Kapatma davası sorunları gölgede bıraktı

Güncelleme Tarihi:

Kapatma davası sorunları gölgede bıraktı
Oluşturulma Tarihi: Mart 19, 2008 07:59

CHP lideri Deniz Baykal partisinin grup toplantısında, Bakan Cemil Çiçek'in DTP'nin kapatılma davasıyla ilgili sözlerini hatırlattı. Çiçek'in DTP için 'Siyasilerin kendilerini, davranış biçimlerini denetlemelerinde yarar var' sözlerine karşılık bugün AKP'nin kapatılma davası ile ilgili söyleminin farklı olduğuna dikkat çeken Baykal, 'DTP'lilerin kendilerini demetlemelerinde fayda var da AKP'lilerin denetlemelerinde yarar yok mu?' diye konuştu.

Haberin Devamı

İşte Baykal'ın konuşmasından satır başları;

- Mustafa Kemal büyük imparatorluk camiası içinde Çanakkale Zaferi ile keşfedilmiştir.
- Hepimiz bunun bir parçasıyız. Bununla iftihar ediyoruz. Yedek subayların her birisi cephede imparatorluğa biraz nefes aldıracağız diye canlarını vermişlerdir. Bizde bununla gurur duyuyoruz.

ÖNEMLİ OLAYLARI GÜNDEME ALDIK VE TÜKETTİK
- Son günlerde çok önemli olayları hızla gündemimize aldık ve tükettik. 
- 2 hafta önce askeri operasyonu konuşuyorduk. Askeri harekatın bitmesini tartışıyorduk. Neden, niçin, ne oluyor, hangi büyük senaryo yürütülüyor onu soruyorduk. Ondan hemen sonra türban önümüze geldi. Türkiye türbanla ilgili anayasa değişikliği tartışmalarından geçti..
- Bu hafta da AKP’nin kapatılması konusu hukuk ve siyasi dünyamıza büyük bir olay olarak geldi dayandı. Eğer bu dava olmasaydı, Sosyal Sigortalar Yasası'nı konuşuyor olacaktık.

Haberin Devamı

- Cuma günü sendikalarımız, nihayet bu sürece karşı bir tepki koyma ihtiyacı hissettiler ve eylem yaptılar.
- Bu eyleme karşı iktidar ağır bir tepki sergiledi. Başbakan 'sendikalar yalan söylüyorlar, okumadan konuşuyorlar. Haklar gerilemiyor' dedi. Aslında hiç kuşku yok ki olması gereken Türkiye’de insanlarımızı yakından ilgilendiren sorunların, siyasi çalışmalarnı toplumumuzda hızla gerçekleştirilmesidir. İstenen budur.

- Terörle mücadele konusunda ne yapmamız gerektiğini, yaşadıklarımızı unutmadan ciddiyetle takip etmek durumundaydık, bu konudaki dikkatimizi ayakta tutmak zorundaydık. Yaklaşan büyük ekonomik krizin getireceği çalkantıya hazırlanmamız gerekiyordu..
- Önce cumhurbaşkanlığı tartışmaları içine sürüklendik. Böyle bir konunun bütün Türkiye’nin desteğiyle şekillendirilmesi gerekirken, maalesef bu konuyu iktidar bir kamplaşma konusu haline getirdi.

- Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra ise türban konusunda anayasa değişikliği içinde aynı şekilde ele alındı.
- Sosyal güvenlik reformundaki tutumda cumhurbaşkanlığı seçiminde de aynısı oldu. İktidarın istediğimi yaparım, istediğimi kabul ettiririm, bu çatışmacı üslup devam etti.
- AKP yasayı geri çekme noktasına geldi. Bu ders çok daha başlangıçta alınmalıydı. Cumhurbaşkanı seçimi keşke uzlaşmacı şekilde yapılsaydı. şimdi ki durum çok değişik olurdu.
- Biz bu konularla uğraşıyoruz. Başbakan çıkmış, yalan söylüyorsunuz demiş, hak kaybı yok demiş.

Haberin Devamı

ERKEKLERDE YAŞ SINIRI 65'E ÇIKIYOR

- Başbakanın yalan söylüyorlar, hiçbir hak kaybı yok dediği, emeklilik kadınlar için 58, erkekler için 60 olan yaş sınırı, kademeli olarak 65’e prim günü ise 9000 güne çıkarılmaktadır.

- Yılda 200 gün prim ödeseniz 45 yıl prim ödemek zorundasınız. Bu en büyük hak kaybıdır. Bunun telafi edilmesi zorunludur..

- Aynı fiili hizmet zammından yaralanan çalışanların bazıları, getirilen düzenlemeyle bu zamdan yararlanamayacaklar..

- Malullük ve ölüm aylığı için aranan 5 yıllık süre 10 yıla çıkarılmaktadır.

