Oluşturulma Tarihi: Aralık 24, 2005 11:06
Sağlık Bakanlığı tarafından, kan ve kan ürünleriyle ilgili yeni düzenlemeler içeren kanun taslağı hazırlandı.
Kan bağışında gönüllülük esası getiren taslak, mali karşılık anlamı içermeyen mütekabiliyete de imkan veriyor.
Taslak, transfüzyon ve donasyon merkezleri ile bölge kan bankalarının, kamuya yararlı dernek ve vakıflar tarafından da kurulmasına olanak tanıyor.
AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, Sağlık Bakanlığı'nca “Kan ve Kan Ürünleri Kanunu Tasarı Taslağı” hazırlandı.
Kan ve kan ürünlerinin temininde karşılıksız ve gönüllü bağışın esas olduğunu öngören taslak, mali karşılık içermeyen ”mütekabiliyet” uygulamasına olanak tanıyor.
Taslak ayrıca, kan verici ve alıcılarının sağlıklarının korunması açısından gerekli önlemlerin alınmasını ve bu kişilerin kan nakli sonrası izlenmesini de öngörüyor.
Kan ve kan ürünlerinin alınması, kaydı, analizi, işlenmesi, depolanması, kullanılır hale getirilmesi, dağıtım ve kullanımını ilgilendiren verici, kan ve kan ürünü verme işlemi, hazırlayan kuruluş, kullanım yeri ve alıcı ile ilgili tüm veriler, yazılı veya elektronik ortamda kaydedilerek, 30 yıl süreyle saklanacak.
Sağlık Bakanlığı kan, kan bileşenleri ve kan ürünleri konusunda yapacağı çalışmalarda gerekli bilimsel desteği sağlamak üzere Yüksek Kan Komisyonu oluşturacak.
KAMU YARARINA DERNEK VE VAKIFLARA YETKİ
Kanın temini ve kullanımı için “Transfüzyon” ve “Donasyon” merkezleri ile “Bölge Kan Bankaları” kurulacak.
Kan, kan bileşenleri ve ilgili kan ürünleri hizmetlerini yürütecek kurum ve kuruluşlar, kan bankacılığı ve kan nakli tıbbı alanında Bakanlık tarafından yetkilendirilmiş kuruluşlar tarafından akredite edilecek.
Bölge kan bankası ve donasyon merkezlerini, kamu kurum ve kuruluşları ile senedinde veya tüzüğünde bu işleri yapacağına dair hüküm bulunan kamuya yararlı dernek ve vakıflar; transfüzyon merkezlerini bunların yanı sıra özel hastane bünyesinde olmak kaydıyla gerçek kişilerle özel hukuk tüzel kişileri; plazma ürünleri üretim tesislerini ise kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek ve özel hukuk tüzel kişileri kurabilecek.
İnsan sağlığını tehlikeye atacak şekilde faaliyet gösterenler derhal faaliyetten men edilerek, bir yıldan 5 yıla kadar hapis ve 16 yaşını dolduranlar için geçerli brüt asgari ücretin bin katı tutarında adli para cezası ile cezalandırılacak.
Kan yolu ile bulaşan bir hastalığı veya böyle bir hastalık taşıma riski olduğunu bilmesine rağmen kan verenler, bir yıldan 3 yıla kadar hapis cezasına çarptırılacak.
BİR ELİNDE KAN TORBASI, BİR ELİNDE REÇETE OLMAYACAK
Türkiye Kızılay Derneği Genel Başkanı Tekin Küçükali, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın “bir elinde kan torbası, bir elinde reçetesiyle kan arayan vatandaş görmek istemiyorum” talimatı üzerine, faaliyetlerinin yüzde 40'ını bu iş için yoğunlaştırdıklarını belirtti.
Küçükali, “Bir elinde kan torbası, bir elinde reçeteyle vatandaşımızı gezdirtmeyeceğiz. Türkiye'de bunu en iyi biz yaparız. Bizden daha iyi yapacak olanlarla masanın arkasında, önünde konuşalım. 'Acaba şöyle mi olur' diye tereddüt geçirmemek gerekir. En azından bizi denemeleri lazım” diye konuştu.
Ülkede kan konusunu çözebilecek altyapıyı oluşturduklarını ifade eden Küçükali, bu altyapıyı kurabilmek için 8 milyon Avro tutarında anlaşmalar yaptıklarını söyledi.
Küçükali, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu işi bizimle yapacaklarsa yaparız, yapmayacaklarsa, çıkar 'derneklerle düğünlerle yapacağız' derler, ona da 'amenna' deriz. Ama, yapılacak işin içinde kendimizi görmek isteriz. Hazırlanacak yasada bize böyle bir yükümlülük, mecburiyet verecekler ki, biz de mesul olduğumuzu bilelim. Kimlere vereceklerse versinler, biz o dernek ve vakıflardan olmayız. Kimse ile bölüşmeyiz bu mesuliyeti. Bu mesul bir iş. Yarın kanda bir problem çıkar, bu Kızılay'ın mıydı, şu derneğin miydi, bu vakfın mıydı, buna girmeyiz. Bize verirlerse yaparız, vermezlerse de başka hizmetlere talip oluruz.”
