Kamera kayıtlarını almışlar

‘Madımak Katliamı’nı anımsatan görüntülerin ortaya çıkmasıyla soruşturmanın da seyri değişti. Yaşanan olayların ardından gözaltına alınan 59 kişinin toplumsal olay kapsamında sorgulandıkları, organizeden soru yöneltilmediği de ortaya çıktı.

Kırşehir’de HDP il binası ile 32 işyerine yönelik saldırıdan önce saldırganların şehirlerarası bağlantılı karayoluna çıkarak Doğu ve Güneydoğu’daki illerin plakasını taşıyan araç ve yolcu otobüslerine de saldırdığı belirlendi. Yolu trafiğe kapatan saldırganların, başta yolcu otobüsleri olmak üzere araçları durdurdukları, taş ve sopalarla saldırdıkları, ardından da yakmak istedikleri tespit edildi. Toplam 4 işyeri yakılan Diyarbakır Tatlıcısı’nın sahibi Arif Alakuş, işyerlerinin farklı caddelerde bulunduğunu belirterek, “Bir saat arayla 4 işyerimize de saldırıp, yaktılar. İçerideki doğalgaz hattı ve tüpler zarar görmüş, patlamış olsa çok daha büyük bir facia yaşanacaktı. Bir ay geçti, hiçbir yetkili geçmiş olsuna bile gelmedi. Saldırganlar arasında müşterimiz olan, her gün gelip yemek yiyen, sohbet eden kişiler var” dedi.

İDDİANAME HAZIRLANDI

Saldırının organize olduğunu savunan Alakuş, “İşyerimiz ateşe veriyorlar, içeriye girip yağmalıyorlar. Ancak işyerinden sadece güvenlik kameralarının depolandığı harddiski alıyor. Bu da olayın ne kadar profesyonel ve organize olduğunu gösteriyor” diye konuştu. Gül Kitabevi’nin yakılmasına ilişkin 6’sı tutuklu 16 sanık hakkında ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik, mala zarar verme, yasa dışı gösteri’ suçlarından dava açıldı.

Bunlardan, yanmış çantaları iş yerine atarak, kitabevinin yanmasına yol açan 3 saldırgan hakkında ayrıca ‘öldürmeye teşebbüs’ suçundan 15 yıla kadar hapis cezası istendi. İddianamede, ‘şüphelilerin ırk ayrımcılığına dayanarak, iş yerinin içerisinde ve apartmandaki insanların yangın sonucu ölebileceklerini öngörmelerine rağmen eylemlerini sergiledikleri’ belirtildi.