Kerem PULGAT- Eyüp KELEBEK/KONYA- KÜTAHYA, (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 08, 2006 12:37
KÜTAHYA’nın Tavşanlı İlçesi’nde, adı ‘kanserli köy’e çıkan Dulkadir Köyü’nde, kansere dayalı ölümlerin sudaki arsenik oranının çok yüksek olmasından kaynaklandığı belirlendi.
Son 30 yılda çoğunluğu erkek 100'ün üzerinde kanserden ölümün yaşandığı köyle ilgili açıklama yapan Selçuk Üniversitesi Mühendislik- Mimarlık Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Fetullah Arık, “1 litre sudaki arsenik miktarı normal şartlarda 0.05 miligram olması gerekirken, köydeki içme sularında bu oran litre başına 0.9 miligram olarak tespit edildi” diye konuştu.
Yrd. Doç. Dr. Fetullah Arık başkanlığındaki araştırma grubu, Kütahya Merkeze bağlı Dulkadir Köyü’ndeki kanser ölümlerini inceledi. Jeologlar, 3 yıl süresince toprak ve kayaçların yanı sıra, yer üstü ve yer altı suları ile gümüş çıkarılan fabrika sahasında araştırma yaptı. Çalışma grubu içinde yer alan doktorlar da köylüler üzerinde tahlil yaptı.
Çalışma grubu üyesi Yrd.Doç.Dr. Tahir Nalbançlar ile birlikte 150 sayfalık rapor hazırlayan Yrd.Doç.Dr. Fetullah Arık, cilt, deri ve akciğer kanseri ölümlerinin nedeninin gümüş çıkarılması sırasında kullanılan siyanürden değil, köyün toprağında ve suyunda bulunan ‘arsenik’ maddesinin fazlalığından kaynaklandığını belirledi.
Hazırlanan raporda, tehlikesiz düzeyde olması için 1 litre sudaki arsenik miktarının 0.05 miligram olması gerekirken, köydeki içme sularında bu oranın sınırın 90 katı olan 0.9 miligram olarak tespit edildiği de vurgulandı. Köyde ayrıca birçok hayvanın da arsenikli otlardan yediği için telef olduğu anlaşıldı. Araştırma raporunda, aynı nedenle bölgedeki bir tepeye köylüler tarafından ‘Tavukkıran’ adı verildiği de kaydedildi.
Yrd.Doç.Dr. Arık, “Siyanürle gümüş çıkarılan işletme 1980 yılında kurulmuş. Köye uzaklığı ise 3 kilometre. Siyanür havaya karışınca dağılır ve etkisiz hale gelir. Bu nedenle insana havadan bulaşması mümkün değil. İşletmeden akan yer altı ve yer üstü sularının hidrolojik eğimi ise köye doğru değil. Atık barajındaki siyanür maddesinin köylünün kullandığı yer altı sularına karışması da imkansız görünüyor. Bölgede 20 milyon yıl önce meydana gelen volkanik bir patlama sonucu toprak yapısında ‘arsenik’ adı verilen ve öldürücü etki yapan bir element ortaya çıkmış” dedi.
KANSERİN ASIL NEDENİ ARSENİK
1970’li yıllarda bu bölgede ‘antimuan’ çıkarılması amacıyla ‘Gözeçukuru’ adı verilen bir tesis kurulduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Arık, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Arsenik ile antimuan çocuğunlukla aynı kayaçta bulunduğu için kayaç içindeki antumuan alınmış, açığa çıkan arsenik ise alınmadan bırakılmış. Köyün erkekleri genelde bu tesiste çalıştığı için daha fazla kansere yakalanmışlar. Ayrıca erkeklerin hayvancılık ve çiftçilikle uğraşması toprakla olan irtibatını artırdığı için karseri körüklemiş. Arsenik, zamanla köylülerin kullandığı yer altı ve yer üstü sularına karışmış ve köylüler yıllarca arsenikli su içmiş. Bunun yanı sıra arsenikli havayı da tenefüs etmişler. Kanserlerin asıl nedeni bu.”
Selçuk Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinatörlüğü tarafından desteklenen araştırma raporu önümüzdeki günlerde Rektörlüğe sunulacak.
‘NEREDEYSE HİÇ YAŞLI ERKEK YOK’
Yrd. Doç. Dr. Arık, “Çalışmamız süresince köydeki kanserli ölümlerin özellikle 1970’li yıllardan sonra arttığını gürdük. Bunun temel nedeni de arsenikli kayaçların, artık bu yıllardan sonra iyice açığa çıkması ve su ile toprağa karışması. Şunu da değerlendirmek gerekir ki arsenik birden öldürmez. Zamanla vücudun direncini kırıp ölümlere neden olur. Çalışmamız süresince köyde neredeyse hiç yaşlı erkeğe rastlamamamız da dikkat çekiciydi” dedi.
ÇEVRE ÖRGÜTLERİNİN TEPKİSİNİ ÇEKMİŞTİ
Köye 3 kilometre uzaklıkta bulunan gümüş işletmelerinde kullanılan siyanürün kansere neden olduğu iddia edilmiş ve bazı çevre örgütleri internet sitelerinden yaptığı yayınlarla köydeki ölümlerin önüne geçilmesi için siyanürlü işletmenin kaldırılması istenmişti.