Güncelleme Tarihi:
Antalya'da, 9 yıl önce, yapı markette çalışan Hüseyin Aksu ile mesai arkadaşı Derya Aksu, tanışıp flört etmeye başladı. Hüseyin Aksu, arkadaşının kana ihtiyacı olduğunu öğrenince kan vermek üzere Akdeniz Üniversitesi Hastanesi Kan Merkezi'ne gitti. Kan tahlilinde kan kanseri olduğu ortaya çıkan Aksu, hematoloji servisine giderek ileri tetkiklerini yaptırdı. Sonuçları gören doktorları Aksu'yu aynı gün hastaneye yatırdı. Süreçte kemoterapi tedavisi görüp ablasından ilik nakli olan Hüseyin Aksu, sağlığına kavuştu.
SEVGİLİSİNDEN AYRILMAK İSTEDİ
Halen Antalya'da özel şirkette müşteri temsilcisi olarak çalışan Hüseyin Aksu, erken tanı sayesinde hayatta olduğunu söyledi. Hastalığını öğrendiği dönem, şu an eşi olan Derya Aksu ile flört döneminde olduklarını anlatan Hüseyin Aksu, "Üçüncü buluşmamızda, hastalığım nedeniyle ayrılmak istedim. Kan kanseri olduğum için hastaneye yatırılmıştım. Kız arkadaşıma hastalığım nedeniyle artık buluşmamıza gerek kalmadığını söyledim. Fakat o benim hastalığımı umursamadı ve yanımda oldu. Kemoterapi aldığım dönemde de yanımdan ayrılmadı. İlik nakli oldum, yine yanımdaydı. Hastalığımın ilk dönemlerinde sözlendik, nişanlandık, şu anda 9 yıllık arkadaş, 7 yıllık evliyiz" diye konuştu.
'ALLAH DERT VERDİ, DERMANINI DA VERDİ'
Eşi Derya Aksu'nun o dönemlerde kendini hiç yalnız bırakmadığını aktaran Aksu, "O zamanki arkadaşım, sonra eşim olan Derya, o zorlu süreçte beni hiç yalnız bırakmadı. Hastaneye geldi elimi tuttu, kemoterapi ve nakil dönemimde elimi hiç bırakmadı. Evliliğe kadar devam eden bir aşk yaşadık. Moralim oldu, destekçim oldu, sayesinde hastalığı yendim. Allah dert verdi, dermanını da verdi. Mutlu bir evliliğim var. Antalya Kan Bankası'nda görevlerim var. Kan vermeye gitmeseydim, belki bugün hayatta olmayabilirdim. Eşimi çok seviyorum, sağlığıma kavuşmamda bana katkısı çok oldu. O zorlu süreçte bana destek verdi ve bugünlere geldik" diye konuştu.
'EŞİMİN O HALİNE AŞIK OLDUM'
Derya Aksu ise hayatla mücadelelerinin 2011 yılı Mayıs ayında başladığını belirterek, yaşadıklarını şöyle anlattı:
"Aynı iş yerinde çalışıyorduk. Henüz arkadaşlığımız başlayalı bir hafta olmuştu ki; Hüseyin'in hastalığını öğrendik. Hüseyin'in hastalığını öğrendiğimde ne yapacağımı bilmiyordum. Bu hastalığı tanımıyordum. Hastalandı ve eşimin o haline aşık oldum. Fakat eşim hastanede beni yanında istemedi. Ben aileme durumu açıkladım. Annem 'Evli olsaydın ne yapardın' dedi. 'O çocuğu öyle bırakma destek ol, fakat umut verme, hayallerini yıkma' diyerek destek olmamı istedi. Hüseyin bir hafta sonra kemoterapiye başlamıştı. 'İstersen git ben seni istemiyorum, sen çok güzelsin, benim gibi hastalıklı birini ne yapacaksın. Ben zaten öleceğim, arkamdan koşma' dedi. Dediklerini düşündüm, birkaç gün yanına gitmedim. Daha sonra dayanamadım ve hastaneye ziyaretine gittim. Cam kenarında oturuyordu. Yanına yaklaştığımda, 'Dert veren Allah'ım dermanını da yanında verdi' dedi. Ben de 'Bu süreci zamana bırakalım, zaman her şeyin ilacıdır' dedim. Hastanede acı tatlı güzel günlerimiz geçti. Şu an 9 yıllık birlikteliğimiz var. Kemoterapi ve ilik nakli süreci bitti. Mutlu bir evliliğim, mutlu bir yuvam var. Lösemi olanlar kesinlikle mücadeleyi bırakmasın. Gezip eğlensinler. Grip hastalığının tedavisi C vitamini ise lösemi hastalığının tedavisi de ilik ve kan nakli. Herkesi kan ve ilik bağışçısı olmaya davet ediyorum."
'HASTANEDE ELİNİ TUTTUM, BİR DAHA HİÇ BIRAKMADIM'
Eşine iki kez kan verdiğini aktaran Derya Aksu, "Bununla gurur duyuyorum. Bu arada biz de ilik bağışçısı olduk. İnşallah ihtiyacı olan çıkarsa hayat kurtaracağız. Bu hastalığı öğrendiğimizde üç günlük arkadaştık. Hastanede elini tuttum ve bir daha hiç bırakmadım, ölene kadar da bırakmayacağım" dedi.