Kalp Vakfı salonunda gizli kamera iddiası

Güncelleme Tarihi:

Kalp Vakfı salonunda gizli kamera iddiası
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 31, 2006 00:00

Türk Kalp Vakfı (TKV) Başkanlığı’ndan istifa eden Hayati Babaoğlu’nun TKV ve denetçileri aleyhine açtığı davada, şok gelişme yaşandı. Vakfın denetlenmeyen son 4.5 yılını inceleyen müfettişin 82 sayfalık raporu, milyarlarca liralık yolsuzluk iddiasını ortaya koydu. Babaoğlu’nun konferans salonuna gizli kamera koydurduğu da iddia edildi.

TÜRK Kalp Vakfı’nın (TKV) eski başkanı Çetin Yıldırımakın ile ondan sonraki başkan Hayati Babaoğlu arasında çıkan ve adliyeye yansıyan kavgayı Vakıflar Genel Müdürlüğü mercek altına aldı. Türk Kalp Vakfı’nın denetlenmeyen son 4,5 yılını inceleyen Başmüfettiş Yahya Kabze, 82 sayfalık bir rapor hazırladı. Başmüfettiş Kabze, raporunu, Babaoğlu’nun TKV ve denetçileri aleyhine açtığı üç davanın görüldüğü Şişli 1’inci Asliye Hukuk Mahkemesi’ne sundu.

IŞIĞA DUYARLI KAMERA

Raporda, konferans salonuna Başkan Babaoğlu tarafından gizli kamera konulduğu, telefonların dinlendiği öne sürüldü. İddiaya göre başkan ve istifası üzerine vakfa kayyım olarak atanan Yıldırımakın arasındaki kavganın kızıştığı günlerde, 5 kişilik idari toplantı masasının tam üstünde, "ışığa ve hareketlere duyarlı" gizlenmiş bir alet keşfedildi. Alete bağlı kablonun halının altından ve pencereden başkanın odasına uzandığı iddia edildi, odada birden fazla benzer kamera olduğu öne sürüldü. Bu iddialar, iki başkan arasındaki mahkeme dosyalarında da yer aldı.

Başkanların kavgası

31 yıllık Türk Kalp Vakfı’nın 16 yıl başkanlığını yapan, Özal ailesine yakınlığıyla tanınan ve son olarak Efe Özal’ın boşanma davasında avukatlığını üstlenen Çetin Yıldırımakın, 28 Ekim 2004’te görevi Hayati Babaoğlu’na devretti. Yıldırımakın, halefi olarak vakfın başına geçmesinde rol oynadığı Hayati Babaoğlu’na sadece 6 ay dayanabildi. Lions kökenli ikili arasında kavga çıktı. Kavga, Babaoğlu’na göre "emanetçi başkan" sıfatını reddedip beklentiye uygun davranmadığı için çıktı. Eski Başkan Yıldırımakın’a göre ise "yetersizlik"ten kaynaklandı. Altı ayda karşılıklı pek çok iddia, vakfın duvarları içine hapsoldu. Babaoğlu’nun 19 Nisan 2005’te istifa etmesinden sonra kızışan kavgaya Vakıflar Genel Müdürlüğü el attı.

OLMAYAN KÖPEKLER İÇİN MAMA FATURASI

Vakıflar Genel Müdürlüğü Başmüfettişi Yahya Kabze’nin hazırladığı ve Şişli 1’inci Asliye Hukuk Mahkemesi’ne de sunulan raporda şu iddialara yer verildi:

Vakıf veya iktisadi işletmesinin bekçi köpekleri olduğuna dair belge ve bilgi olmadığı halde 2001-2004 yılları arasında 2 milyar 410 milyon TL’lik aşılama ücreti ve köpek maması hizmet alımı yapılıp, mutfak ve sağlık giderleri adı altında kaydedildiği, (Bir süre vakıf binasının dışında beslenen iki köpeğin Yıldırımakın çiftine ait olduğu öne sürülüyor).

2001-2005 teftiş döneminde vakfın yakıt alımında 20.503 YTL zarara uğratıldığı, bunun, ilgili şirketten ve vakıf yöneticilerinden tahsili,

41 bin 624 YTL’lik çiçek harcamasıyla ilgili açıklama yeterli görülmedi,

2003’te 4 milyar 250 milyon liraya alınan balın "temsil ve ağırlama gideri" olarak kaydedildiği, kimlere ne maksatla verildiğinin belli olmadığı (Yıldırımakın tarafından alınıp bekleme salonunda gelir amaçlı satıldığı öne sürülüyor),

Cahide’s’de 28 Şubat 2003’te verilen 5.286.400.000 TL borç kayıtlı akşam yemeğinin amacı belli değil. (Yemeğe gelenlerin ödemeyi cepten yaptığı, elde edilen gelirin kayıtlara yansımadığı iddia ediliyor.)

Mahkeme kararıyla 200 milyar TL’lik tazminat vakıf lehine hükmolunduğu halde tahakkuk kaydı yapılmadığı ileri sürülüyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!