Kanadoğlu'ndan "one minute" esprisi

Güncelleme Tarihi:

Kanadoğlundan one minute esprisi
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 25, 2009 23:00

ANTALYA'da, Lozan Barış Antlaşması'nın 86'ncı yıldönümü nedeniyle düzenlenen ‘Lozan'dan Lozan'a’ konu başlıklı bir panele başkanlık eden Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, konuşmacılardan Prof. Dr. Ünsal Yavuz'a, ‘Lozan konferansının ikinci bölümünde İsmet Paşa, komutan Kruse'e one minute demiş mi?’ diye sordu. Bu soru, salondakileri kahkahaya boğdu.

Haberin Devamı

Lozan Barış Antlaşması'nın 86'ncı yıldönümü kutlamaları çerçevesinde Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Antalya Şubesi tarafından “Lozan'dan Lozan'a’ konu başlıklı bir panel düzenlendi. Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlenen viyolo-piyano dinletisi, Barış Kerem Bahar ve Aslı Demirağ tarafından sunuldu. Dinletinin ardından ise oturum başkanlığını Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu'nun gerçekleştirdiği panale, Yargıtay Onursal Başsavcısı Vural Savaş, Başkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ünsal Yavuz, Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cüneyt Akalın konuşmacı olarak katıldı.

‘AKP'YE ULUS DEVLET UYARISI’

Lozan'ın hiçbir zaman kaybedilmeyeceğini ve Sevr'e dönüştürülemeyeceğini belirten Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, “Bu bir ütopyadır. Ancak, Lozan sadece ve sadece Ankara'da korunabilir. Devlet bir takım tarikatların, mezheplerin, hocaların ve hoca efendilerin veyahut ırk esasına dayalı görüşmelerin kaynağı ise ve ulus devlet sağlanamamış ise orada demokrasinin kurulabilmesi, yaşatılabilmesi de güçtür. O halde Lozan'da asıl kazandığımız, ulus devlet ilkesinin hayata geçirilmesidir. Ulus devlet ilkesi, bu ülkenin temelidir ve bugün bu ülkeyi yönetenler, bunu hiçbir zaman akıllarından çıkarmasınlar. Bugünlerde tersine esen rüzgar, bugün yine bizi Lozan'ı savunma ihtiyacı ortaya çıkarmıştır” diye konuştu.

‘AKP KAPATILACAK MI?’

Sabih Kanadoğlu ile Prof. Dr. Bülent Yavuz'un son günlerde yaşananlara yönelik yaptıkları maç benzetmesi ise AKP'nin kapatılacağı ve birçok yöneticisinin de siyasi yasaklı mı olacağı yönünde yorumlara neden oldu. Prof. Dr. Bülent Yavuz, “Biz Atatürkçüler olarak bu maçı alırız. Silivri'ye gitmeden önce bunu çözmeliyiz” dedi. Prof. Dr. Yavuz'un bu sözlerini değerlendiren Kanadoğlu ise, “Evet bir maç benzetmesi yaparsak, süresi belli değil, hakem diye seçilenlerin işbirlikçi olarak seçildiği ortada. Öyle zannediyorum ki, rakip takım oyuncu eksilmesinden dolayı bu maçı kaybedecek” dedi.

SALONDA KAHKAHA RÜZGARI

Lozan Antlaşması görüşmelerinde dayatlamalara karşın İsmet İnönü'nün toplantıyı ilk görüşmelerde terk ettiğini hatırlaran Sabih Kanadoğlu'nun, Başkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ünsal Yavuz'a konuşmasının ardından ‘Lozan konferansının ikinci bölümünde İsmet Paşa, komutan Kruse'e one minute demiş mi?’ şeklindeki sorusu tüm salonu kahkahaya boğdu ve büyük alkış aldı. Prof. Dr. Yavuz ise sadece gülümsedi ve Kanadoğlu, “Tamam ben cevabımı aldım” dedi.

‘GÜLEN CUMHURBAŞKANI MI OLACAK?’

Panelde, soru-cevap bölümünde bir dinleyicinin, Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanlığı görev süresi sona erdiğinde halk oylaması ile Fethullah Gülen'in mi cumhurbaşkanı seçileceğine ilişkin sorusunu yanıtlayan Kanadoğlu, “Abdullah Gül, Cumhurbaşkanlığı'nı keyfinden bırakmayacak. Süresi dolduğu için bırakacak. Soruya gelince buna ben Fesupanallah derim” şeklinde cevapladı.

