Güncelleme Tarihi:
İş Güvencesi Yasasının yürürlüğe girdiği 15 Mart 2003 günü, yasanın yürürlüğe girme tarihinin üç buçuk ay süreyle ertelenmesi, çalışanlarda büyük bir hayal kırıklığı yarattı.
Bu olayda aslında bir 'kandırılmışlık' söz konusudur. 58'inci ve 59'uncu hükümet devlette devamlılık olduğunu unutmuştur. İş Güvencesi Yasası 57'nci hükümet tarafından Ağustos 2002'de çıkartılmıştır. 15 Mart 2003'te yürürlüğe gireceği kesin olarak bilinmektedir. Hükümet buna rağmen, işçileri bir kenara itip, işverenlere şirin gözükme adına erteleme yapmış ve çalışma barışını ciddi anlamda zedelemiştir.
İş güvencesinin en önemli amacı, işverenin keyfi bir nedenle işçiyi işinden çıkarmasının önüne geçilmesi ve işten çıkarmaya bir düzenleme getirmesiydi.
İşverenler, iş güvencesine karşı, kıdem tazminatı düzenlemesi, esnek çalışma modelleri ve iş kanunundaki diğer düzenlemelerin yürürlüğe girmesini istediler. Bunun için 58'inci ve 59'uncu hükümetin yardımı ile kanun çıkarmak istediler. Yeni iş kanunu düzenlemeleri CHP'nin yoğun muhalefeti nedeniyle, kendi görüşlerinin ağırlıklı olarak yansıtıldığı bilim kurulu tarafından geri çekildi.
Burada bilinmesi gereken şeyler, iş güvencesinin ertelenmesi ve yeni iş kanunundaki düzenlemelerin çalışanlar için ne anlama geldiğidir.
İş Güvencesi Yasası'nın ertelenmesi nedeniyle, çalışanlar için, bu yasa yürürlüğe girene kadar, keyfi bir nedenle işinden olabilme riskleri mevcuttur.
Yeni iş kanunu ve kıdem tazminatı yasası ise, işçi sınıfı tarafından tartışılmadan, işveren görüşlerinin ağırlığı ile hazırlanmıştır.
Milyonlarca işçiyi ilgilendiren yasanın, onların katılımı olmadan hazırlanması ve yasalaştırılması girişimleri, çalışma barışını kesinlikle sağlamayacaktır. Yeni düzenlemelerde çalışanlara bazı 'kırıntı hakların' verilmesi çalışma yaşamı için bir anlam ifade etmemektedir.
Yeni düzenlemeler sonucunda, ücretler ve çalışma esnekleştiriliyor. Yeni kıdem tazminatı fonu ile, işyerinin ve işçinin devri, yeni çalışma süreleri konusunda işverenlerin ihtiyaçları yerine getiriliyor. Sermayenin önü açılıyor, çalışma koşulları çalışanlar açısından daha da kötüleştiriliyor. Çalışanların köleleştirilmesi isteniyor. Yeni düzenlemelerle çalışanlar sendikal haklardan uzaklaştırılmak isteniyor.
Bu nedenle işçi temsilcileri, DİSK, Türk-İş, Hak-İş konfederasyonları gözünü dört açmalıdır.
Yapılmak istenen düzenlemeler yeniden ele alınmalı en ince ayrıntısına kadar irdelenmelidir. İstenen değişiklikler, en son noktaya kadar nereyi etkiliyor, incelenmelidir.
Yeni iş kanunu, kıdem tazminatı, sendikalar kanunu, toplu iş sözleşmeleri kanunu, birlikte ele alınmalıdır. Aksi taktirde kayıplar büyük olur. Kağıt üzerindeki mini iyileştirmelerin çalışanlar için yeterli olmayacağı iyi bilinmelidir.
Kurulmak istenen 'kıdem tazminatı fonu'ndan çalışanların yararlanmalarının önü açılmalıdır.
10 işçiden fazla işçi çalıştıran işyerlerinin kapsama alınması ile hem kayıt dışı çalışma hem de işverenlerin taşeron çalıştırmayı her alanda genişletme çabalarının önüne geçilmelidir.
Herkes tarafından iyi bilinmelidir ki, çalışanlar bir daha kandırılmak istemiyor.