Kara filme tutkun yönetmen

Güncelleme Tarihi:

Kara filme tutkun yönetmen
Oluşturulma Tarihi: Ocak 06, 1999 00:00

Haberin Devamı

Gösterimdeki ‘‘Tutku’’nun (Rounders) yönetmeni John Dahl, daha önce çektiği ‘‘Kill Me Again’’ (1989), ‘‘Red Rock West’’ (1992) ve ‘‘Last Seduction’’ (1994) adlı filmleriyle, 'film noir' (kara film) denilen türün ustalarından olduğunu kanıtlamış bir sinemacı. Matt Damon, Edward Norton, John Turturro, John Malkovich ve Martin Landau gibi isimlerin yer aldığı son filmi ‘‘Tutku’’yla ilgili olarak şunları söylüyor Dahl:

‘‘İlk üç filmimden sonra, yine 'film noir' türünde pek çok senaryo önerdiler. ‘Tutku’ da aynı türde, ama mesela ‘Kill Me Again’le karşılaştırıldığında, ‘Tutku’ daha ziyade bir karakter ve çevre incelemesi. Filmi yapmadan önce, Steven Zaillian'ın oyuna, özellikle satranca tutkun bir adamın hikayesini anlattığı ‘Bobby Fisher’ını; özel bir çevreye dalmak için Robert Rossen'ın ‘The Hustler’ını; iki erkek arasındaki dostluk için John Schlesinger'ın ‘Midnight Cowboy’unu (Geceyarısı Kovboyu) tekrar seyrettim.

‘‘Film noir'ı seviyorum, çünkü sinemanın otoyolunun dışında, kenarda yer alıyor. Zaafları olan, kendilerini aşan bir olaya kapılan, arsız bir alaycılık tutturan ve gizli yüzlerini ortaya koyan adamları gözleyen seyirci için zehirli ve büyüleyici bir tür. Bir yönetmen için de bir oyun: sürprizi ve gerilimi ayarlamak, cinsellik ve şiddet gibi (ister fiziksel ister manevi olsun) güçlü dramatik unsurlar kullanmak...

‘‘Stüdyolar 'film noir' teriminden nefret ederler, çünkü para getirmeyen bir şey. Bu yüzden, bir yapımcıyı görmeye gittiğimde, 'film noir' yapacağımı hiçbir zaman söylemem. Onlar 'sexy thriller' (cinsellik dolu gerilim) kelimelerinden hoşlanırlar. Pazarlamayla uğraşan insanların işini kolaylaştırır bu. Cinsellik ve şiddet vaadi sattırır.

‘‘Genç yönetmenler açısından, bu türde, çok güçlü dramatik şifreleri olan bir senaryoyla uğraşmanın verdiği zevk var, ama 'film noir' biraz daha fazla sapkınlık da gerektirir. Yoksa, 'sexy thriller' olur, ki bunun da o kadar ilgi çekici bir tarafı yoktur.

‘‘En beğendiğim yönetmen olan Billy Wilder, gelmiş geçmiş en iyi 'film noir'lardan birini yapmıştır: ‘Double Indemnity’ (Çifte Tazminat). Bu filmi çok severim çünkü babam sigortacıydı ve filmi ilk gördüğümde, bu işin cinsel açıdan bu kadar karışık olabileceğini hiç düşünmediğimi hatırlıyorum. Filmin kahramanı Fred McMurray'nin suratı, herhangi bir ortalama Amerikalı'dan farksızdır. Ve birden, babama benzeyebilecek olan bir adam gizli, karanlık yüzünü ortaya çıkarıyordu. Bu bende iz bıraktı.’’

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!