Karadeniz’de büyük metan patlamaları felaket yarattı

Güncelleme Tarihi:

Karadeniz’de büyük metan patlamaları felaket yarattı
OluÅŸturulma Tarihi: Eylül 09, 2003 00:00

Ä°ngiliz jeologlar, dünya tarihindeki en büyük katili olarak metan gazını görüyor. AraÅŸtırmalara göre, Karadeniz diplerindeki metan birikiminin patlamasıyla 250 milyon yıl önce canlıları yok eden büyük felaketler yaÅŸandı...Ä°ngÄ°ltere Northwestern Ãœniversitesi jeologlarından Gregory Ryskin’in Geology dergisindeki yazısına göre oksijeni kıt olan Karadeniz’de yaÅŸanan metan püskürmesi, geçmiÅŸ jeolojik zamanlarda büyük bir felakete yol açmıştı. Metan, organik malzemenin oksijensiz ortamda çürümesiyle oluÅŸur. Bu gaz, karalarla çevrili deniz diplerinde buz halinde metan hidrat ÅŸeklinde birikir. Ve Karadeniz gibi kapalı denizlerde önemli miktarda birikmiÅŸ olabilir deniyor. Bilim adamlarının tahminlerine göre en güçlü metan püskürmeleri 250 milyon yıl önce gerçekleÅŸmiÅŸ olmalı. Permiyen döneminin sonunda üstteki havalandırılmış su tabakaları ve dipteki havasız tabakalar arasındaki dolaşım zayıftı. Dolayısıyla da derinlerde oksijen kıttı ve yüksek su basıncı nedeniyle de okyanusta dev metan birikimleri açığa çıkmıştı. Ryskin, mesela küçük bir meteorit çarpması yüzünden okyanustaki üst ve dip suların alt üst olarak metanın anında dışarı fokurdamasına yol açtığını düşünüyor. Bundan sonra devam eden bu süreç en dipteki yoÄŸun metan içerikli suyu yüzeye taşıyarak gazı serbest bırakmış ve büyük patlamalara yol açmıştı. ‘Denizlerde, dünyadaki nükleer silah varlığının on bin misli patlama kuvvetinde metan birikmiş’ olabilir diye tahmin ediyor Ryskin. ‘Bu da büyük zararlara yol açabilirdi.’ Permiyen döneminin sonunda tahminlere göre gerçekten de denizlerde yaÅŸayan türlerin %90’ı ve karadakilerin de %70’i yok olmuÅŸtu. Ve bu dünya üzerindeki en büyük toplu yok oluÅŸtu. Gökyüzünün tepesi giderek geri çekiliyorBÄ°lÄ°m insanları gökyüzünün iniÅŸe geçmekten çok, giderek yükseldiÄŸine ve bundan insanların sorumlu olduÄŸuna dikkat çekiyorlar. Lawrence Livermore Ulusal Laboratuvarı’ndan Ben Santer ve arkadaÅŸları, özellikle ulaşım ve endüstriyel atıklar nedeniyle, havakürenin en alt katmanı olan troposferin tepesinin 1979 yılından bu yana birkaç metre yükseldiÄŸini öne sürüyorlar. Santer troposfer yüksekliÄŸinin yeryüzündeki çevresel deÄŸiÅŸimin hangi boyutta olduÄŸunu yansıtan bir borometre iÅŸlevi bile görebileceÄŸine parmak basıyor. Üçü insan kökenli, ikisi doÄŸal olmak üzere çevresel deÄŸiÅŸime yol açan olası etmenlerin bir bilgisayar modelini oluÅŸturan araÅŸtırmacılar sera gazı düzeyleri, havadaki katı parçacıklar tarafından yansıtılan güneÅŸ ışığı, atmosferdeki ozon yoÄŸunluÄŸu, güneÅŸten gelen sıcaklık ve ışık, ve yanardaÄŸlardan havaküreye püskürtülen dost gibi farklı unsurlardaki deÄŸiÅŸimi incelediler. Tüm bu unsurlar farklı yüksekliklerdeki hava sıcaklıklarını etkilediklerinden, havakürenin farklı katmanlarının da geniÅŸleyip küçülmesine yol açarlar. ÖrneÄŸin, ozon katmanının yok edilmesi troposferin üzerinde yer alan stratosferin soÄŸuyup küçülmesine neden olurken, karbondioksit troposferi ısıtıp geniÅŸletiyor. Bu tür güçler troposfer ile stratosfer arasındaki sınırı aÅŸağı, ya da yukarıya çekiyor. Santer’in bilgisayar örneÄŸi, yalnızca tüm unsurlar dahil edildiÄŸinde, gözlemlere uygun olarak troposferin yüksekliÄŸinde bir artışa neden oldu. Ancak bulgular yirminci yüzyılın ikinci yarısında troposferde tanık olunan yükselmenin sera gazları ve ozon düzeylerindeki deÄŸiÅŸikliklerden kaynaklandığını ortaya koyuyor.2000 yıldan bu yana en sıcak dönemDÃœnyanIn farklı yerlerinden alınan sıcaklık verilerinin deÄŸerlendirilmesiyle ortaya çıkan sonuca göre kuzey yarımkürede 20.yy’ın sonlarında son iki bin yılın en sıcak dönemi yaÅŸanmış. Ä°ngiliz ve Amerikalı araÅŸtırmacılarının Geophysical Research Letters dergisindeki raporlarına göre geçtiÄŸimiz on yıllarda yaÅŸanan sıcaklıklar, 800-1200 arasındaki ılımlı dönemi bile gölgede bırakmış. AraÅŸtırmacılar dünyanın farklı yerlerine ait toprak örneklerini, buz karotiyeleri ve aÄŸaç halkalarını karşılaÅŸtırarak geçmiÅŸteki hava sıcaklıklarını yeni yöntemlerle saptayabilmiÅŸler. Kuzey yarımküredeki en soÄŸuk dönemler ise 6.,15. ve 19 yy’dı. Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!