Güncelleme Tarihi:
Kamu Denetçiliği Kurumu tarafından yapılan açıklamada, ismi açıklanmayan vatandaşın 1Mayıs Emek ve Dayanışma Günü İstanbul Valiliği tarafından alınan güvenlik uygulamaları ile ilgili şikayette bulunduğu açıklandı. Yapılan açıklamada; ’1 Mayıs 2013 Emek ve Dayanışma Günü kutlamaları münasebeti ile İstanbul Valiliğinin kararına istinaden uygulanan toplu taşıma araçlarının seferlerinin durdurulması nedeni ile seyahat özgürlüğünün, İstanbul ilinin tamamını etkileyecek şekilde ve adeta sıkıyönetim ilan edilmiş gibi, kısıtlandığı ve engellendiği sonucuna varılmıştır. Şikayetin kabulü ile İstanbul Valiliğinin, şikayet konusu 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Gününün kutlanması münasebeti ile alınan tedbirler ve uygulamalar hususunda aşırı ve hatalı davrandığı, benzer uygulamalara yol açılmaması açısından gerekli tedbirleri alması, hususunda tavsiyede bulunulması gerektiğine ilişkin hazırlanan bu rapor Türkiye Cumhuriyeti Kamu Başdenetçisi’ne arz olunur’ ifadeleri kullanıldı.
HUKUKA UYGUNLUK DENETİMİ
Kamu Denetçiliği Kurumu, vatandaşın başvurusunun hukuka aykırı olmadığını belirterek; ’Hukuka uygunluk denetimi yönünden değerlendirilen söz konusu şikayette öne çıkan konu başlıkları şu şekilde: ’Seyahat özgürlüğü, vatandaş veya yabancı olsun insanların yer değiştirme serbestisini ifade etmektedir. Bir başka anlatımla, seyahat özgürlüğü, dolaşım, gidip-gelme, yer değiştirme ve yerleşme serbestliğini ifade eder. Özgürlüğün kapsamı hareket etme ya da bulunduğu yerde kalma, alıkonulmama, ikametini seçme gibi unsurları içine almaktadır. Anayasanın 23’üncü maddesi hükmü uyarınca, yerleşme ve seyahat özgürlüğünü sınırlayacak makam açısından herhangi bir kayıt getirilmemiş olması ve olayın elverdiği ölçüde idari makamların da seyahat özgürlüğü konusunda kısıtlamalar yapmaya yetkili oldukları hükmü ve İl İdaresi Kanununun yukarıda maruz ’suç işlenmesini önlemek, kamu düzen ve güvenini korumak için gereken tedbirleri’ almak ve ’il sınırları içinde huzur ve güvenliğin, kişi dokunulmazlığının, tasarrufa müteallik emniyetin, kamu esenliğinin sağlanması ve önleyici kolluk yetkisinin valilere tanınmış olması hükümleri göz önünde bulundurulduğunda; 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü münasebeti ile İstanbul il sınırları dahilinde, valilik emri ile bazı yolların kapatılması ve alternatif güzerg?hlar teşkili ile bazı toplum ulaşım sistemlerinin iptali dolayısı ile seyahat özgürlüğünün kısıtlanmasında bir hukuka aykırılık bulunmamaktadır.’
YASAL BİR YETKİNİN KULLANILMASI HER ZAMAN MEŞRU BİR SONUÇ DOĞURMAYABİLİR
Demokratik bir toplumda, zorunlu tedbirlerin kabul görmeyeceğinin altını çizen Kamu Denetçiliği Kurumu tasviye raporunda uygulamanın yasal olmasının meşru olduğu anlamına gelmediğinin altı çizilerek; ’Kısıtlama tedbirinin maddi içeriği ve konma yönteminin hukuka uygunluğu ile tedbirin derecesi aynı anlama gelmemektedir. Yani mevzuatın vermiş olduğu yasal bir yetkinin kullanılması her zaman meşru bir sonuç doğurmayabilir. Bir başka açıdan, bir emrin yasal olması ile meşru olması farklı durumlara işaret etmektedir. Bu noktadan şikayete konu olay incelendiğinde, idarenin uyguladığı yasal kısıtlama tedbirinin, ölçülülük ilkesi sınırlarını aşan, ’aşırı kısıtlamaya’ saptığı ve meşruiyetini kaybettiği görülmektedir. Bahsedilen kara ve deniz toplu taşıma araçlarının veya seferlerinin olay günü iptal edilmesinin ya da sınırlanmasının, bu tedbirin uygulanmasına dayanak teşkil eden kamu düzeninin ve güvenliğinin sağlanmasına hizmet etmek kadar, bu gayenin aksine de hizmet etme riski bulunmaktadır. Zira seyahat özgürlüğü bağlantılı bir özgürlüktür. Sağlık, eğitim, çalışma, ifadeyi açıklama ve toplanma vs. diğer temel hak ve özgürlüklerin de kullanımını etkileme gücüne haizdir. Bu cihetle sözü edilen kısıtlama tedbirinin derecesinin, ’demokratik bir toplumda, zorunlu tedbirler’ olarak kabulü mümkün görülmemektedir’ denildi.
