Karadeniz'de antik mezarlık keşfedildi
Güncelleme Tarihi:
Bülent OVACIK-Asım GÜNEŞ/İSTANBUL
Oluşturulma Tarihi: Aralık 19, 2001 01:41
TRT için hazırladıkları ‘‘Derindeki Sır’’ belgeseli için Karadeniz'e dalan Haluk Cecan ve ekibi, antik bir mezarlık keşfetti. Cecan, Sinop Limanı'nın batısında, kıyıdan 100 metre açıkta ve 18 metre derinlikte görüntülenen lahitlerin içinin, testi kırıkları ve deniz canlılarıyla dolu olduğu söyledi.
Bölgede daha önce de, MIT'e bağlı Keşif Enstitüsü Başkanı Dr. Robert Ballard tarafından batık bir kente ait temel kalıntılarına rastlanmıştı.
Nuh Tufanı'nı araştıran Massachusets Teknoloji Enstitüsü'ne (MIT) bağlı Keşif Enstitüsü'nün Başkanı Dr. Robert Ballard'ın, Sinop açıklarında bulduğu batık kente ait temel kalıntılarının yakınlarında, Türk dalgıç ekibi de antik bir mezarlığın ilk görüntülerini çekmeyi başardı. Uluslararası ödüllü sualtı filmlerine imza atan Haluk Cecan ve ekibi, belgesel film çekimi için Sinop Limanı'nın batısında, kıyıdan 100 metre açıkta, 18 metre derinlikte beş lahit görüntüledi.
Cecan, Sinop açıklarında, Rus donanmasının baskını sırasında batan Osmanlı gemilerini görüntülemek amacıyla rehber balıkadam Yaşar Tarakçı, Yalçın Uras, İTÜ Sualtı Sporları Kulüp Başkanı Erdoğan Özarık, Selman Kahraman ve Erdinç Tunç'tan oluşan ekiple daldı. TRT adına ‘‘Derindeki Sır’’ adlı bir belgesel hazırlayan Cecan, lahitlerin tüm ekibi heyecanlandırdığını söyledi.
Taştan yapılmış lahitlerin ve üzeri oymalı kapakların birbirlerinden ayrı noktalarda bulunduğunu belirten Cecan, ‘‘Yaklaşık 18 metre derinlikte su oldukça bulanıktı. Lahitlerin üzerini yosunlar ve deniz canlıları kaplamıştı. Kapağı açık lahitlerin içi, testi kırıkları, kum ve deniz canlıları tarafından doldurulmuştu. Zarar vermemek için ellemedik’’ dedi.
Aynı bölgede bir de değirmen taşı da bulduklarını açıklayan Haluk Cecan, sualtı arkeologları tarafından bölgenin mutlaka incelenmesi gerektiğini söyledi.
Nuh Tufanı'nı araştırmak için geçen yıl Türkiye'ye gelen Dr. Robert Ballard, kendisine destek olan Türkiye Sualtı Arkeolojisi Vakfı'nın (TİNA) Rahmi M. Koç Sanayi Müzesi'nde düzenlediği toplantıda, 12 bin yıl önce yaşanan son buzul çağında Karadeniz'in büyük bir tatlı su gölü olduğunu anlatmıştı. Görüşlerini, ABD'deki Columbia Üniversitesi araştırmacılarından Bill Ryan ve Walther Pittman'ın, kutsal kitaplarda sözü edilen Nuh'un gemisi efsanesi hakkında geliştirdikleri teze dayandıran Balard, ‘‘Buzulların erimesiyle büyük bir tufan yaşandı. Yükselen Akdeniz'in suları 8 bin yıl önce karaları kapladı. Çanakkale ve İstanbul boğazları meydana geldi’ demişti.
Karadeniz, deniz dibi araştırmacılarının iştahını kabartan bölgelerden biri. Deniz yüzeyinin birkaç yüz metre altında ünlü 'ölü bölge' başlıyor. Bu sularda oksijen bulunmadığı için, doğal olarak tahtaları kemiren kurtlar yaşamıyor. Dolayısıyla, ölü bölge antik gemi batıkları için bir koruyucu görevi yapıyor.
Nuh Tufanı'nı araştıran Massachusets Teknoloji Enstitüsü'ne (MIT) bağlı Keşif Enstitüsü'nün Başkanı Dr. Robert Ballard'ın, Sinop açıklarında bulduğu batık kente ait temel kalıntılarının yakınlarında, Türk dalgıç ekibi de antik bir mezarlığın ilk görüntülerini çekmeyi başardı. Uluslararası ödüllü sualtı filmlerine imza atan Haluk Cecan ve ekibi, belgesel film çekimi için Sinop Limanı'nın batısında, kıyıdan 100 metre açıkta, 18 metre derinlikte beş lahit görüntüledi.
Cecan, Sinop açıklarında, Rus donanmasının baskını sırasında batan Osmanlı gemilerini görüntülemek amacıyla rehber balıkadam Yaşar Tarakçı, Yalçın Uras, İTÜ Sualtı Sporları Kulüp Başkanı Erdoğan Özarık, Selman Kahraman ve Erdinç Tunç'tan oluşan ekiple daldı. TRT adına ‘‘Derindeki Sır’’ adlı bir belgesel hazırlayan Cecan, lahitlerin tüm ekibi heyecanlandırdığını söyledi.
Taştan yapılmış lahitlerin ve üzeri oymalı kapakların birbirlerinden ayrı noktalarda bulunduğunu belirten Cecan, ‘‘Yaklaşık 18 metre derinlikte su oldukça bulanıktı. Lahitlerin üzerini yosunlar ve deniz canlıları kaplamıştı. Kapağı açık lahitlerin içi, testi kırıkları, kum ve deniz canlıları tarafından doldurulmuştu. Zarar vermemek için ellemedik’’ dedi.
Aynı bölgede bir de değirmen taşı da bulduklarını açıklayan Haluk Cecan, sualtı arkeologları tarafından bölgenin mutlaka incelenmesi gerektiğini söyledi.
Nuh Tufanı'nı araştırmak için geçen yıl Türkiye'ye gelen Dr. Robert Ballard, kendisine destek olan Türkiye Sualtı Arkeolojisi Vakfı'nın (TİNA) Rahmi M. Koç Sanayi Müzesi'nde düzenlediği toplantıda, 12 bin yıl önce yaşanan son buzul çağında Karadeniz'in büyük bir tatlı su gölü olduğunu anlatmıştı. Görüşlerini, ABD'deki Columbia Üniversitesi araştırmacılarından Bill Ryan ve Walther Pittman'ın, kutsal kitaplarda sözü edilen Nuh'un gemisi efsanesi hakkında geliştirdikleri teze dayandıran Balard, ‘‘Buzulların erimesiyle büyük bir tufan yaşandı. Yükselen Akdeniz'in suları 8 bin yıl önce karaları kapladı. Çanakkale ve İstanbul boğazları meydana geldi’ demişti.
Karadeniz, deniz dibi araştırmacılarının iştahını kabartan bölgelerden biri. Deniz yüzeyinin birkaç yüz metre altında ünlü 'ölü bölge' başlıyor. Bu sularda oksijen bulunmadığı için, doğal olarak tahtaları kemiren kurtlar yaşamıyor. Dolayısıyla, ölü bölge antik gemi batıkları için bir koruyucu görevi yapıyor.