Güncelleme Tarihi:
BİYOMÜHENDİSLER Dr. Tolga Sütlü (38), Dr. Adil Doğanay Duru (38) ve Prof. Dr. Batu Erman (50) bağışıklık sistemi hücrelerini yeniden programlayarak ‘savaş aletleriyle’ kuşattı. Başka bir deyişle bağışıklık sisteminin kanserle daha iyi savaşabilmesi için var olan mekanizmaları güçlendirdi. İşlemin ‘hücresel immünoterapi’ olarak adlandırılabileceğini belirten projenin liderlerinden Dr. Tolga Sütlü, hastanın kanından elde edilen kendi bağışıklık sistemi hücrelerini, kanser hücrelerini tanıyıp sağlıklı hücrelerden ayırt edebilecek şekilde genetik olarak yeniden programladıklarını söyledi. Bağışıklık sistemimizde kullanılabilecek iki ana grup hücre bulunduğunu belirten Sütlü çalışmalarını şöyle anlattı:
‘MOLEKÜLLERİ DE HEDEFLİYOR’
“Bunlardan birincisi ve daha popüler olanı T hücreleri. Diğeri ise NK (Natural Killer-doğal öldürücü) hücreleri. Son yıllarda en çok ön planda olan ve kanser tedavisinde çığır açan hücresel immünoterapi yaklaşımlarında başı CAR-T hücreleri çekiyor. Şu anda büyük bir klinik başarı göstermekte olan CAR-T hücreleri kanser hücrelerinin yüzeylerindeki molekülleri hedefleyerek onları sağlıklı hücrelerden ayırt edip öldürebiliyor. Bizim çalışmamızda geliştirmiş olduğumuz TCR-NK hücreleri ise CAR-T hücrelerinden daha farklı bir mekanizmayla çalışan ve kanser hücrelerinin sadece yüzeylerindeki değil içlerindeki molekülleri de hedefleyebilen, yani CAR-T hücrelerinin ulaşamadığı yerlere ulaşabilen hücreler olarak ön plana çıkıyor.”
BİRKAÇ HAFTA SÜREBİLİYOR
Hücrelerin modifiye edilip hazırlanması 1 hafta kadar sürüyor. Belirli bir dozda hastaya geri verilebilmesi için sayıca da çoğaltılması gerekiyor. Bu da hücrelerin büyüme hızına göre 1-2 hafta sürebiliyor. Dr. Sütlü, “Bu gibi prosesler hastadan alınan kan örneğinden saflaştırılan birkaç milyon hücreyle başlayarak 2-3 haftada genetik olarak modifiye edilmiş birkaç milyar hücrenin elde edilmesiyle sonuçlanıyor” diyor.
2’NCİ BASAMAK İÇİN DESTEK
Çalışmanın yayınlanan bu ilk basamağında, insan hücre hatlarını kullanarak bu teknolojiyi geliştirdiler ve tedavide etkili bir yöntem olduğunu deneysel hayvan modellerinde gösterdiler. Ekip şimdi hastalardan alınan örnekler üzerinde çalışma yapabilmek için destek arıyor. Dr. Sütlü, şunları söylüyor: “Uludağ Üniversitesi’yle ortaklaşa TÜBİTAK başvurusu yaptık, eğer bu kabul olursa çalışmaların ikinci basamağını yapabileceğiz. 3 yıl sürmesini planladığımız bu kısımda melanom (cilt kanseri) hastalarının kanlarından alınan NK-doğal öldürücü hücrelerinde aynı işlemi yapıp, yine aynı hastalardan alınan tümör hücrelerine karşı laboratuvar ortamında gösterdikleri etkiyi ölçeceğiz. Daha sonra hücreleri tedavi amacıyla hastalara geri verebileceğimiz üçüncü basamak çalışmalarımıza yani klinik denemelere başlayabileceğiz.”
PATENT BAŞVURUSU YAPILDI
Ekip, yöntemin çalıştığını gösterebilmek için ilk etapta melanom ile başladı. Çünkü melanomda immünoterapi uygulamalarıyla ilgili geniş bir literatür var. Ama teorik olarak bu yeni yöntem, her kanser türüne, hatta virüs enfeksiyonlarına bile uygulanabilir. Proje Sabancı Üniversitesi ile Nova Southeastern Üniversitesi’nin dayanışması içinde yürütüldü ve iki üniversitenin ortaklığında patent başvurusu yapıldı.
NK HÜCRESİ GİBİ UÇUYOR T HÜCRESİ GİBİ SOKUYOR
- HÜCRELER üzerinde genetik modifikasyon yapabilmek için laboratuvarda özel olarak hazırlanan virüsler kullanılıyor. Çünkü virüsler kendi genlerini dışarıdan hücre içine sokuyorlar. Dr. Tolga Sütlü ve arkadaşları, laboratuvarda virüslerin içinden genlerini çıkartıp istedikleri, tedavi amaçlı genleri koyuyor. Böylece virüs, hücre içine kendi genlerini değil, aktarması istenen genleri hücreye geçiriyor. Dr. Sütlü, bu işlemi şöyle anlatıyor: “Aktardığımız genler sayesinde NK hücrelerinin kansere özgül molekülleri tanıyarak kanser hücresiyle sağlıklı hücreyi birbirinden ayırt etmesini sağlıyoruz. Hazırladığımız hücreler sağlıklı dokulara zarar vermeden sadece kanserli olanları bulup onları öldürebilecek kapasiteye sahip oluyor. Herhangi bir immünoloji kitabını açıp bakarsanız ‘T hücreleri spesifik cevap verir, NK hücreleri genel cevap verir’ diye yazar. Biz NK hücrelerini spesifik cevap verebilecek hale getirmiş olduk. Yani yeni bir hücre çeşidi yaratmış olduk. NK hücresi gibi uçuyor, T hücresi gibi sokuyor.”