Kamera ahlaksızlık
Güncelleme Tarihi:
ANKARA
Oluşturulma Tarihi: Ekim 21, 2009 00:00
Başbakan Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın kameralı görüşme koşulunu “Ahlaksızlık” diye nitelendirerek, kendisiyle görüşmeyeceğini açıkladı.
Baykal da, “Yarası olan gocunur. Ahlaksızlık suçlaması kimseyi ahlaklı hale getirmez. Görüşeceğim diyen sensin, görüşmekten vazgeçen sensin” yanıtını verdi. Erdoğan ve Baykal’ın dünkü Meclis gruplarında konuyla ilgili değerlendirmeleri şöyle:
Çayını içerdik mahrum olduk
Sayın Baykal bir taraftan ‘Baş başa ikili bir görüşmeye hazırım’ diyor, bir taraftan kamera şartını ortaya koyuyor. Ne bizde ne dünyanın herhangi bir ülkesinde liderlerin bir araya gelmesi, baş başa görüşmesi ilk kez yaşanmıyor. Ama kamerayla bir görüşmeyi tespit ahlaksızlık olarak, siyasi ve diplomatik ahlaka aykırı olarak nitelendirilir. Gerekiyorsa, eğer çok ısrarcılarsa birer tane de oraya ses kaydı da konulabilir. Ama ‘Biri bizi gözetliyor’ mantığı içerisinde kameraların kurulmasını anlamak mümkün değil. Biz oraya gidip Sayın Baykal’ın beynini yıkayacak, hipnotize edecek değiliz, büyü ya da sihir yapacak hiç değiliz. Bu vesileyle sağolasın, belki bir çayını içerdik, o çayından mahrum olduk. Kesinlikle ben de oraya gitmiyorum.
Baykal: Yarası olan gocunur
Takdir onun. ‘Görüşeceğim’ diyen sensin, görüşmekten vazgeçen sensin. Her kim ki iki lafının birinde ‘Ahlak, namus, dürüstlük’ der, ‘Dur orada’ diyeceksiniz. Ahlak, dürüstlük işi lafla olmaz. Yarası olan gocunur. Ahlaksızlık suçlaması, kimseyi ahlaklı hale getirmez. Kapım açık buyur, içeceğin çay olsun. Bir çayı esirgeyecek değiliz. Senin gönlünü hoş tutmak için her şeyi yaparız ama senin yanlışlarını paylaşmayız. 70 milyonun bileceği şekilde geleceksen gel, açık kapım, bekliyorum seni. Tenhada buluşmak yok.
Bayrak krizi bizi yaraladı
ERDOĞAN, Bakü Şehitliği’ndeki Türk bayrağının indirilmesinin kendilerini yaraladığını belirterek, “Kimse, Türkiye’yi de test etmeye kalkmasın” dedi. Erdoğan, şöyle konuştu: “Asıl bizi yaralayan şey Azerbaycan’daki o şehitlik anıtının yanında Türk bayrağı ile Azerbaycan bayrağının kaldırılmasıdır ki, bunun ne anlama geldiğini, Azerbaycanlı kardeşlerim de iyi değerlendirecektir. Biz Azeri bayrağını Türk bayrağı gibi, Azeri topraklarını Türkiye toprakları gibi aziz ve kutsal bildik, yine öyle biliriz.”
Çayını içerdik mahrum olduk
Sayın Baykal bir taraftan ‘Baş başa ikili bir görüşmeye hazırım’ diyor, bir taraftan kamera şartını ortaya koyuyor. Ne bizde ne dünyanın herhangi bir ülkesinde liderlerin bir araya gelmesi, baş başa görüşmesi ilk kez yaşanmıyor. Ama kamerayla bir görüşmeyi tespit ahlaksızlık olarak, siyasi ve diplomatik ahlaka aykırı olarak nitelendirilir. Gerekiyorsa, eğer çok ısrarcılarsa birer tane de oraya ses kaydı da konulabilir. Ama ‘Biri bizi gözetliyor’ mantığı içerisinde kameraların kurulmasını anlamak mümkün değil. Biz oraya gidip Sayın Baykal’ın beynini yıkayacak, hipnotize edecek değiliz, büyü ya da sihir yapacak hiç değiliz. Bu vesileyle sağolasın, belki bir çayını içerdik, o çayından mahrum olduk. Kesinlikle ben de oraya gitmiyorum.
Baykal: Yarası olan gocunur
Takdir onun. ‘Görüşeceğim’ diyen sensin, görüşmekten vazgeçen sensin. Her kim ki iki lafının birinde ‘Ahlak, namus, dürüstlük’ der, ‘Dur orada’ diyeceksiniz. Ahlak, dürüstlük işi lafla olmaz. Yarası olan gocunur. Ahlaksızlık suçlaması, kimseyi ahlaklı hale getirmez. Kapım açık buyur, içeceğin çay olsun. Bir çayı esirgeyecek değiliz. Senin gönlünü hoş tutmak için her şeyi yaparız ama senin yanlışlarını paylaşmayız. 70 milyonun bileceği şekilde geleceksen gel, açık kapım, bekliyorum seni. Tenhada buluşmak yok.
Bayrak krizi bizi yaraladı
ERDOĞAN, Bakü Şehitliği’ndeki Türk bayrağının indirilmesinin kendilerini yaraladığını belirterek, “Kimse, Türkiye’yi de test etmeye kalkmasın” dedi. Erdoğan, şöyle konuştu: “Asıl bizi yaralayan şey Azerbaycan’daki o şehitlik anıtının yanında Türk bayrağı ile Azerbaycan bayrağının kaldırılmasıdır ki, bunun ne anlama geldiğini, Azerbaycanlı kardeşlerim de iyi değerlendirecektir. Biz Azeri bayrağını Türk bayrağı gibi, Azeri topraklarını Türkiye toprakları gibi aziz ve kutsal bildik, yine öyle biliriz.”