Güncelleme Tarihi:
Boğaziçi Üniversitesi (BOUN) Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü'nde bulunan "Bölgesel Deprem-Tsunami İzleme ve Değerlendirme Merkezi" Türkiye'nin farklı bölgelerine yerleştirdikleri deprem izleme istasyonlarından gelen sinyaller ile 7 gün 24 saat depremleri izliyor ve değerlendiriyor.
Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Ulusal Deprem İzleme Merkezi Müdürü Dr. Doğan Kalafat, “Elazığ depremi önemli bir deprem, 40 kilometrelik bir alanı kırdı. 75 kilometrelik bir alan ve yaklaşık 10 kilometrelik yarı çaplı dikdörtgen düzlemde etkili oldu. Şu anda artçılar olumlu şekilde azalıma girdi. Bundan sonra sıklıkları ve büyüklükleri azalacak. Endişeden ziyade bilinçli olmak ve depreme her zaman hazırlıklı olmak gerekiyor" dedi.
ELAZIĞ'DA 1300'ÜN ÜZERİNDE ARTÇI DEPREM OLDU
24 Ocak'taki Elazığ depreminin sürpriz olmadığını dile getiren Dr. Kalafat, bölgede devam eden artçı depremlerin büyüklüğünün ve sıklığının gittikçe azaldığını vurgulayarak, şöyle konuştu:
"Burada biraz yakın tarihe baktığımızda hemen depremin olduğu yerin kuzey ucunda yine 6 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmişti. Yani bu deprem çok da sürpriz değildi. Eski çalışmalara baktığımızda da biz burayı zaten 2011'li yıllarda sismik boşluk olarak tanımlamıştık. Artçı depremlerin dağılımına baktığımızda önceki gün 15.00 suları itibarıyla 1330 artçı deprem meydana geldi. Fay boyunca özellikle Kuzeydoğu ve Güneybatı'ya doğru artçı deprem dağılımlarını görüyoruz. Daha hassas bir şekilde baktığımızda, bu depremden sonra 4'ün üzerinde 39 adet artçı deprem meydana geldi. Bu önemli depremlerin dağılımı da yine Kuzeydoğu ve Güneybatı yönlü olarak görüldü. Özellikle fay boyunca yine güneybatı yönünde kırılan fayın iki yönünde enerjinin biraz yüklendiğini ve artçıların yoğun olduğunu bize gösteriyor. Biz ilk gün basın toplantısında da şunu söylemiştik, 'Bu deprem sonrasında önemli artçılar yoğun bir şekilde ilk bir hafta içinde olacak' diye. Evet doğruydu, ilk bir hafta içerisinde artçılar yoğun bir şekilde oldu. Ve şu anda azalım periyoduna girdi. Yani burada depremler zaman içinde hem sıklıkları hem büyüklükleri azalarak bitmek üzere. Bu tabii büyük bir deprem olduğu için nadir de olsa artçıları devam edecektir ama esas önemli olan artçıların yoğun şekilde yaşandığı zaman dilimi bitmiş sayılabilir. Şu ana kadar 4.0-4.9 arası 37 deprem, 5.1 bir adet, 5.6 bir adet olmak üzere depremler oldu"
Kalafat, “Elazığ depremi önemli bir deprem, 40 kilometrelik bir alanı kırdı. 75 kilometrelik bir alan ve yaklaşık 10 kilometrelik yarı çaplı dikdörtgen düzlemde etkili oldu. Şu anda artçılar olumlu şekilde azalıma girdi. Bundan sonra sıklıkları ve büyüklükleri azalacak. Endişeden ziyade bilinçli olmak ve depreme her zaman hazırlıklı olmak gerekiyor" dedi.
MANİSA'DA 3400'ÜN ÜZERİNDE ARTÇI DEPREM YAŞANDI
Akhisar-Manisa depremlerine geldiğimizde ise Ocak ayı içinde yoğun bir etkinlik vardı. Burada da 3 tane 5'in üzerinde deprem görüyoruz. Batı Anadolu'da çok fazla çöküntü havzası diye tabir ettiğimiz grabenler ve genç havzalar var. Bu genç havzalar tamamen aktif, diri, çalışan genç faylarla denetleniyor ve bu faylarla bu havzaların tektonik evrimi hala devam ediyor. Kabaca burada da baktığımızda Akhisar-Manisa deprem aktivitesinde dün 15.00 itibarıyla 3400 adet artçı meydana geldi. Bu artçıların dağılımına da baktığımızda 5'in üzerindeki depremler ana şokun kuzeyinde ve güneyinde önemli büyüklükte depremler ve doğrultu ağırlıklı olarak Kuzey-Güney yönlü. Yani ovalarda hala tektonik evrimin devam ettiğini ve bu faylanmanın da buna neden olduğunu söyleyebiliriz. Burada da yine 4'ün üzerinde 26 tane depremin dağılımına baktığımızda da yine aynı şekilde Kuzey-Güney yönlü bir dağılım görüyoruz" dedi.
