Kanvasdeşen Patricia

Güncelleme Tarihi:

Kanvasdeşen Patricia
Oluşturulma Tarihi: Aralık 11, 2001 00:00

Kay Scarpetta romanları okumaktan hakikaten keyif alırım.Patricia Cornwell'in yarattığı bir kahraman olan Kay Scarpetta, cinayet romanları okumayı seven hemen herkesin favorisidir zaten.Bu romanlarla 200 milyon dolar gibi muazzam bir servet elde eden Patricia Cornwell, kısa bir süre önce, Büyük Britanya'da  "Ripperologist" olarak anılan Karındeşen Jack (Jack The Ripper) uzmanlarının yüreklerini hoplatan bir açıklama yaptı: "Katili buldum!.."* * *Şimdi efendim, ben bu konunun elbette uzmanı değilim. Ne adli tıp deneyimim var, ne de dedektiflik. Gayet, basit ve sıradan, cinayet olaylarıyla, özellikle de seri cinayetler işleyen katillerle ilgili amatör bir okuyucuyum. Patricia Cornwell'in iddiası haliyle benim de dikkatimi çekti.Önce bizim gazetelerden, sonra da yabancı gazetelerden Patricia Cornwell'in iddialarını okudum. Ve açık konuşmak gerekirse hiç ama hiç tatmin olmadım.Karındeşen Jack hakkında çıkmış bütün kitapları, bütün makaleleri  okumaya imkanım oldu dersem yalancı durumuna düşerim. Ancak bu konuda iki üç laf edecek kadar bilgim var.Karındeşen Jack, 31 Ağustos-8 Kasım 1888 tarihleri arasında 5 kadını öldürdüğü sanılan katilin kabul edilmiş lakabı. Bu lakabı da zaten, yetkililere yazdığı bir mektupta kendisi kullanmıştı. O mektubun bile gerçekliği tartışılıyor ama Karındeşen Jack lakabı herkesçe kabul ediliyor.Dünyanın en gizemli cinayet davası olarak bilinen Karındeşen Jack davası için ömrünü harcamış insanlar var.5 cinayeti kabul edenlerin sayısı çok fazladır. Kimdir bu 5 talihsiz kadın: Polly Nichols, Annie Chapman, Elizabeth Stride, Catherine Eddowes ve Mary Kelly.Fakat benim gibi kurban sayısının aslında daha fazla olduğunu, Martha Tabram'ın, Emma Smith'in, Wynne Baxter'in, Frances Coles'in ve hatta Elizabeth Long'un katilinin de Karındeşen Jack olduğunu düşünenlerin sayısı da az değildir.Karındeşen Jack uzmanları, katilin özellikleri açısından şu noktalarda birleşir:· Beyaz bir erkek· Ora boylu veya biraz daha kısa· Cinayetlerin işlendiği 1888'de 20 ila 40 yalşarı arasındaydı· İyi giyimli ve yabancı olma ihtimali var· Tıbbi deneyim sahibi ve sağ elini kullanıyor· Cinayetlerin hepsi de hafta sonu işlendi. Düzenli işi olabilir.* * *Cinayetleri araştıran dedektifler o yıllarda pek çok isim üzerinde yoğunlaşmış. Son cinayetin işlendiği tarihten 7 hafta sonra Thames Nehri'nde ölü olarak bulunan Montagne John Druitt'in ailesi, oğullarının cinsel problemleri bulunduğunu ve katilin o olabileceğini iddia etmişti. Azılı bir kadın, özellikle de fahişe düşmanı olarak bilinen Kosminski de katil zanlıları arasındaydı. Polonyalı bir Yahudi göçmeni olan Kosinski, 1889'da bir akıl hastanesine kapatıldı ve bildiğim kadarıyla orada öldü. Rus doktor Michael Ostrog da şüpheliler arasındaydı ama üzerinde pek durulmamıştı.Benim en sevdiğim iddia ise Kraliyet Ailesi ile ilgili olandır. Belki de içinde Kraliyet Ailesi'ni ilgilendiren dedikodu malzemesi olduğundan, dönemin Büyük Britanyası'nda en sevilen teori de bu olmuştu zaten...Meşhur Kraliçe Victoria'nın torunu olan Clarence Dükü Prens Albert Victor'un adı bu korkunç cinayetler zinciriyle beraber anılıyordu.Bir iddiaya göre, Prens Alber Victor (Eddy olarak anılıyormuş o zamanlar), cinayete kurban giden fahişelerden birini hamile bırakmıştı. Bu fahişeye aşık olan ve evlenmek isteyen Prens'e bunun asla mümkün olamayacağı Kraliyet Ailesi'ne yaraşır bir nezaketle bildirilmişti. Gelin adayı hem fahişeydi, hem de Katolik'ti (Zihniyete bakar mısınız?..)Bu durumda devreye Kraliyet Ailesi'nin sağlık problemlerini çözmekle görevli Sir William Gull girmiş, Prens'in yasak aşkını ve bu aşkı bilen arkadaşlarını ortadan kaldır(t)mıştı...Prens'in eşcinsel olduğu biliniyordu. Bir iddia da zaten bununla ilgiliydi. Prens'in Cambridge'te okuduğu yıllarda Kenneth Stephen adlı bir sevgilisi vardı. Prens, Stephen'i terk edince, kabli kırık sevgili çılgına dönmüş ve şüpheleri eski aşığının üstüne yıkacak şekilde bu cinayetleri işlemişti...İkisi de saçma, dikkate alınmayan ama bu davayla ilgilenenlerin sevdiği iddialar. Bence de güzel dedikodular...* * *Karındeşen Jack'ın kim olduğunun bulunması bence çok zor. 1992 senesinde Michael Barrett adında bir adam, elinde bir günlükle ortaya çıkmıştı. James Maybrick adlı bir pamuk tüccarına ait olduğunu öne sürdüğü bu günlük, Barrett'a göre, meşhur Karındeşen Jack'ın günlüğüydü.Günlüğü okuyan uzmanlar, Victoria dönemi İngilizcesiyle yazılmış itiraflar karşısında şaşkınlığa düşmüş, Karındeşen Jack'a ömrünü adamış insanlar ikiye bölünmüştü.Bir grup günlüğün gerçek olduğunu, diğer bir grup ise sahte olduğunu öne sürüyordu. Üç yıl süren bu tartışma, günlüğü ortaya çıkaran Barrett'in, "O günlüğü karım ve ben hazırladık" itirafıyla sona ermişti.* * *Patricia Cornwell'e dönersek. İddiası ilginç ama ben ikna olmadım. Diyeceksiniz ki, senin ikna olman şart mı? Tabii ki değil. Ama bana biraz, parası çok gelmiş insanların yaptıkları tuhaflıklardan biri gibi geldi. Patricia Cornwell, bu iddiası için 4 milyon dolar harcamış. Ama haberi okuyunca görüyorsunuz ki, bu 4 milyon doların büyük bölümünü, Karındeşen olduğunu iddia ettiği ressam Walter Sickert'in tablolarını satın almak için harcamış.Sonra ne yapmış Patricia Cornwell, bir kanıt bulurum diye tutmuş tablolardan birini cart diye kanvasından ayırmış.Sickert'in Karındeşen olup olmadığı çok tartışılır, ama bundan sonra unutulmaz bir vandallık örneği sergileyen Cornwell'ın "Kanvasdeşen Patricia" olarak anılacağı kesin...
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!