- Gelişme hızının yüzde 100’ü yerine yüzde 30’u ele alınmaktadır..

Haberin Devamı

- Dul eşinin aylığı düşecektir.

- Emekli aylığı almanın şartları ağırlaştırılıyor.

 

AKP'NİN KAPATILMASI DAVASI ÖNEMLİ BİR GELİŞMEDİR

- Askeri harekat 8 günden sonra noktalanıp, askerlerimiz çekildikten hemen sonra, iç ve dış bir yeni müzakere süreci harekete geçirilmişken, bu sürecin hangi hedefe yönelik olarak başlatılıyor, neyi sağlayacak bunlar belli değilken, bunları konuşmamız gerekirken, bunlara eğilme fırsatını kaybettiren bir durumla karşı karşıya kaldık.

- AKP’nin laikliğe aykırı eylemlerin odak noktasına dönüştüğü bir iddianame ortaya konularak bir dava açıldı.

Bu çok önemli bir gelişmedir.

- Böyle bir tablonun ortaya çıkması hepimizi derinden üzmüştür. Kapatılması talebinin haklı kılacak gerekçelerle yetkili başsavcı tarafından dava açılmış olması, hiç kuşku yok ki bir demokrasi tökezlemesidir.

Haberin Devamı

- Böyle bir olayı sevinçle karşılamak mümkün değildir.

- Biz bir parti kapatılmasının ne demek olduğunu bilen insanlarız.

- Biz siyasi hak yasağı getirilmesinin ne getirdiğini bilen insanlarız.

- Mahkeme önüne çıkamadan, suçları dinleyemeden cevap veremeden, tek taraflı bir emirname ile partisi kapatılmış insanlarız.

- O acıyı hepimiz çok iyi biliriz..

- Ortada bir yargı kararı ve suç yokken, yolsuzluk iddiası yokken, sadece birileri uygun gördü diye, seçilmiş bazı kişilere 5 yıldan 10 yıla kadar siyaset getirilmesinin ne demek olduğunu biliriz.

- Biz Türkiye’de çağdaş anlamda demokrasiyi, yaşama geçirmek için yola çıkmış insanlarız. Mücadelemizin hedefinde bu var.

Haberin Devamı

- Eğer gerçek demokrasi sağlıklı bir şekilde işliyorsa bu bizim zaferimizidir.

- Demokrasi işlediği zaman biz mutlu oluruz. O nedenle biz Türkiye’de ortaya çıkan bu tablodan ciddi üzüntü duyduk, bunun herkes tarafından anlaşılmasını istiyoruz.

- Kimse olayı ‘milli irade’ diyerek çarpıtmaya kalkmasın.

 

 BAŞSAVCI'NIN KİŞİSEL DEĞERLENDİRMESİ DEMEK YANLIŞTIR

- ‘Başsavcının kişisel değerlendirmesi’ demek yanlış.

 - Siyasetin sunduğu sonuçlar yargının sunduğu arasında fark var.

 - Çatışma anayasanın laiklik ilkesinden kaynaklanıyor.

 - Anayasa dinin siyasette kullanılmasını yasaklıyor. İslam aleminde böyle bir ilkeyi uygulayan başka bir ülke yok. Ama bizim gerçekleştirdiğimiz demokrasi düzeyine ulaşan başka bir ülke de yok.

- Bu kriz hukuk krizi değil, laikliğin sindirilememesidir.

 

SORUN SİYASETÇİLERDE 

-Laiklik olmasa Türkiye bugünkü noktaya gelirmiydi? Bunu kimse görmemeye çalışıyor. Dünyada Türkiye gibi demokrasiyi bu noktaya getirmiş bir ülke yok. Demokrasi diye diye bu temeli tahrip etmekte olduklarını anlamış değiller.

- Çok açık tablo. Sorun siyasetçi sorunudur. Sorun, Türkiye’de bir yandan anayasayı kabul etmiş onu içine sindirmiş, hatta gelip Meclis’te onu koruyacağına dair yemin etmiş olupta, öbür yandan bu Anayasa'nın içini boşaltmaya yönelik sistemli çabaları kendilerine takiyye mantığıyla haklı göstererek sürdürme çabasında olan siyasetçilerden kaynaklanan sorundur.

 

5,5 YIL ÖNCE AKP İKTİDARINI UYARMIŞTIK

- 2002 yılında seçim yapıldı. Seçimden 3 gün sonra, AKP Genel Merkezi'ni ziyaret ettik. Türkiye'de ilk kez olan bir olaydır.Biz gittik ve kutladık. Sayın Erdoğan’ı sayın Gül’ü kutladık.

- Ben dedim ki; 'hayırlı olsun, başarılar dileriz, biz her türlü katkıyı vermeye hazırız. Sakın ha Türkiye’nin anayasal düzenlerinin temelleriyle oynamayın. Bununla oynarsanız, Türkiye’yi kendisiyle uğraştırırsınız. Gerginlikler ortaya çıkar, çatışmalar yaşanır.'

