vaaz veren ve Kör Ali adıyla anılan Halıcılar Camii müezzini, bu yöndeki söylemleri nedeniyle tutuklanacağını anlayınca etrafına 30-40 kadar adam topladı ve feslere sarık sardırıp, ellerine yeşil bayraklar aldırdıktan sonra Padişah İkinci Abdülhamid’in kaldığı Yıldız Sarayı’na doğru yürüyüşe geçti.

Kalabalık büyüdü

Kalabalık gittikçe büyüdü. Polis ve ordu yürüyüşü engellemek için bir önlem almaktan kaçındı. Göstericiler Yıldız Sarayı önünde toplanırken, Abdülhamid bu kimselerle ilgisi olacağı yönünde bir izlenim oluşmasından endişelenmişti. Mabeyn Başkatipi Ali Cevat Bey’i kalabalığın arasına göndermiş, ne istediklerini anlamaya çalışmıştı. Ali Cevat Bey’in aktardığına göre Kör Ali, "Meyhaneler kapatılsın, resim çıkarmak men olunmalı, İslam kadınları sokağa çıkmamalı" diyordu. Abdülhamid, kalabalığı sakinleştirici bir konuşma yaptıktan sonra kalabalık dağıldı.

Akşam Üsküdar karıştı

İşte Fatih ve Yıldız’da bu olayların yaşandığı 7 Ekim 1908 gününün akşamı Üsküdar, sessiz ve sakin iftarını açmıştı. İftarın ardından insanlar teravih namazlarını kılmak için camileri doldurdu. Üsküdar’da Yeni Cami İmam vekili Abdülkadir, yaptığı konuşmada, "Karagöz oynatılması şeriata uygun değildir. Karagöz oynatılan yerler, tiyatrolar yıkılmalıdır" dedi ve kalabalığa el ele beraber yürüme yemini ettirdi. Kalabalığı peşine takan Abdülkadir, Üsküdar sokaklarına çıktı.

Kalabalığı yönlendirenler arasında Buharalı iki tespihçi de vardı. Ramazan olduğundan birçok kahvehanede Karagöz oynatılıyordu. Seyirciler de çoğunlukla çocuklardı. Bu kahvehaneyi basan kalabalık, sahneyi tahrip etti. Daha sonra başka kahvehaneler de aynı şekilde basıldı. Yaşanan arbede sırasında birçok çocuk ezilme tehlikesi geçirdi; ağlaşarak ve korku içinde canlarını dışarı zor attı. Önce şaşkın ve sessiz kalan Üsküdar halkı, sonradan toparlandı ve gerici güruha tepki gösterdi. Polis de imam vekili Abdülkadir ve iki tespihçiyi yakaladı. Ertesi gün çıkan gazete "Osmanlı ülkesinde 600 yıldan beri oynanan Karagöz’ün şimdi şeriata uygun düşmediğini tespit etmek, tespihçi iki Buharalı’ya mı kaldı?" diye sordu. Ertesi günü Kör Ali tutuklandı. Bu kişilerle ilişkisi olduğu iddiasıyla Mizancı Murad Bey de sürgün edildi ve gazetesi Mizan da kapatıldı.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!