Güncelleme Tarihi:
İADE ZORUNLUYDU
Almanya’da güvenlik görevlisi olarak çalışan 44 yaşındaki Turhan D. ile Canan D. 2001 yılında görücü usulü evlendi ve 2 çocukları oldu. 2003’te Batuhan, 2010’da Berke doğdu. Ailenin mutluluğu 31 Aralık 2017’de bozuldu. O gün yaşanan tartışmadan sonra Canan D., 2 oğlu ile Türkiye’ye dönerek, Eskişehir’de anne ve babasının yanına yerleşti. Batuhan’ı liseye, Berke’ye ilkokulu yazdırdı. Turhan D., çocuklarının eşi tarafından kaçırıldığını ve zorla alıkonulduklarını iddia ederek, Alman makamlarına başvurdu. Almanya, Türkiye’nin taraf olduğu ‘Uluslararası Çocuk Kaçırmanın Hukuki Veçhelerine Dair Lahey Sözleşmesi’ne göre çocukların iadesini istedi. İade yazısında, sözleşmeye göre 16 yaşından küçüklerin, mutat yaşadığı ülkeye iadesinin zorunlu olduğu vurgulandı.
ANNE: GÖRÜŞEBİLİR
Adalet Bakanlığı, sözleşme gereğince Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı’nı yetkilendirdi. Başsavcılık 12 Nisan 2018’de Canan D.’nin ifadesini aldı. Canan D., eşinin fiziksel ve sözlü şiddetine uğradığını belirterek, “Çocuklarım da Türkiye’ye gelmek istediklerini söylediler. Turhan olumlu karşıladı. Hatta bizi arabayla havaalanına götürdü, güle oynaya uğurladı. Türkiye’ye geldikten sonra bizi aramadı. Ben arayıp çocukları kendisiyle görüştürdüm” dedi. Boşanma davası açtığını kaydeden Canan D., “Turhan, çocukları şubat tatili ve yaz tatillerinde gelip görebilir. İsterse çocuklar Almanya’ya giderek, babalarıyla görüşebilir” diye konuştu.
TÜRKİYE’Yİ İSTEDİLER
Psikolog Hacer Cintosun, Canan D. ve çocuklarıyla yaptığı görüşme sonrası mahkemeye sunduğu raporda, “Küçüklerin Türkiye’de yaşamak konusunda istekli olmaları ve anne ile aralarındaki duygusal bağ dikkate alındığında anneyle kalmaları gelişimleri açısından yararlı olacaktır” diye yazdı. 2 kardeş 14 Mart 2019’da mahkemeye çağrıldı. Berke, “Babam şiddet uyguladığı için geldik. Almanya’da mutlu değildim. Babam bizi aramıyor” dedi. Batuhan da “Babam sinirlidir, bazen annemi ve bizi döver” dedi. Son duruşma, 28 Haziran’da görüldü. Savcı mütalaasında, çocukların zorla tutulduklarına dair olgu ve bulgu saptanamadığını belirterek, şöyle dedi:
SAVCI: ZORLAMA YOK
“Çocukların eğitim, barınma ve diğer ihtiyaçlarının anneleri tarafından karşılandığı, iadeleri halinde babalarının tarafından fiziksel veya sözel bir şiddet görme olasılıklarının yüksek olduğu, ergenlik dönemine henüz girmek üzere olduklarından psikolojik durumlarının sarsılacağı açıktır. Alman devleti tarafından Türk çocuklarının Alman örf ve adetlerine göre yetiştirildiği merkezlere alındığı bilinmektedir. Bundan dolayı mahkeme tespit yapmak durumundadır. Çocukların Türkiye’ye kaçırıldığına, zorla tutulduğuna dair delil bulunmadığından davanın reddine karar verilmesini talep ederiz.” Mahkeme, bu görüşe uyarak, iadeyi reddetti.
MÜTHİŞ DEĞİŞİKLİK
Anadolu Üniversitesi Uluslararası Özel Hukuk Anabilim Dalı’ndan Dr. Ali Önal, Yargıtay’ın çoğu zaman çocukların gelişmiş ülkelere iadesi yönünde karar verdiğini belirterek, “Çocuklar yabancı ülkelere iade edilip Türk örf ve adeti dışında Kinder Hausden gibi kreşlerde Almanlaştırılıyordu. Müthiş bir içtihat değişikliğine gidildi” dedi. Uluslararası Çocuk Kaçırmanın Hukuki Veçhelerine Dair Anlaşma’ya göre 16 yaşından küçük çocukların, velayet sahibi kimse tarafından devamlı yaşadığı ülkesinden başka ülkeye götürülmesi durumunda çocuğun iadesini zorunlu kıldığını anlatan Önal, şöyle devam etti:
ŞARTLARI DAHA İYİ
“Mahkeme çocukların derslerinde başarılı olduğu, sosyal gelişimlerinin iyi olduğu, mesken ülkesinden daha iyi şartlarda oldukları, babanın şiddet göstermesi nedeniyle bu kararı verdi. Bu çocukların asimile edilmesinin önüne geçilecek.”