Güncelleme Tarihi:
87 YAŞINDA HALA ORTALIĞI KARIŞTIRIYORSUN
BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan'ın yüklenmesiyle son haftalarda meydanların en önemli siyasi unsuru haline geldi. Bugüne kadar da bir tek Derya Sazak'a, televizyon programında kendisine yönelik söz söyledikleri için konuştu.
Daha sonrasında bir tek kelime etmedi, sessizliğe çekildi. Ancak üzerinden yapılan politika durmadı. TOBB Genel Kurulu’nda CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun çok fazla alkış almasının gerisindeki nedenler arasında da sayıldı. Başbakan Erdoğan ise önceki gün bir adım daha atıp, .”Hâlâ rahat durmuyorsun, 87 yaşında hâlâ ortalığı karıştırıyorsun” diye yüklendi.
Erdoğan kendi söylemeyip adını meydandakilere söyletiyor olsa da sözlerinin adresi belli: 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel... Bir süredir polemiğin içine girmek istemediğini belirtip demeç vermekten kaçınıyordu. Ancak önceki akşam Erdoğan, Yozgat mitinginde tekrar kendisine yüklenince belli ki konuşma kararı aldı.
‘DEMEK BİZSİZ OLMUYOR’
Telefonda hal hatır sorduktan sonra her zamanki dinç ses tonu ve kendine has şivesiyle söze girdi: .Meydanlarda ciddi şeyler konuşulması lazım. Ama gayri ciddi şeyler söyleniyor. Ben şu an seçime girmiş adam değilim. Kimseyle yarışmıyorum. Ben partiler üstüyüm. Ben meydana çıkmıyorum ki? Ardından esprili bir tonda konuşmasını sürdürdü:
“Ancak anlaşıldı ki bizsiz olmuyor meydan. Ben de Ankara’da oturduğum yerden meydan meydan geziyorum” İsim vermedi ancak
kastının Erdoğan olduğu açıktı: Türkiye’nin meselesi Demirel ise Demirel’i yıpratıp da ne elde edeceksin? Ne kazanacaksın Demirel hakkında konuşarak? Ben anlamıyorum. Bekleyip bir görelim bakalım. Ama birçok safsatayla uğraşıyorlar. Ben her gün cevap verir durumda değilim, olmak istemiyorum”
OTURDUĞUM YERDE OTURUYORUM
Erdoğan’ın CHP’yi eleştirirken, .”Şimdi o suçladığınız zatla, kefil olduğu adaylarla siyaset yapıyorsunuz. Peki, şimdi bunu Alevi kardeşlerimize nasıl izah ediyorsunuz”; sözüne konuyu getirip devam etti: .Alevilere şikâyet ediyormuş... Bizim dönemimizde Alevi-Sünni diye bir şey yoktu; hepsi kardeşti. 1965’te Meclis’te 26 Alevi milletvekili vardı. Herhalde bilmiyordur; 1969’da Birlik Partisi kendisini kapatıp AP’ye, bize gelip katıldı. Ne biz Alevilerle bir
mesele yaşadık ne de onlar bize karşı geldi. Başbakanlığım, Cumhurbaşkanlığım döneminde en çok Hacıbektaş’a giden benim.Cumhurbaşkanlığım döneminde her 16 Ağustos’ta Hacıbektaş’a giden benim. Oraya en çok hizmeti ben yaptım. Beni kimseyle karşı karşıya getiremezler. Biz her şeye sahibiz” Sözünü her tamamlayışının ardından aynı soruyu yöneltti: .Bana yüklenmeleri için bir sebep yok. Ben oturduğum yerde oturuyorum”
‘HALKIN % 53 OYU YANLIŞ MIYDI?’
Kendisinin miting meydanlarında gündeme getirilmesinden elde edilecek faydayı sorgulayıp devam etti: .Bana atfen söylenecek laflar ne olabilir? Bugünün şartlarında ne söylenebilir? Biz 1991’de halkın tercihiyle en yüksek oyu alan iki parti olmuşuz (DYPSHP), birlikte hükümeti kurmuşuz. Türkiye’ye barışı ve huzuru getirmişiz…
Geçmişi sürekli anımsatarak siyasilerin bir yere varamayacağına dikkat çekip ekledi: “Bugünkü şartlarda dünü bugüne getirmenin manası yok. Dünün de bugün meydanlarda işi yok. Varsayalım söyledikleri doğrudur. Ne getirecek? Biz o meydanlara çıktık ve seçimle geldik. % 53 oy alıp geldik.
Şimdi o halkın verdiği oyların hepsinin yanlış olduğunu mu söylüyor? O
zaman buradaki yanlış biz değiliz”
‘MÜFLİS TÜCCAR’
Doğu, Güneydoğu’daki gelişmeleri takip ettiğini ve endişeli olduğunu da vurguladı, .Esas Türkiye’nin meselesi orada... O sorunu nasıl çözeceğini anlatmalı” dedi. Telefonu kapatmadan önceki son sözleri de yine Başbakan Erdoğan’a yönelikti: .Müflis tüccar iflas edince eski defterleri karıştırırmış. Eski defterlerin kimseye faydası yok. Biz eski defterleri alnımızın akıyla geçtik geliyoruz. Hesap açıktır, isteyen istediği kadar baksın”