Kanalizasyon suyunu tarımda kullanıyorlar

Güncelleme Tarihi:

Kanalizasyon suyunu tarımda kullanıyorlar
Oluşturulma Tarihi: Eylül 13, 2008 10:38

Konya'da bazı çiftçiler, kentin kanalizasyon atığının verildiği Keçili Deresi'nden aldıkları suyla yıllardır pancar, hububat, sebze ve meyve ağaçlarını suluyor.

Alınan bilgiye göre, Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF) ve DSİ 4. Bölge Müdürlüğünün tespitlerine göre, Konya'nın kanalizasyon suları 2000 yılından bu yana Tuz Gölü'ne ulaşmıyor.

Konya'nın kanalizasyon atığı önce Keçili Deresi'ne veriliyor. Bu dere, birkaç kilometre sonra DSİ'nin Tuz Gölü'ne ulaşan ana tahliye kanalına bağlanıyor. Birkaç yıl öncesine kadar DSİ ana tahliye kanalında Altınekin'e kadar su görülüyordu. Geçen yıldan bu yana DSİ'nin 2. Pompa İstasyonu'nun ötesinde su görmek mümkün olmuyor. Bu istasyon, hemen Konya'nın çıkışında bulunuyor.

Özellikle Keçili Deresi'ne verilen yılda 50 milyon metreküp kanalizasyon suyu, çiftçilerin tarlalarında sulama suyu olarak kullanılıyor.

Yaz aylarında aşırı buharlaşma nedeniyle suyun ulaşamadığı, DSİ'nin hemen 1. Pompa İstasyonu'nun önündeki bazı çiftçiler, adeta dört gözle suyun gelmesini bekliyor. Borularını ve pancar motorlarını hazır tutan çiftçiler, kanalizasyon suyu geldiği anda kanalda bekletmeden tarlasına yönlendiriyor.
Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sait Gezgin, Keçili Deresi civarında araştırma yaptıklarını söyledi.

Kanalizasyon ve Aslım Çöplüğü'nden gelen atık suyun verildiği Keçili Deresi'ndeki suyun biyolojik ve kimyasal arıtmaya tabi tutulmadan tarımda kullanıldığını tespit ettiklerini vurgulayan Gezgin, şunları kaydetti:
“Dereye salınan borularla pancar motorları veya traktör yardımıyla su çekiliyor. Bu suyla bazı çiftçiler, hububat, pancar, sebze ve meyve ağaçlarını suluyor. Bu tür sulama sonucunda belli bir zaman sonra toprakta yoğun olarak kurşun, arsenik, cıva, kadmiyum, bakır gibi ağır metal birikimi görülüyor. Ağır metaller, sulamanın yoğunluğuna göre bitkilere geçerek insan ve hayvan sağlığını tehdit ediyor. Ağır metal yüklü olma ihtimali çok yüksek sebze ve meyveleri insan gönül rahatlığıyla nasıl tüketsin?”

Gezgin, böyle bir durumda Konya'nın yerli ürünü diye satılan meyve ve sebzelere şüpheyle bakılacağını söyledi.

-ÇİFTÇİLERİN ELLERİ YARA İÇİNDE-

Gezgin, bu tür sulama şeklinin toprağın yapısını da bozduğunu, bu durumun verimsizleşmeye yol açtığını belirterek, çiftçilerin suyun vereceği zarardan habersiz olduğunu bildirdi.

Bölgede yaptıkları araştırmada kanalizasyon sularına çiftçilerin doğrudan temas ettiğini de belirlediklerini ifade eden Gezgin, “Bu su patojen mikroorganizma açısından da çok riskli. Çiftçilerin sürekli bu suyla temas eden elleri yara içindeydi. Simsiyah bir suyu tarlaya nasıl akıtıyorlar aklımız almıyor. Kanalizasyon suyuna sürekli temas ettikleri için kolera ve tifo gibi bazı ciddi hastalık riskiyle de karşı karşıya bulunuyorlar” dedi.

Gezgin, en azından arıtma tesisi hizmete girene kadar bu ağır metal yüklü, hastalık taşıyıcı suyun tarımda kullanılmasının önlenmesi, insanların hayatının tehlikeye atılmaması gerektiğini sözlerine ekledi.

-ARITMA TESİSİ YIL SONUNDA DEVREYE GİRİYOR-

Konya Su ve Kanalizasyon İdaresi yetkilileri ise tahliye kanalına verilen kanalizasyon suyunun tarımsal sulamada kullanıldığını, bu şekilde kullanımın son derece sağlıksız olduğunu söyledi.

Bu konuda yaptırıma gidilemediğini ifade eden yetkililer, “Arıtma tesisimiz yıl sonunda hizmete giriyor. Hizmete girdiğinde 50 milyon metreküp su arıtılacak. Böylece kirli suyla tarımsal sulama, çevresel tehditler ortadan kalkmış olacak” dedi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!