Güncelleme Tarihi:
KAPANCA YAYLASINDA SÜREN BİN YILLIK GELENEK - FOTO GALERİ
Yüzyıllardan bu yana Edremit Bölgesinde Kazdağları eteklerinde yaşayan Türkmen Köyleri Ağustos ayının ilk haftasında Kapanca yaylasına çıkarak atalarından kalan bu köklü geleneği sürdürüyorlar. Kapanca yaylasına daha önceleri atlar ve katırlar ile çıkan köylüler şimdi teknolojinin de verdiği imkânlar doğrultusunda araçları ve modern çadırları ile çıkıyorlar. Bundan 10 yıl öncesine kadar yaylacılar, ormandan buldukları ağaçlar ve keçi tüyünden çadırlar ile konakladıklarını ifade ediyorlar.
Yaylanın vazgeçilmez ritüellerinden bir tanesi Kapanca Yaylasına ismini veren Kapanca Dedesinin mezarında dualar edilmesi ve ağaçlara dilekler asılması ve gelecek senenin hayırlı geçmesi için kurbanlar adanması. Bunun yanında Türkmen kültüründe önemli bir yer alan Semah’ın gerçekleştirilmesi bu yayla etkinliklerinin vazgeçilmezleri arasında. Yediden yetmiş yediye çok büyük bir katılım ve düzen içinde gerçekleştirilen etkinlikler hakkında bilgi veren Çamcı Köyü Muhtarı İsmail Öztürmen, yıllar önce atalarının İstanbul’un fethi için gemi yapmak üzere iç anadolu’dan bölgeye geldiğini ve Kazdağlarını kendilerine mesken edindiklerini ifade etti. Türkmen geleneklerinde Şamanizm’in büyük bir etkisi olduğunu ifade eden Öztürmen yayla etkinliklerinin de bu etkilerden biri olduğunu bildirdi. Muhtar Öztürmen bin yıllık bir geleneği, yüzyıllardan beri Kazdağların da gerçekleştirdiklerini ve bu emaneti genç nesillere taşımak için büyük bir gayret içinde olduklarını söyledi.
Yaylada çadırlarda zaman geçiren Türkmenler ibadet yapmadıkları zamanlarda, kuzine denilen ocaklarda bazlama pişirip, kendi aralarında bayanlar türküler ve ağıtlar söylerken, erkekler ağaç oymacılığı yapıyor yaylada. Türkmen bayanları bu süreç içinde kendilerine has allı pullu üç etek denilen kıyafetleri ile dikkat çekiyor yemyeşil Kazdağları doğasında. Kırmızının ağır bastığı bu kıyafetlere üç etek diyorlar. Bayanların başına bakın evli mi, yoksa bekâr mı olduğunu anında anlayabiliyorsunuz. Evli bayanlar düğünlerde takılan altınlar ve iğne oyaları ile süslü başlıklar takarken, bunun başı bağlı (Evli) anlamına geldiği söyleniyor. İnce bir mizah ile sosyal statüde her kes yerini alıyor.
Bunun yanında, dostlar, akrabalar buluşuyor, aralarındaki dostluk bağlarını geliştiriyorlar. Bu yıl 17 gün sürecek etkinlikler kapsamında zirveye çıkanlara, orada bulunanlar tarafından şerbet ve lokum ikram ediliyor. Bazı Türkmenler de, etkinliklere günü birlik katılıyor. Bu tarihler arasında Milli Parklar yöre insanından giriş ücreti almıyor, yerel kılavuz istenmiyor.
Yayla etkinliklerine katılan Edremit Belediye Başkanı Av. Tuncay Kılıç yüz yıllardan bu yana Edremit bölgesinde Türkmen köylerinin Kapanca yaylasında etkinlik gerçekleştirdiğini ifade ederek “Öz benliğimizin, güzel renklerinden olan Türkmen kardeşlerimiz, burada yükseklere çıkarak, yüce Mevla’ya yakın olduklarına inandıkları bu alanda dualar ediyor, kurbanlar kesiyorlar. Gelecek yılın kendilerine ve bölgelerine hayırlar getirmesi için köylerinden çıkıp bu alanda konaklıyor ve bu etkinliği gelecek nesillere en iyi şekilde taşıyorlar” dedi.
Yaklaşık 300 ailenin katıldığı bu etkinlikler her yıl ağustos ayının ilk haftasında başlayarak yaklaşık 15 gün kadar devam ediyor.
Sarıkız efsanesi
EFSANEYE göre, Sarıkız, fakir babasıyla birlikte Edremit'in Güre köyünde yaşar. Sarıkız ile evlenmek isteyen gençler, yüz bulamayınca onun hakkında dedikodular yayıp hakaret etmeye başlar. Yöre halkı, babadan kızını öldürmesini ya da köyden kovmasını ister. Çaresiz olarak kızını Kaz Dağları'nın bir tepesine bırakıp köye dönen baba, birkaç hafta geçince "Gidip bir bakayım, hiç olmazsa belki ölüsünü bulur, ona mezar yaparım" diyerek dağa çıkar. Ancak kızını bıraktığı vahşi ormanda kaz güderken bulur. Burada abdest almak istediği suyun tuzlu olduğunu fark eden baba, çevrede deniz bulunmamasına rağmen suyu uzanıp denizden doldurduğunu söyleyen kızının ermiş olduğuna inanır ve onunla birlikte dağlarda yaşamaya başlar. Yıllar sonra ölen babasını, Kazdağları'nın en yüksek tepesi olan ve halen Baba Dağı olarak anılan tepeye gömen Sarıkız da bir süre sonra ölür. Baba Dağı'nın yakınındaki Sarıkız Tepesi'ne gömülen genç kız adına türbe yapılır.