- Bize dediler ki; 'Merak etmeyin öyle şeyler olmaz.'

- 'Bu aşamada böyle konuşulur. Bunlar balayı günleri. Bir süre sonrası için bunları söylüyorum' dedim.

- Erbakan zamanında da aynı şey olmuştu.

- Biz AKP’nin Genel Başkanı'nın milletvekili olabilmesi için üzerimize düşeni yaptık. Onun için gerekli alt yapıyı oluşturduk

- Ama daha sonra 2005 yılında 23 Nisan günü ilk kez laiklik ilkesinin kaldırılması talebi Meclis Başkanı tarafından dile getirildi.

- 'Bunu yavaş yavaş yapacağız' denildi ve böylece takiyye ortaya çıktı.

- 2005’in Temmuz’unda ben 'bu gidiş iyi gidiş değildir, bu tehlikeli bir gidiştir. Bunun için herkesi göreve çağırıyorum' dedim. Bununla siyasetten beklenmesi gereken uyarı görevimizi, önce siyasi kadroya sonra vatandaşlarımıza yaptık.

- Siyaset işlemeyince hukuk var. Hukuk işlemeyince ne var ?

- Bizim anayasamızda kendisini gösteren denge muhteşem bir dengedir.

- Türkiye çok sıkıntılı bir dönemin içinden geçiyor. Biz, Türkiye buralara gelmesin istedik. Bu noktada olmaktan mutluluk duymuyoruz. Türkiye’yi bu noktaya gelmesini sağlayanlarını haklı da bulmuyoruz. Tam tersine..

 

DÜNYA ÇATIŞMAYI LAİKLİK VE DİN ÇATIŞMASI OLARAK GÖRÜYOR 

- Demokrasiyle hukuk çatışırsa, hukuku biz kendimize göre yaparız diyorlar.

- Şöyle bir bakın dünya basınına.. Çatışma laiklik ve din çatışması olarak görülüyor.

- Hiçbir anayasa, yasa, kanun, siyasetçinin işlevini üstlenemez. Siyasetçinin zaaflarını kapatamaz.

- Anayasalar ve yasalar ancak onu işletecek siyasetçinin elinde yaşama geçirilir. Eğer farkında olmaz, tam tersine çatışma arayışı içerisindeyseler, böyle daha iyi olur anlayışıyla yola çıkıyorlarsa, bunun sonucunda varacakları yer uzlaşmış toplum hedefi değildir.

- Bunu ucuz siyasi polemiklerle geçiştirmek mümkün değildir.

 

TÜRKİYE KUTUPLAŞMANIN İÇİNE SÜRÜKLENİYOR

- Türkiye bir kutuplaşmanın içine sürükleniyor. Türkiye bunu hızla aşmak zorundadır.

- Son zamanlarda hukukçulara karşı sergilenen yaklaşımı kınıyorum. Bunu demokrasi kültürüyle bağdaştırmıyorum.

- Demokrasi bir bütündür..

- Yüzde 46 oy almış bir parti kapatılır mı? Onu bırakalım hiçbir parti kapatılmaz. Bu noktada olması daha şaşırtıcıdır..

- Hukuk oy düzenine göre işlemez. Bunun hesabını mı yapacağız?

- Güçlüye, yüksek oy düzenine göre hukuk işlemez mi?

- Çok zengin olan birisi cinayet işlediği zaman, o adam cezaevine konur mu diyecek miyiz? Böyle bir şey olur mu?

- Hukuk varsa var, yoksa yok.

- Bir süre önce Başbakan 'Yargıya intikal eden konular üzerinde konuşmak yanlış olur' demişti. Bu DTP ile ilgiliydi, AKP ile ilgili değildi. O zaman mı doğru söylüyor, yoksa şimdi yargıya en büyük hakaretleri yaparken mi doğru söylüyor?

- Meclis Başkanımızın son açıklamalarını ona yakıştıramıyorum. Toptan diyor ki; 'Ben şimdi 23 Nisan'da çocuklara ne söyleyeceğim.' Toptan çocuklara 'Türkiye'de hukuk işliyor' diyecek.

- Adalet Bakanı diyor ki; “Adalet Bakanı olarak yargıya intikal eden bir konu hakkında bir yorum yapmam doğru olmaz.' Ama tutamıyor kendini ve “Ancak siyasilerin kendilerini, davranış biçimlerini denetlemelerinde yarar var” diyor.Bakanların DTP ile ilgili söylemleri farklı, AKP ile ilgili söylemleri farklı.

- DTP’lilerin kendilerini denetlemelerinde yarar var da, AKP’lilerin kendilerini denetlemelerinde yarar yok mu ?

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!