Güncelleme Tarihi:
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Sürmene Deniz Bilimleri Fakültesi Balıkçılık Teknolojisi Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kadir Seyhan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bilim dünyasında “Karadeniz ve sorunları” tartışıldığında, konuların genellikle “kimyasal kirlilik, biyoçeşitliliğin değişmesi, iklim değişikliği ile balık ve balıkçılık kaynakları” başlıkları altında toplandığını bildirdi.
Karadeniz'deki kirliliğin esasının Tuna Nehri kaynaklı olduğunu, ancak son yıllarda artan petrol taşımacılığı nedeniyle petrol kirliliğinin de önemli boyutlara ulaştığını ifade eden Seyhan, “Dikkat edilirse petrol tankerlerinin yolları İstanbul Boğazı'nda had safhaya ulaşmaktadır. Özellikle tarımsal aktivitelerin yoğun olduğu Türk tarafından da denize karışan azotun yarattığı kirliliği inkar edemeyiz” dedi.
“MACARİSTAN'DAKİ KIRMIZI ÇAMUR PROBLEMİ...”
Karadeniz dibinde yapılan çalışmalarda yüksek oranda pestisite rastlandığını dile getiren Seyhan, “Bu da Karadeniz kirliliğine büyük yük demektir. Bu nedenle Karadeniz'i kirlilikten korumak için Karadeniz ülkeleri anlaşmış ve Bükreş Antlaşması'nı imzalanmıştır. Karadeniz'de kirliliğin önüne bu antlaşmanın geçip geçemeyeceğini zaman gösterecek, ancak daha yakın geçmişte yaşanan Macaristan'daki kırmızı çamur problemi gibi potansiyel Avrupa orijinli sorunların nasıl giderileceği de muamma” diye konuştu.
“168 BALIK TÜRÜNÜN 38'İ TEHLİKE ALTINDA”
İklim değişikliği, biyoçeşitliliğin etkilenmesi ve artan av baskısı ile yıllardan beri söylenegelen kirliliğin Karadeniz'de ortaya çıktığını vurgulayan Seyhan, şöyle devam etti:
“Dip balıkları yoğun bir şekilde avlandı, avlanmaya da devam ediyor. Bugün restoran ve balık hallerinde hemen hemen 15 santimetrenin üzerinde mezgit göremiyorsunuz. Mersin balığı bitti. Daha birkaç yıl önce sofraları süsleyen kefal görünmez oldu. Şu anda yaşayan 168 balık türünün 38'i tehlike altında. Ayrıca kabuklu deniz canlılarından 130 tür de tehlike sınırında. Özellikle hamsi balıkçılığının iyileşme sürecine girdiğini söylememize rağmen bu sürecin devam edeceği konusunda da şüpheler mevcut.”
“KARADENİZ'DE GIDA ZİNCİRİ KÜÇÜLMEKTE”
Prof. Dr. Kadir Seyhan, artan av baskısı ve diğer sebepler bir araya geldiğinde, Karadeniz'deki besin zincirinin 1950'li yıllardan bu yana bazı yıllar hariç azaldığının görüldüğünü kaydederek, “Karadeniz'in büyük balıkları azalmış ve daha çok balıkçılık, küçük balıklar üzerinde yapılıyor, gıda zinciri küçüldü” dedi.
UKRAYNALI BİLİM ADAMININ AÇIKLAMALARI
Ukrayna Güney Denizler Biyoloji Enstitüsü Genel Müdür Yardımcısı Yuri Tokarev, Karadeniz'de sadece 3 çeşit sanayi balık türü kaldığını ve önlem alınmaması halinde, Karadeniz'deki büyük balıkların tamamıyla yok olma tehlikesi yaşadığını söylemişti.
Yaptıkları detaylı inceleme sonucu bu sonuca ulaştıklarını belirten Tokarev, Karadeniz'de büyük balıkların yok olma tehdidiyle karşı karşıya olduğunu, buna karşın küçük balıkların giderek arttığını vurgulamıştı. Karadeniz'de eskiden Mersin balığı, lüfer ve kefal bulunduğunu da kaydeden Tokarev, “Şimdi ise Karadeniz uskumrusu bile yok. Karadeniz'deki balık stokunun yüzde 90'ını hamsi ve çaça türü küçük balıklar oluşturmakta” görüşünü savunmuştu.