Güncelleme Tarihi:
Erdoğan, Bingöl İl Kongresi’nde şunları söyledi:
Tüm samimiyetimizle Türkiye’nin kanayan yaralarını tedavi etmenin gayreti içindeyiz. Terör bitsin istiyoruz, akan kan dursun istiyoruz. Gencecik fidanlar artık toprağa düşmesin istiyoruz. Ocaklar sönmesin analar yavruları için ağıt yakmasın istiyoruz. Doğu ve Güneydoğu’daki illerimiz kalkınsın, buradaki illerimizin, insanlarımızın batıdakilerden fırsat ve imkanlar noktasında hiçbir farkı kalmasın istiyoruz. Çünkü biliyoruz ki insan masumiyetine kastederek netice almak beyhude bir uğraştır. Lanetli bir yöntemdir. Bugünün dünyasında yeri yoktur, olamaz. Terörle şiddetle, öldürmekle hiçbir davaya hizmet edilemez.
71.5 milyonun ortak meselesi
Hükümet olarak her konuda çözümden yana olduk. Kronik sorunların çözümü için güçlü bir siyasi irade ortaya koyduk. Bazı sorunların mutlak bir çözüm yolu olmayabilir ancak önemli olan çözüm süreçlerini başlatmak, samimiyetle gayret göstermektir. Sorunları hafifletmek, çözüm yoluna koymak, meseleleri yumuşatmak olması gerekendir. Terörle mücadele 71,5 milyon vatan evladının ortak meselesidir. Ülkemizde kimlik siyasetini öncelikli mesele haline getirmek bu ülkeye ihanettir diye düşünüyorum. Biz ülkemizde Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Zazasıyla, Çerkeziyle, Abhazasıyla tüm vatan evlatlarını ’yaradılanı yaradandan ötürü severiz’ anlayışıyla seviyoruz. Hiçbir vatandaşıma farklı mesafede bulunamam, bunu da ihanet kabul ederim. Hepsine aynı mesafedeyim.
Mayınla baltalamak peşindeler
Kanı durdurmak, bölgeyi huzur ve istikrara kavuşturmak konusunda son derece kararlıyız. Ama şimdi de provokasyonlarla bu işi engellemenin gayreti içindeler. Mayınlarla, kalleşçe saldırılarla bu ülkenin güvenlik güçlerini hedef alarak süreci baltalamak istiyorlar. Biz artık bu acıları yaşamak istemiyoruz. Yurt içinde de Kürt kökenli vatandaşlarımızın tümünü terörizmle bağdaştıran zihniyeti, psikolojik duvarı yıkmanın mücadelesini veriyoruz. Kürt kökenli vatandaşlarımız anıldığı anda terörün anılmasını istemiyoruz.
Kördüğüme çevirmek istiyorlar
Yalnız dikkat edin, muhalefet sadece terör örgütünden gelmiyor. Ankara’dan başını uzatamayan siyasetçiler, çözümü engellemek, çözümü kördüğüme çevirmek için tarihi rolleri yeniden üstenmiş durumdalar. İhanet gibi, gaflet gibi, bölücülük gibi kolay kolay ağıza alınmayacak kelimeleri adeta ağızlarına sakız ettiler. Ben bunları söylediğim zaman bana böyle hitap ettiler. Böylesine seviyesiz bir siyasetle, böylesine düşük bir siyasi profilin, böylesine yakışıksız siyasi üslup, bizim siyasi tarihimizde hiç olmamıştır.
Tatbikatlarda gücümüzü gösterdik
BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan dün TV’lerden yayımlanan "Ulusa Sesleniş" konuşmasında, bir süre önce izlediği Efes 2009 ve Denizkurdu tatbikatlarını övdü. Erdoğan, şöyle dedi: "Silahlı Kuvvetlerimizin ulaştığı üst seviyedeki ateş gücünü ve koordinasyon yeteneğini dosta düşmana gösterme imkanı bulduk, iftihar ettik. Denizkurdu 2009 deniz tatbikatında da aynı başarıyı, aynı etkileyici tabloyu bir kez daha müşahede ettik. Bir kere daha gördük ki Türk Ordusu, sadece ülke savunmasında değil, dünya barışına katkı sağlama noktasında da çok önemli bir güçtür. Bu tatbikatlar da göstermiştir ki Türkiye’nin aydınlık yarınlara doğru çıktığı yolculukta yaşadığı değişim, her alanı kapsayan çok yönlü bir değişimdir."