Onur KONURALP
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 17, 2010 00:00
“Ey örtüsüne bürünen! Kalk ve uyar. Sadece rabbinin büyüklüğünü dile getir. Elbiseni temiz tut. Her türlü pislikten uzak dur”
“İKRA ya da Oku” emriyle başlayan ilk vahyi, adını surenin kendisine de veren “Kalem?” vahyi izledi. Vahiy, kalem üzerine yemin ederek başlar; kimi tefsircilere göre “Yazının uygarlığın gelişimindeki vazgeçilmez rolüne yapılan bir gönderme” olarak da kabul edilir.
Asla deli değilsin
“Huruf-ı Mukataa” olarak anılanlardan olan “Nun” harfi de vahyin başında yer alır ve vahiy “Kaleme ve (kalem eh¬linin) onunla yazdıklarına andolsun ki sen -rabbinin nimeti sayesinde- asla deli değilsin. Hiç şüphesiz senin için bitip tükenmeyecek bir ödül vardır. Ve şüphesiz sen, üstün bir ahlâka sahipsin” ayetleriyle son bulur.
Hz. Hatice’nin tesellisinde
“İkra ve Kalem” vahiylerinin de aralarında bulunduğu bir dizi vahyin ardından sessiz bir dönem başlar Hz. Muhammed için; eşi Hz Hatice’nin tesellisine muhtaç olacak kadar korkmaktadır, “Allah’ın kendisini terk ettiğini” düşünmektedir.
Vahiysiz geçen zamanlar
Bekleyişin birkaç günle, üç yıl arasında değiştiğine dair muhtelif rivayetler vardır. Bu döneme İslam tarihinde “Fetretü’l Vahiy” adı verilir. Ki bu adlandırılış, Hz. İsa ile Hz. Muhammed arasındaki dönem için de kullanılır kimi kaynaklarda.
Beni örtün
Zaman geçer; Hz. Muhammed Hira mağarasına gitmekten ve vahyin yeniden başlayışını beklemekten vazgeçmez. Eşi Hatice’nin tesellisiyle geçen o “Terk edilmişlik” günlerinden birinde, Hira mağarası inzivasından dönmekteyken Cebrail yeniden görünür kendisine, sesini işitir. Korkuyla geldiği evinde, eşi Hatice’ye “Beni örtün” diye seslenir, örterler.
Kalk ve uyar
Ve rivayete göre o sırada “Bürünüp sarınan” Hz. Muhammed’e “Ey örtüsüne bürünen! Kalk ve uyar. Sadece rabbinin büyüklüğünü dile getir. Elbiseni temiz tut. Her türlü pislikten uzak dur” ayetleri ulaşır.
Görevin ilanı
Kimi İslam tarihçilerine göre, “Bürünüp sarınan” anlamına gelen “Müddesir” adını alacak surenin bu ilk beş ayeti, Hz. Muhammed’in ilahi görevine başlayışının, yani tebliğle görevlendirilişinin ilanı niteliğindedir. Yani “İkra- Oku” emriyle peygamberliği; “Kalk ve uyar” emriyle de Allah’ın mesajlarını İnsanlığa tebliğ etmekle görevlendirilişi ilan edilmiştir.
Merhem oruç bozar mı
DİN İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığı’ndan:
SORU: Merhem ve ilaçlı bant kullanmak orucu bozar mı?
YANIT: Deri üzerindeki gözenekler ve deri altındaki kılcal damarlar yoluyla vücuda sürülen yağ, merhem ve benzeri şeyler emilerek kana karışmaktadır. Ancak cildin bu emişi, çok az ve yavaş olmaktadır. Diğer taraftan bu yeme içme anlamına da gelmemektedir. Bu itibarla, deri üzerine sürülen merhem, yapıştırılan ilaçlı bantlar orucu bozmaz.