Küçükali, Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın, konuyla ilgili yaptıkları görüşmede, “Bu işi birlikte yapacağız” ifadesini kullandığını söyledi.
MOTORİZE KAN EKİPLERİ
Tüm hastaneler ve Kızılay'a bağlı kan merkezleriyle internet üzerinden haberleşme ağı kuracaklarını bildiren Küçükali, bu programın yazılımının sürdüğünü kaydetti.
Sistemle, günleri belli olan ameliyatlar için gerekli olan kanı önceden hastaneye teslim edeceklerini anlatan Küçükali, böylece hasta yakınlarının kan konusuyla ilgilenmek zorunda kalmayacağını belirtti.
Halen telefon aracılığıyla pilot çalışmanın İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Eskişehir, Trabzon ve Samsun gibi illerde devam ettiğini anlatan Küçükali, sistemin 200'den fazla hastanede yürüdüğünü söyledi.
Küçükali, uygulamaya gelecek yılın ortalarında bütün Türkiye'de geçmeyi planladıklarını bildirdi.
Türk Hava Yolları ile yaptıkları protokolle de ihtiyaç halinde kanların bir şehirden başka bir şehre ücretsiz nakledileceğini kaydeden Küçükali, yakın şehirler arasında kan taşınması için de ayrı bir organizasyon kuracaklarını söyledi.
Küçükali, acil ihtiyaç halinde kanın şehir içinde bir yerden başka bir yere motosikletlerle taşınmasının planlandığını bildirdi.
Ülkede 1.5 milyon ünite kana ihtiyaç olduğunu, ancak bunun 500-600 bin ünitesini karşılayabildiklerini kaydeden Küçükali, “Demek ki 1 milyon daha kan bulmamız lazım. Nereden bulacağız diye kendimizi sorguluyoruz” dedi.
Bunun için Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü, Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü ve muhtarlarla çalışma yaptıklarını kaydeden Küçükali, kan toplama kampanyaları düzenleyeceklerini söyledi.
Küçükali, “Ama, 'şuradaki şu vakfa, buradaki bu derneğe, geri kalan da sizin' derlerse, 'Allahaısmarladık, teşekkür ederiz' deriz. Kurumsal kıskançlık yapmıyoruz, böyle bir derdimiz yok. Bu işi en iyi yapacak olan biziz, bize vermeliler. Yarın savaşta kan lazım oldu, kim yapacak bu işi? Kızılay devletin bir unsuru” diye konuştu.
“KAN GÖNÜLLÜ İŞİ”
Kan işine 150 milyon Avro harcayacaklarını kaydeden Küçükali, ”Biz en organize olmuş gücüz şu anda. Bizden daha organize olmuş hiçbir güç yok. Zoraki kan almak yok. Hastanede, 'hastanız var, 4 ünite kan lazım, git 4 kişi getir' deniyor. Biz bunu demiyoruz, kan gönüllü işidir” dedi.
Kızılay'ın sağlıklı kan temin ettiğini anlatan Küçükali, ”Türkiye'de bizden daha sağlıklı kan organizasyonu yapan yer yok. Kanunla bizi yok etmek istiyorlarsa, 'çekilin kenara' desinler. Ama biz bu işi yapmaya talibiz. Başbakanımıza söz verdik, 'tamam' dedik” diye konuştu.
Kızılay'ın, eleman, mekan ve tıbbi cihaz açısından kan işine en yakın ve yatkın kurum olduğunu dile getiren Küçükali, “Dünyanın en ileri teknolojisini getiriyoruz. Gidip Çapa'ya bir bakın. Çapa Kan Merkezi'nden daha organize olmuş bir yer varsa, haklısınız. Şimdi de Ankara'yı yapıyoruz” dedi.
Kartal Devlet Hastanesi'nin yakınında 5 bin metrekarelik alanda yeni bir kan merkezinin temelini atacaklarını da bildiren Küçükali, bunun dünyanın en gelişmiş kan merkezlerinden biri olacağını söyledi.
Kızılay'ın 137 yıllık bir müessese olduğunu anımsatan Küçükali, yasayla kan ile ilgili kuruma sorumluluk verilmesi halinde, bunun yerine getirilmesi konusunda gelecek yönetimlerin yeterince istekli olup olmayacağı endişesine kapılınmasının da yersiz olduğunu söyledi.
Küçükali, “Burada son derece yüksek bir bürokrasi var. Bu yönetimlerle kaim bir iş değil. Yönetici kanunun üstünde mi yani. Kanun, 'Kızılay bu işi yapacak' diyorsa, yönetici 'yapamayız' diyemez. Karşılıklı protokoller, görüşmeler yapılacak, ona göre mesuliyetler üstlenilecek. Bu iş kişilerle ilgili değil ki” diye konuştu.