Güncelleme Tarihi:
BİR çocuk annesi hemşire Tuğba Özcan (32), üzerinde “f.ck cancer” yazan bir tişörtle bizi karşılıyor. Birkaç gün önce başladığı kemoterapiye farklı bir hazırlık yapmış. Saçlarını dökecek bu kürlere sağ tarafını kazıtarak, sol tarafını ise yeşile boyatarak meydan okuyor.
Aynı tişörtten eşine de yaptırdığını, hastaneye giderken birlikte giydiklerini anlatıyor. Annesini meme kanserinden kaybeden Özcan, “Annemden dolayı risk grubundaydım. Ama 40’ından sonra kanser olurum diye düşünüyordum. Bana daha erken, annemden tam 10 yıl sonra ‘misafir’ geldi. Onun hikâyesi kötü bitti. Ama atlatmada pek istekli değildi galiba. Benim hikâyem farklı olacak” diyor.
Çalıştığı aile sağlığı merkezinde de meme kanseri ve erken evrede yakalamanın ne kadar önemli olduğunu her fırsatta dile getirdiğini söyleyen Özcan, “Mememi kendim elle muayene eder, her yıl da ultrason çektiririm. Nitekim yıllık ultrasonda 1.5 santimetrelik kitle çıkınca ‘sıra bende’ dedim. Endişe de etmedim, isyan da” diyor.
AMELİYATTAN ÖNCE PARTİ
Ameliyattan önce arkadaşlarına parti veren Özcan, “Onlara ‘Ben kanserim ama endişe etmeyin. Annemdeki gibi hikâyenin sonu kötü olmayacak, kalem benim elimde. Hikâyeyi ben mutlu sonla sonlandıracağım’ dedim” diye anlatıyor.
BU BENİM BAŞIMA NEDEN GELDİ DEMEDİM
FİBROKİSTİK meme sorununun da etkisiyle düzenli kontrollerini yaptıran MEMEDER (Meme Sağlığı Derneği) Başkanı işkadını Ülkü Büyükgönenç’in (66) bu sayede kanseri erken tespit edildi. İlk tanı konduğunda şaşırdığını gizlemeyen Büyükgönenç 2.5 yıl önce yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “6 ayda bir ultrason, yılda bir de mamografi çektiriyordum. 2015 Temmuz ayında 6 aylık ultrasonumun yapılması gerekiyordu. Ama başka işlerim vardı, kontrolü üç ay geciktirdim. Hatta kontrol için bir arkadaşımı derneğe getirmiştim. Gelmişten ben de çektireyim dedim. Radyoloji uzmanımız, şüphelendi benden bir de MR istedi. Anlaşıldı ki tek mememde kanser var. Çok erken teşhisti. Koltuk altıma sıçramamıştı. Tesadüf o ki Meme Kanseri Farkındalık Ayı olan ekimin başında da ameliyata karar verilmişti. Kemoterapiye gerek duyulmadı. Radyoterapi aldım. Hayatımda hiçbir zaman, hiçbir konuda, ‘Bu benim başına neden geldi?’ demedim. Arkaya bakmam, önüme bakarım. Dernek olarak toplantı ve eğitimlere rol modeller götürüyorduk. Ben de rol model oldum. Önce Allah’a, sonra doktorlarıma güveniyorum. Kontrollerimi yaptırıyor, ilaçlarımı kullanıyorum. Hayatımı da bıraktığım yerden sürdürüyorum.”
4 YIL SONRA NEFES ALDI
SEDA Yazıcı Köksal (34), henüz 27 yaşındayken meme kanseriyle tanıştı. Sol memesinde fındık büyüklüğündeki kitle eline gelince alarma geçti. Mamografi ve ultrasonografi çekimleri meme kanserini işaret ediyordu. Dikkati onu erken tanıya götürdü.
KİLONUN %5'İNİ VERMEK BİLE RİSKİ %25-40 AZALTIYOR
OBEZİTE (özellikle vücut kitle indeksinin 30’ un üstünde olması) meme kanseri riskini artıran önemli faktörlerden biri. Menopoz öncesi dönemde kilo alımı ve fazlalığı menopoz sonrası meme kanseri riskini yükseltir. Bel çevresi ve vücut kitle indeksi metabolik sendromla da ilişkili olup insülin fazlalığı ve insülin direnciyle seyreder. Karın bölgesindeki yağlanma daha riskli. Vücut ağırlığında yüzde 5 oranında azalma meme kanseri riskini yaklaşık yüzde 25- 40 oranında azaltır.
EGZERSİZ ÖNLÜYOR
FİZİKSEL hareketlilik özellikle haftada 5 saatten fazla yapılan etkili egzersiz riski azaltır. Menopozdan sonra yapılan egzersiz, yağ dokusunda azalma ve bu sayede östrojen düzeyinin azalmasıyla, meme kanserinde önleyici rol oynar. Türk Tıbbi Onkoloji Derneği’nden Dr. İrem Bilgetekin, “Spor yapmanın etkisini görebilmek için devamlılık esas” hatırlatması yapıyor.
MAMOGRAFİYE 40 YAŞINDA BAŞLANMALI
TARAMADA en etkin yöntem mamografi. Tarama mamografisi şikâyeti olmayan hastalarda ele gelmeyen, küçük tümörleri yakalayabilir. 40-49 yaş arası mamografik taramaya başlanmalı ve yılda bir kez tekrar edilmeli. 50-70 yaş arasında ise 1-2 yılda bir tarama yapılması öneriliyor. Meme ultrasonografisiyle ele gelen kitleler saptanabilir. Ultrason eşliğinde biyopsi yapılabilir ve mamografide şüpheli bulunan lezyon takip edilebilir. Meme MR’ı rutin değil. Ancak yüksek riskli grupta mamografiyle kombine edilerek kullanılabilir. Unutmamak lazım ki meme kanserlerinin yüzde 5-10’u mamografik bulgu vermese de fizik muayeneyle tespit edilir. Bu nedenle klinik meme muayenesi de mamografik tarama ile birlikte uygulanmalı.
YARIN: Çok cephede savaşan ‘Metamazonlar’