Güncelleme Tarihi:
MİLLİ İstihbarat Teşkilatı (MİT) ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK), Kuzey Irak’ın Kandil bölgesinde gerçekleştirdiği ortak operasyonda terör örgütü PKK/KCK’nın sözde başkanlık ve yürütme konseyi üyelerinden Diyar Garip Muhammed etkisiz hale getirildi. PKK/KCK’nın Kuzey Irak’taki örgütlenmesi, hareketliliği ve Türkiye’yi de hedef alan tüm eylemlerinden sorumlu olan Muhammed, terör örgütünün Kandil bölgesinde etkisiz hale getirilen sözde başkanlık ve yürütme konseyi üyesi ilk üst düzey yöneticisi oldu. Geçen 21 Mart’ta yapılan PKK elebaşı Cemil Bayık’ın en yakın adamlarından olan Rıza Altun ve beraberindekileri hedef alan ortak operasyondan Altun’un ağır yaralı olarak kurtulduğu tespit edilmiş, diğer üç örgüt mensubu Mikail Özdemir, Emrullah Dursun ile Ali Aktaş ise etkisiz hale getirilmişti.
İSTİHBARAT TOPLANDI
Ortak operasyonun 27 Haziran Perşembe günü yapıldığı öğrenildi. Edinilen bilgiye göre, yerel kaynaklar, insansız hava araçları (İHA) ve değişik istihbarat kaynakları aracılığıyla ‘Halmat Diyar’ kod adlı teröristin bölgedeki hareketliliği, kullandığı güzergâhlar ve kendi altında çalışan teröristlerle irtibat sağladığı yerler belirlendi. Sincar ve Mahmur’dan da sorumlu olan Muhammed, toplanan tüm istihbarat bilgilerinin kapsamlı değerlendirilmesi sonucu Kandil’in Kortek Virajları bölgesinde yapılan ortak operasyonla etkisiz hale getirildi. Güvenlik kaynakları ortak operasyonun nasıl gerçekleştirildiğine dair ayrıntılı bilgi vermekten kaçınsa da elde edilen istihbaratlar sonucu Muhammed’in 27 Haziran’da bulunduğu bölgenin işaretlenmesi sonucu, nokta atışı yapılan lazer güdümlü bombaların kullanıldığı, hava operasyonuyla etkisiz hale getirildiği değerlendiriliyor.
SİNCAR’A DA YAPILMIŞTI
15 Ağustos 2018’te yine TSK ve MİT tarafından Irak’ın kuzeyindeki Sincar bölgesine düzenlenen ortak operasyonda PKK/KCK yürütme konseyi üyelerinden ‘Mam Zeki Şengali’ kod adlı İsmail Özden de etkisiz hale getirilmişti.
SÜLEYMANİYE DOĞUMLU
Kuzey Irak’ın Süleymaniye kentinde 1973’te doğan Diyar Garip Muhammed, 1992’de katıldığı terör örgütü PKK/KCK’nın sözde başkanlık konseyinin 7 üyesinden biriydi. Sözde ‘başkanlık konseyinin’ örgütteki görev ve yetkilerinin terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ın cezaevinde olmasından dolayı fiili anlamda daha da arttığı belirtiliyor.