Güncelleme Tarihi:
Kısa süre önce İzmir'in Karaburun İlçesi'nde meydana gelen 4.0 büyüklüğündeki depremi değerlendiren DEÜ Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü öğretim üyesi Prof.Dr. Atilla Uluğ, önemli açıklamalarda bulundu. Prof.Dr. Uluğ, “Karaburun fayı büyük deprem üretmez” diyen jeologlara tepki göstererek, fayın uzunluğu ya da kısalığına bakılarak depremin şiddeti ile ilgili yorum yapılamayacağını savundu. Prof.Dr. Uluğ, “Fayın uzunluğu-kısalığı parametrelerden sadece biri. Yırtılma hızı, oluş mekanizmaları gibi birçok faktör depremlerde önemli etkiye sahip. ‘İzmir'de büyük deprem olmaz’ diyorlar. Ben buna katılmıyorum. Karaburun fayı 7 ve üzerinde bir deprem yaratabilir. Karaburun fayı kısa bir fay değil. Fay, kuzeyde Midilli Adası'nın güneyinden başlayarak, Karaburun Yarımadası'nın doğu sahilleri boyunca güneye doğru devam edererek, Sığacık açıklarında tekrar deniz içinde Sisam Adası'nın kuzeyine kadar devam eder.
Depremin büyüklüğünün fay uzunluğu ile orantılanması doğru değil. Fakat Karaburun fayı büyük yıkıcı bir etki yaratabilir” dedi.
Prof.Dr. Uluğ, Karaburun fayının doğrusal atımlı olduğunu belirterek, bu tür faylarda makaslama hareketi olduğunu, fayın bu yönüyle de Kuzey Anadolu fay hattında benzediğini vurguladı. Prof.Dr. Uluğ, Karaburun fayının en son 1969 yılında hareket geçtiğini hatırlatarak, “Bu tür fayların çiftesi sert olur. Bu fay yıkıcı etkiler yaratabilir” uyarısında bulundu.
İzmir'deki fayların boşalan enerjisini uzun sürede topladığını ifade eden Prof.Dr. Uluğ, sözlerine şöyle devam etti:
“İzmir'deki faylar enerjisini çok çabuk toparlayamıyor. Adapazarı, Erzincan'dan geçen fay hattı 10 yılda enerjisini geri toplarken, İzmir'de bu süre 100 ile 500 yıl arasında değişiyor. Benim yaptığım araştırmaya göre büyük depremlerin periyodu 300 ile 500 yıl arasında değişiyor. İzmir'de 385 yıl önce yıkıcı etkiye sahip büyük bir deprem meydana gelmiş. Doğa ile randevu olmaz. İzmir fayı jeolojik olarak genç bir fay.”