Kapılardaki değişim, komşuluk ilişkilerine yansıyor

Güncelleme Tarihi:

Kapılardaki değişim, komşuluk ilişkilerine yansıyor
Oluşturulma Tarihi: Eylül 26, 2012 13:27

Ailenin dışarıyla iletişimini sağlayan kapılardaki yapısal değişim, komşuluk ilişkilerinin yüzeyselleşmesi ve zayıflamasında önemli rol oynuyor.

Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Felsefe Tarihi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hacı Ömer Özden, yaptığı açıklamada, ev kapıları ile ilişkilerin doğrudan bağlantısı bulunduğunu söyledi.

Kapıların toplumsal hayatla doğrudan doğruya bir ilişkisi bulunduğunu ifade eden Özden, “Bizim dışarıyla bağımızı kuran ilk yer kapılardır. Kapıdan dışarı çıkarız, toplumla bir araya geliriz ya da kapıdan içeri girerek evimizle, ailemizle bir araya geliriz. Misafirlerimiz de yine kapılardan izin alıp girerek bizimle ilişki, iletişim kurabilirler” dedi.

Geçmişte evlerin kapılarının sokaklara açıldığını, günümüzde artık mahalle hayatından uzaklaşılıp, apartman hayatının yaygınlaştığını belirten Özden, toplum hayatı değiştikçe kapıların yapısının da değiştiğini anlatarak, “Eskiden kapılar ahşaptandı. Ahşap olan bu kapıların çok fazla da güvenliğe ihtiyacı yoktu. Hatta köylerde kapılar geceleri bile kilitlenmezdi. Yatarken 'kapıyı kilitlediniz mi?' sorusu yoktu. Oysa şimdi herkes birbirine 'kapıyı kilitledin mi?' diye soruyor” şeklinde konuştu.

Özden, mahalle yapısının değişmesiyle güvenlik sorununun da oluştuğuna dikkati çekerek, ahşap kapıların bir süre sonra sac ile kaplanarak kırılmayacak şekilde daha güvenli hale getirildiğini söyledi. Bu kapıların arkasına kapı kol demiri yapıldığını anlatan Özden, ahşap kapıdan sonra yavaş yavaş demir kapıya geçildiğini, ancak demirin suya, neme, rutubete dayanıklılığının az olması nedeniyle paslandığını, sık sık boyanması gerektiğini, bu nedenle de demir kapılardan da vazgeçildiğini ifade etti.

Bir dönem alüminyum alaşım kapıların kullanıldığını dile getiren Özden, bu kapılar da fazla dayanıklı olmayınca çelik kapılara dönüldüğünü ifade etti.

“Artık kapılarımız bir kale kapısına dönmeye başladı”

Özden, geleneksel mahalle yapısında komşuların birbiriyle sıkı ilişki içerisinde olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti: “Kapımızı sabah açtığımızda komşumuzu görürdük, hal hatır sorulurdu. Erkekler işlerine gittiği için kapıları kullanan gün boyu hanımlardı. Dolayısıyla hanımlar gün boyu bu kapılar aracılığıyla komşuluk yaparlardı. Şimdi apartman sisteminde maalesef öyle değil. Kapının önünden geçerken kapı açıksa komşunuz siz görmeyesiniz diye kapıyı kapatıyor. Eskiden ayıp olmasın diye kapı yarım açıksa tam açılırdı. Bu değişim sosyal ilişkileri çok etkiliyor. Komşularımızla iyi iletişim kuramıyoruz. Şimdi herkes kendi yağıyla kavrulmaya çalışıyor. Bu da toplum hayatının çok ileri düzeyde olduğu, dayanışmanın çok ileri düzeyde olduğu Türk toplum yapısını olumsuz yönde etkiliyor.”
Günümüzde kapılarda bulunan dürbünün yerine eski evlerde “tırhış” denen tahta perde olduğunu anlatan Özden, tırhışın dışarıdan bakıldığında içeriyi göstermediğini, sadece dışarıyı gösterdiğini söyledi. Özden kadınların, tırhışların arkasından sohbet ettiğini böylece sokaktan geçen yabancıların kadınları görmediğini belirterek, “İri gözler ufak gözler, beni gizler, seni gözler” bilmecisinin de Erzurum'da tırhışı anlattığını ifade etti.

Kapıların insan ilişkileriyle değiştiğini vurgulayan Özden, konuşmasını şöyle tamamladı: “Eskiden biz kapılarla dostluğa açılırdık. Kapıların değişmesi, insanların birbirine olan güveninin azalmasının bir göstergesi. Biraz da eğitim düzeyiyle alakalı. Eskiden insanlar belki okulda verilen eğitim manasında çok iyi bir tahsil görmüyordu, ama komşuluk ilişkileri onları eğittiği için birbirlerinden zarar görmeyeceklerini hissediyorlardı, biliyorlardı. Zaten zarar göreceği insanla da ilişkilerini ona göre ayarlıyorlardı. Şimdi kimden zarar gelir, kimden gelmez ayarlayamıyoruz. İnsanlar birbirlerini tanırlarsa birbirlerine güvenip güvenemeyeceklerini anlarlar. Eve giriş çıkışlar zorlaştı. Artık kapılarımız bir kale kapısına dönmeye başladı.”

“Kapıların bir suçu yok, suç bizde”

Erzurum Girişimci Kadınlar Derneği Başkanı Zekiye Çomaklı da toplum değiştikçe kapıların da değiştiğini söyledi.

“Ahşap kapılardan çelik kapılara geçerken çelik kapıları suçlamayalım. Çelik kapılar günümüzde aslında çok değerli bir icat” diyen Çomaklı, komşuluk ilişkilerinin değiştiğine dikkati çekerek, apartmanda insanların komşularını tanımadığını, birbirlerinden habersiz olduklarını ifade etti.

Türk toplumunun komşuluk ilişkilerine önem verdiğini ifade eden Çomaklı, “Komşuluk ilişkilerine çok değer veren bir milletiz. 'Komşusu açken tok yatan bizden değildir' diyen bir dinin mensuplarıyız. Bunlar bize yakışmıyor. Ama ne yazık ki Avrupalılara özenmekten, kendi gelenek göreneklerimizi unutuyoruz. Kültürünü unutan, kültürel dejenerasyona uğrayan milletler millet olma vasfını kaybeder. Biz kültürümüzü unutmamalıyız. Türk-Müslüman toplumunun evlatlarıyız. Onun için kapıların bir suçu yok, suç bizde” diye konuştu.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!