DEPREM FIRTINASI NEDİR?
Depremin 4 farklı oluş şekli olduğunu anlatan Kalafat, Manisa'da yaşanın depremlerin içinde deprem fırtınalarını barındıran “Deprem dizileri" olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:
“Ülkemizin değişik coğrafyalarında, değişik jeolojik ve tektonik birimlerinde farklı deprem oluş düzenleri var. Biz örneğin Kuzey Anadolu ve Doğu Anadolu fayında, çok büyük ana fay alanlarında 2. deprem oluş düzenini görürüz. Yani ana şok ve artçılar. Mesela Sivrice gördüğümüz veya Gölcük'te gördüğümüz gibi. Bunların öncesinde herhangi bir şey yok. Evet bir hazırlık safhası var ama bu hiçbir zaman öncü şok şeklinde değil. Diğer bir oluş şekli ise Batı Anadolu'da görülen öncü şok, ana şok ve artçı şoklar. Yani ana şok olmadan önce önemli bir etkinlik oluyor, bir anda bir sakinlik yaşanıyor, ardından büyük bir deprem ve artçılar oluyor. Artçılar bütün bu modellerde var. Çünkü fiziği gereği büyük bir deprem sonrasında enerjinin tamamı açığa çıkmıyor. Bir kısmı kalıyor, o da artçı depremlerle enerjisini tamamen boşaltıyor. Diğeri ise deprem fırtınası. Deprem fırtınası ağırlıklı olarak Batı Anadolu'da görülen bir deprem oluş düzeni. Bunu özellikle Balıkesir Savaştepeli vatandaşlarımız çok iyi bilir. Bunlar gün içerisinde onlarca hatta yüzlere varan rakamda olur ama bunlar mikro depremlerdir. Hafta içerisinde 4.5-5.5 gibi bir ana şok olur ve ondan sonra da artçı depremler olur. Bir haftada biter. Bir hafta içinde yüzlerce hatta binlerce deprem olur ama vatandaşlarımız bunun yalnızca bir tanesini veya iki tanesini hissederler. 4. olarak gördüğümüz ise 'deprem dizileri' diye tabir ettiğimiz deprem serileri. Deprem dizileri aslında içinde deprem fırtınalarını barındıran bir deprem oluş düzeni. Yani bu Akhisar'da gördüğümüz olay. Akhisar'daki fay zonunun içinde bir çok parça var. Bu parçaların boyuna ve miktarına bağlı olarak deprem üretirler ve her bir deprem fırtınası aslında kendi içerisinde artçılarını da üretir. Dolayısıyla her bir ana şoktan sonra artçılar olurken, artçılar bitmeden diğer bir parça kırılır. Bu tür yapılarda kaç tane parça varsa her biri birbirini tetikleyerek bu birkaç ay içinde, bazen aylarca da devam eder. Ama genelde bizim gözlemlerimiz ve deneyimlerimiz ortalama 4 ve 6 parça şeklindedir. Şu anda Akhisar'da 4 parça şeklinde."
DEPREMLER BÖYLE ÇÖZÜMLENİYOR
Jeofizik Mühendisi Yavuz Güneş de, depremlerin nasıl çözümlendiğini anlattı. Güneş, “7/24 çalışıyoruz. Burada Türkiye'de meydana gelen sadece depremleri değil, tüm yer sarsıntılarını kaydediyoruz. Bu aktivitelerden önce günde ortalama 40 tane deprem çözümü yapılırken şu anda ortalama 157 tane deprem çözümü yapıyoruz gün içinde. Türkiye genelinde 1.8 büyüklüğündeki depremleri rahatlıkla çözebiliyoruz. Manisa depreminden örnek verecek olursak, 250 tane istasyondan aldığımız sinyalleri ekranımıza getiriyoruz. İlk varış zamanlarını işaretliyoruz, sora S dalgası dediğimiz ikinci gelen dalgaları işaretliyoruz. Daha sonra burada depremi hızlı bir şekilde çöz dediğimiz zaman, depremin yerini, büyüklüğü, derinliği oluş zamanı ve koordinatlarının bilgisini üretiyoruz. Daha sonra 10 farklı yöntemle bu bilgileri kullanıcılara internet sayfamız ve cep telefonları uygulaması ile iletiyoruz" diye konuştu.