Ramazan Sözlüğü
HURÛFU MUKATTA’A: Kuran’da 114 sureden 29’u nun, kaf, sâd, yâsîn, tâhâ, tâsîn, tâsîn mîm, elif lâm mîm, elif lâm râ, elif lâm mîm râ, elif lâm mîm sâd, hâmîm, hâmîm ayın sîn kâf, kef hâ yâ ayn sâd harfleriyle başlamaktadır. İşte bu harflere hurufu mukatta’a (kesik harfler) denilmektedir. Bir kısım âlimler, bu harflerin Kur’ân’ın esrarından olduğunu, anlamlarını Allah’tan başka kimsenin bilemeyeceğini söylemişlerdir. Bazı âlimler ise bu harflere çeşitli anlamlar yüklemeye çalışmışlardır. Ancak bu harflerin anlamını açıklayan sarih bir hadis yoktur. (Kaynak: Diyanet İşleri Başkanlığı Dini Kavramlar Sözlüğü)
Surelere isim veren ayetler
NEMİ SURESİ: Mushafta 27’nci, iniş sırasına göre 48’inci sure ismini 18. ayetteki “Karıncalar” anlamındaki “Nemi” kelimesinden almıştır. “Süleyman” ve “Hüdhüd sûresi” adlarıyla da anılmıştır. Surede “Allah’ın birliği, peygamberlik, vahiy ve ahiret hayatı” başlıca konulardır: “...Nihayet Karınca vadisine geldiklerinde, bir karınca şöyle dedi: ‘Ey karıncalar! Yuvalarınıza girin; aman, Süleyman ve ordusu farkına varmadan sizi ezmesin!’ Onun bu sözünden dolayı Süleyman neşeyle gülümsedi ve ‘Ey rabbim’ dedi, “Gerek bana gerekse ana babama verdiğin nimete şükretmeye ve hoşnut olacağın iyi işler yapmaya beni muvaffak kıl. Rahmetinle beni iyi kullarının arasına kat.”
Ramazana özel ziyaret saatleri
PANORAMA 1453 Tarih Müzesi ve Yerebatan Sarnıcı’nın ziyaret saatleri ramazan dolayısıyla uzatıldı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür AŞ’den yapılan yazılı açıklamaya göre, ramazan ayı boyunca vatandaşlar, Panorama 1453 Tarih Müzesi ve Yerebatan Sarnıcı’nı 23.00’e kadar ziyaret edebilecek. Yeni uygulama sayesinde yerli ve yabancı ziyaretçiler, müzeleri daha geniş bir zaman diliminde ziyaret etme fırsatı bulacak. Alınan karar kapsamında ziyaretçi sayısında önemli bir artış bekleniyor.
NİHAT HATİPOĞLU: Soralım öğrenelim
1- Namazlar cem edilmek (birleştirilmek) suretiyle kılınabilir mi? ZÜBEYDE UÇAR/ GAZİANTEP
Cem, ‘iki namazı birleştirmek’ anlamına gelen bir tabirdir. Buna göre öğle ile ikindi namazlarının öğle veya ikindi vaktinde; akşam ile yatsı namazlarının ise akşam veya yatsı vaktinde birlikte kılınmasına cem denir.
Cem yolculuk halinde yapılır. İbni Abbas; Peygamberimiz Tebuk seferinde öğle ile ikindi; akşam ile yatsı namazlarını birleştirerek kıldı demiştir (Müslim, Salatül misafirin, 51, 53).
Peygamberimizin Medine’de yolculuk olmadığı halde öğle ile ikindi ve akşam ile yatsı namazlarını birleştirerek kıldığı da aktarılır ( Müslim, Salat, 54).
Bazı âlimler yolculuk dışında da, çok büyük zaruret halinde -alışkanlık haline getirilmemek koşuluyla- namazların cem edilebileceğini söylerler. Ancak bu içtihadı çok büyük zaruret olmadan kullanmamak gerekir. Bu hallerde iki namaz, sırasına göre peş peşe kılınır. Arada sünnet kılınmaz.
2- Farklı mezhepteki imama uyup namaz kılabilir miyim? CENGİZ GÜRLEK/SİVAS
Mezhep farklılığı namazda imama uymaya engel değildir. Kişi başka mezhepten olan imama uyup namaz kılabilir. İmamın namazı kendi mezhebine -imamın mezhebine- göre geçerli ise cemaatin namazı da geçerli olur.
3- Cuma namazı farz mıdır? KENAN UYSAL/MUĞLA
Cuma namazı farzdır. Her Müslüman -erkek- cuma namazı kılmakla yükümlüdür. Farz oluşu hakkında Kuran-ı Kerim’de ayet mevcuttur (Cuma Suresi, 62/9-10). Cuma namazının farz olması için kişinin akıllı (deli olmayacak), ergenlik çağına erişmiş, sağlıklı, hür ve misafir olmayan ve erkek olan kişi olması gerekir.