Türkiye'de 30 bin insanın katili olan Abdullah Öcalan'ın cezaevinden terör örgütünü yönettiğini belirten Sabih Kanadoğlu, “Hiç kimse bu ülkede terör örgütünü cezaevinden yönetememeli. 30 bin kişinin katilinin oradan yapılan yönlendirme ve çözüm önerilerine bu millet hiçbir zaman ‘evet’ demeyecektir” dedi.

‘F TİPİ KADROLAŞMA KORKUNÇ BOYUTTA’

Bir izleyicinin F tipi örgüt olarak nitelendirilen Fethullah Gülen cemaatinin Milli Eğitim Bakanlığı'ndan sonra yargıyı da ele geçirmeye yönelik durumu hakkındaki sorusunu yanıtlayan Kanadoğlu, “Tabi bu bizim tesbitimiz değil ve kendilerinin ortaya koyduğu bir olay. Ben görevde iken yargıda belirli bir kadrolaşmayı görüyorduk, ama önleme gücümüz de yoktu. Bugün baktığımızda ise çok daha korkunç boyuta ulaştı” ifadesini kullandı.

‘ERGENEKON'UN ARDINDAN NE GELECEK?’

Sevr antlaşmasının Malta sürgünün ardından geldiğini belirten Yargıtay Onursal Başsavcısı Vural Savaş ise, "Bugün Ergenekon'un ardından ne gelecek acaba? Sevr gelmeden Türkiye'nin kahraman askerleri ve aydınları Malta'ya sürgün edilmişti. Sevr Antlaşması'nın ardında İngiltere olduğu düşünülüyordu ancak ABD'nin olduğu belgelendi. ABD Senatosu'nun aldığı o dönemdeki gizli kararları, 'ılımlı islam cumhuriyeti kurulacak ve tamamen yabancı güdümlü biri başa getirilecek' şeklinde" dedi. Türkiye'nin korku imparatorluğuna dönüştürüldüğünü de dile getiren Vural Savaş, en güzel yasaların askerler tarafından getirildiğini de söyledi. Savaş, bugün gizli tanıklar diye de PKK'lıların konuşturularak en şerefli Türk askerlerinin lekelenmeye çalışıldığını vurguladı.

‘ELEŞTİRENLER ANITKABİR'DE HATİM İNDİRMELİ’

Başkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ünsal Yavuz, uzun bir aradan sonra Cumhuriyet mitinglerinin yeniden düzenlemeye başladığını belirterek şunları söyledi:

“Cumhuriyet mitingleri aralıksız devam ettirilmeli. Malta sürgünlerinden Silivri sürgünlerine. Lozan öncesine benzer günleri yaşıyoruz. Bugün utanmadan sıkılmadan Atatürk'ü eleştirenler, özgürlüklerini ona borçlular ve Anıtkabir'e gidip sabaha kadar hatim indirmeleri lazım.”

‘YARGI, BÜYÜK TEHDİT VE BASKI ALTINDADIR’

Toplantı öncesinde gazetecilerin sorularını cevaplayan Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nu (HSYK), Adalet Bakanlığı'na bağlı bir kuruluş haline getirilme çabası olduğunu ileri sürerek, “Artık zaman gösteriyor ki, yargı bağımsızlığı büyük bir tehdidin altındadır” dedi.

Anayasa'nın 159'ncu maddesinin HSYK'nın görevlerini, yetkilerini gayet net, açık bir şekilde gösterdiğini belirten Kanadoğlu, şunları söyledi:
“Eğer zannediliyorsa ki, HSYK doğrudan doğruya Adalet Bakanlığı'nın hazırladığı kararnameyi olduğu gibi onaylamakla görevlenmiştir, yanlış bir düşüncedir. Bağımsızlığı elinden alınan bir yargı siyasallaşır. Yapılmak istenen, HSYK'ya bir baskıyla, onu etki altında bulundurarak yargı bağımsızlığını doğrudan doğruya ortadan kaldırıp, Adalet Bakanlığı'na bağlı bir kuruluş haline getirme çabası görülüyor. Yapılanlar tamamen Anayasa'ya aykırıdır. Artık zaman gösteriyor ki, yargı bağımsızlığı büyük bir tehdidin altındadır.”

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!