Güncelleme Tarihi:
Urfa, Mardin, Gaziantep ve Hatay iki ülke arasında yaşanan değişimin etkisini görmeye başladı. Sınır boylarında uzanan Nusaybin, Ceylanpınar, Kilis gibi ilçelerin nüfuslarında patlama var. Çarşılar hareketlendi, ticaret hızlandı, gündelik hayat çeşitlenmeye başladı. Mardin'in Nusaybin ilçesiyle Suriye'nin Kamışlı kasabası arasında alışverişler arttı. Bayramlardaki serbest görüş akrabalık ilişkilerini yeniden canlandırdı. Suriye'den Nusaybin'e gelin yağmuru başladı.
Türkiye tarafından da karşı yakaya kız veriliyor ama bu sayı ancak onda bir düzeyinde kaldı. Bu arada Suriyeli damatlar arasında da Türkiye'ye yerleşme eğilimi hızlandı. 90 bin nüfuslu Nusaybin ve köylerinde yaklaşık 500 karma evlilik yapılmış.
Karma evliliklerin neredeyse tamamı tek eşli. Söylendiği gibi Suriye'den ciddi oranda bir 'kuma göçü' söz konusu değil. Sınırın karşı yakasında yürürlükte olan medeni kanun, zannedilenin aksine daha ‘‘medeni.’’ Suriye, Fransız Medeni Kanunu'nu örnek almış. Çokeşliliğe kesinlikle izin verilmiyor. Cezası çok ağır olduğundan kimse de bu alanda bir hukuk ihlalini göze alamıyor. Evlilik denilince tekeşlilik anlaşıldığından Suriyeliler kızlarını karşı tarafa kuma olarak göndermiyor. Bir de Suriye'nin kuzeyindeki okuma yazma oranı Türkiye'nin Güneydoğu illerine oranla daha fazla. Eğitim düzeyinin etkisiyle de çokeşlilik ortadan kalkmış.
Suriye'de başlık parası karşılığı yapılan evlilikler yok denecek kadar az. Son yıllarda başlık parasına karşı yapılan kampanyalar sayesinde Türk tarafında da bu gelenek etkisini kaybetti. Ama başlık parasında diretenler için rayiç en az 3 bin dolardan başlıyor. Kızını kuma vermeyi kabul eden Suriyeli ailelere ise, el altından 50 bin dolara kadar başlık parası ödendiği söyleniyor.
Yusuf Aş (29) ile Dima Melek (22) bir yıl önce tanışmış. Yusuf, serbest muhasebeci, aynı zamanda açık öğretimde iktisat okuyor. Dima lise mezunu. Geçen Ramazan Bayramı'nda Suriye tarafındaki Kamışlı'ya geçen Yusuf, bir akrabalarının evinde kalmış.
Ertesi gün kaldığı eve Dima'nın ailesi misafir gelmiş. Dışarda çok güzel bir yağmur yağıyormuş. Bir ara fırsatını bulup Dima'ya adının anlamını sormuş. Genç kız, ‘‘Dima, yavaş yavaş yağan yağmur anlamına geliyor’’ diye yanıtlamış. Yusuf, ‘‘Tıpkı şu an Kamışlı'ya yağan yağmur gibi mi’’ diye sormuş. Dima gülümsemiş ve ‘‘Sizin oralarda yağmur hep hızlı mı yağar, Nusaybin'in diması olmaz mı’’ diye karşılık vermiş. ‘‘Bizim oranın diması da güzeldir ama bu kadar güzel yağan dimaya ilk defa rastladım’’ demiş Yusuf. Tam bu sırada cep telefonu çalmış. Arayan babasıymış. ‘‘Evlat, iki gündür ordasın, bari gönlüne göre bir kız bulabildin mi’’ diye sormuş damdan düşer gibi. Delikanlı ne diyeceğini bilememiş. Kürtçe de konuşsa, Arapça da konuşsa anlayacaklar.
Türkçe ‘‘Şu anda nereden çıkardın baba, ben buraya akrabalarımızı görmeye geldim, kız bulmak için gelmedim ki’’ diye cevaplamış. Babası ısrarla, ‘‘Yine de sen kendine münasip bir kız, bize de uygun bir gelin bak’’ deyip telefonu kapamış. Dima, kötü bir şey olup olmadığı sormuş. Yusuf, ‘‘Henüz bu olup bitenlerin iyi mi yoksa kötü mü olduğunu anlayamadım’’ diye karşılık vermiş.
O gün Nusaybin'e dönmesi gerekiyormuş. Konakladığı akrabasının gençleri, bir gün daha kalması için ısrar etmişler. Dima'nın babası da gençleri evlerine davet etmiş. Yusuf, bir gün daha kalmış. Sonra bir gün daha. Günler çabuk geçmiş. Nusaybin'e dönmüş. Ama Dima'yı aklından hiç çıkaramamış. Ertesi gün hemen telefonla aramış. Sonra o onu aramış. Bir ay sonunda yüksek telefon faturası gelince, karşı tarafa geçen tanıdık vasıtasıyla Dima'ya bir sim kart göndermiş. Artık her gün, hatta her gece görüşmeye başlamışlar.