İSTANBUL’UN TAMAMINI ETKİLEYECEK ŞEKİLDE ADETA SIKIYÖNETİM İLAN EDİLMİŞ
Toplu taşıma araçları seferlerinin durdurulması kararının yerinde olmadığını belirten Kamu Denetçiliği Kurumu tasviye raporunda öne çıkan gerekçeler şu şekilde: ’1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü münasebeti ile yaşanan olaylara müdahale kapsamında, olayların öncesi, esnası ve sonrası itibari ile İstanbul Valiliğince seyahat özgürlüğünün kısıtlanması noktasında uygulanan tedbirlerin, Anayasa’nın 13’üncü maddesinde vücut bulan ’sınırlamanın kanunla olması’ ve ’sınırlamanın Anayasanın ilgili maddesinde belirtilen sebeplerle olması’ ilkelerine uygun olduğu, ’sınırlamanın Anayasanın sözüne ve ruhuna uygun olması’, ’sınırlamanın temel hak ve özgürlüklerin özlerine dokunmaması’, ’sınırlamanın demokratik toplum düzeninin gereklerine aykırı olmaması’ ve ’sınırlamanın ölçülülük ilkesine aykırı olmaması’ açısından hukuka aykırı bulunmuştur. Bu noktada, başvurucunun, 1 Mayıs 2013 Emek ve Dayanışma Günü kutlamaları münasebeti ile İstanbul Valiliğinin kararına istinaden uygulanan toplu taşıma araçlarının seferlerinin durdurulması nedeni ile seyahat özgürlüğünün, İstanbul ilinin tamamını etkileyecek şekilde ve ?deta sıkıyönetim ilan edilmiş gibi, kısıtlandığı ve engellendiği sonucuna varılmıştır.’
SERBEST DOLAŞIMIN ENGELLENMESİ VEYA KISITLANMASIDIR
Kamu Denetçiliği Kurumu tarafından hakkaniyete uygunluk denetimi yönünden alınan karar ise şöyle ifade edildi: ’Bir insanın, evine, işine, sağlık, eğitim vb. bir hedefe gidebilmek için, o yönde giden toplu taşım aracına binemiyor olması veya yolları kullanamıyor olması çok basit bir tanımlama ile ’seyahat özgürlüğünün’ ve ’serbest dolaşımın’ engellenmesi veya kısıtlanmasıdır ve bu da Anayasa’ya aykırıdır. Şikayete konu işleminin hukuka uygun olması veya güvenlik gerekçesi ne istinaden ve ilgili kanunların verdiği yetkiye dayanarak Taksim Meydanının toplantı ve gösteri yürüyüşlerine kapatılması, onun toplum vicdanında haklılık bulması açısından tek başına yeterli değildir.’
İSTANBUL VALİLİĞİ AŞIRI VE HATALI DAVRANDI
Kamu Denetçiliği Kurumu tarafından açıklanan gerekçelerle alınan karar şu şekilde: ’Şik?yetin kabulü ile İstanbul Valiliğinin, şikayet konusu 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Gününün kutlanması münasebeti ile alınan tedbirler ve uygulamalar hususunda aşırı ve hatalı davrandığı, benzer uygulamalara yol açılmaması açısından gerekli tedbirleri alması, hususunda tavsiyede bulunulması gerektiğine ilişkin hazırlanan bu rapor Türkiye Cumhuriyeti Kamu Başdenetçisi’ne arz olunur.’