Her şeyi konuşuyorlarmış. Dünyaya bakışlarını, sevgi anlayışlarını, çocuklar hakkındaki görüşlerini karşılaştırıyorlarmış. Sonunda Yusuf, evlilik bahsini açmış. ‘‘Evlenmeyi düşünüyor musun’’ diye sormuş. ‘‘Sadece birisiyle olursa düşünüyorum’’ demiş Dima, ‘‘Sakın kim diye sorma biliyorsun...’’ ‘‘Ben de...’’ demiş Yusuf. Karşılıklı olarak telefonu sessizce kapatmışlar.
O gece iki genç de sabaha kadar uyumamış. Yusuf, sabah olur olmaz Dima konusundaki kararını ailesine açmış. Babası annesine dönerek, ‘‘Bak ben demedim mi sana. O bayram günü içime doğmuştu’’ diye gülümsemiş. Gerekli izinleri aldıktan sonra karşı tarafa geçmişler. Nişanı yapıp düğün hazırlıklarına başlamışlar. 5.5 ay önce de evlenmişler. Onlar ermiş muradına...
Ama altı ay önce değiştirilen yabancı evliliklerle ilgili yasanın azizliğine uğramışlar. Yusuf Aş, ‘‘Eğer bir hafta önce davransaydık, eşim hemen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olacaktı. Ama şimdi en az üç sene beklemek zorundayız’’ diyor. Yeni yasa gereği her ay başı emniyet yabancı şube müdürlüğüne giderek imza atıyorlar. Eğer çift birlikte şehir dışına çıkacaksa, bunu emniyete bildirmek zorunda. Bu üç yıl boyunca sürecek. Bu süre sonunda uygun görülürse Dima'nın yurttaşlığı onaylanacak. Uygun görülmezse beş yılın tamamlanmasını bekleyecekler. Ama olsun, bakın fotoğraflarına yine de çok mutlular.
İlişkiler ısındı gelin trafiği hızlandı
Sınırın her iki tarafında da Kürt kökenli yurttaşlar yaşıyor. Arap köyleri daha çok sınırın Antakya kesiminde. Tabii iki yakanın Arapları ile Kürtleri birbiriyle akraba. Bir de Süryaniler var. Mardin, Adıyaman ve biraz da Antakya civarında yaşayan Türkiye Süryanileri'nin sayısı bundan 80 yıl önce 200 bin civarındaydı. Şimdi ise bu sayı tüm Türkiye'de yaklaşık 10 bine kadar indi. Suriye'de ise tam tersi yaşandı. Sadece Nusaybin'in karşısındaki Kamışlı kentinde 15 bin kadar Süryani yaşıyor. Artık Türkiye Süryanileri karşı yakadan kız alıyor. Süryani köylerinde 100'den fazla Suriyeli gelin olduğu söyleniyor.
KÜRTLER SURİYE'DE ECNEBİ
Türkiye-Suriye sınırında yaşanan değişimi görmek için Mardin'e gittik. Mardin'in sınır ilçesi Nusaybin'de karma evlilik yapan çiftlerle görüştük. Yetkililerle konuştuk. Siyasi dönüşümü nasıl değerlendirdiklerini öğrenmek için Nusaybin'deki parti merkezlerine uğradık. Çoğu parti lokali gündüz saatlerinde bomboş. DEHAP'ınki gece ve gündüz arı kovanı gibi. Partili kadınlar bölgede başlık parasının ve kumalık sisteminin kaldırılması için mücadele veriyor. DEHAP Nusaybin İlçe Sekreteri Ahmet Dinç de başlık parasına ve kuma geleneğine son verilmesi gerektiğine inanıyor.
Sınır geçişlerinin kolaylaştırılması sonrasında DEHAP'lılar da karşı yakaya gidip gelmeye başlamış. Suriye'de gördükleri sosyal, siyasi ve hukuki durum karşısında şaşkınlığa uğramışlar. Anlattıklarına göre, Kürtlerin büyük bölümü kimliksiz. Yaşadıkları il dışına çıkamıyorlar. Kimlik sahibi olanlar da 'ecnebi' yani yabancı statüsünde. Hindistan'daki kast sistemi gibi toplumsal katmanlar arasında aşılmaz engeller bulunuyor. Bu nedenle Suriye'dekiler Türkiye'ye yerleşmeye can atıyor. Ahmet Dinç, bunun evliliklerin artmasının da nedenlerinden biri olduğunu söylüyor.
Nusaybin Eğitim ve Dayanışma Derneği Başkanı Müfit Adnan Yumuşak da aynı sonuca ulaşmış. Suriye uyruklu eşiyle altı yıl önce evlendiğini söyleyen Müfit Bey, Türkiye'nin Suriye ile karşılaştırılmayacak denli ileri olduğunu belirterek, ‘‘Onlar Türkiye'yi Avrupa gibi değerlendiriyor. Demokrasimiz onlarınki karşısında fersah fersah ileri. Bunu karşı tarafa geçtiğinizde daha net görüyorsunuz’’ diyor. Suriye'de kumalık sisteminin olmadığını belirten Yumuşak, Türkiye'ye gelen gelinler içinde kumaların sayısının yüzde bir olduğunu söylüyor.