Güncelleme Tarihi:
Bu dönemde oluşturulacak temel de, kişinin tüm hayatı boyunca etkili oluyor. İşte bu nedenle erken yaşlarda beyin gelişimini desteklemek için alınan eğitim, sunulacak deneyimler ve uyarıcılar çok önemli hale geliyor. Aile ve çocuğun bütün bunlara açık olması da başarıyı ve çocuğun kendine güvenini doğal olarak arttırıyor.
Küçük yaşta okullaşma artıyor
Dünyada ve Türkiye’de yapılan birçok araştırma, kaliteli bir okulöncesi eğitimin çocuklarda uzun süre olumlu etkileri olduğunu gösteriyor. Bu nedenle, tüm çocukların okulöncesi eğitimden faydalanması bireysel gelişimleri, yetişkinlikte daha iyi bir yaşam sürebilmeleri için çok önemli. Özellikle de risk altında bulunan, çeşitli nedenlerle çevresi tarafından yeterince desteklenemeyen çocukların kaliteli bir okulöncesi eğitimden görecekleri fayda yaşamlarında çok olumlu değişikliklere neden olabiliyor.
Ülkemizde 5-6 yaş grubunda okullaşma oranlarının arttırılması yönünde sevindirici bazı adımlar atılıyor. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 71 ilde yürütülen bir uygulama ile 5 yaşta okul öncesi eğitim pilot uygulama ile zorunlu hale geldi. 2013 yılının sonuna kadar da tüm illerde 5 yaşta okulöncesi eğitim zorunlu hale gelecek.
Okulöncesi eğitimin tüm Türkiye’de yaygınlaştırılması, her okula ana sınıfı açılması ve zorunlu hale getirilmesi tüm çocukların bu eğitimden faydalanabilecek olması çok sevindirici. Hükümetler öncelikle hizmete erişimi sağlama, okulöncesi eğitim kurumlarının sayısını arttırma yönünde çalışmalar yapıyor. Ancak, sayı artarken kalitenin de artması son derece önemli.
BUNLARA DİKKAT EDİN
Çocuğunuzu göndereceğiniz ya da gönderdiğiniz okul öncesi eğitim kurumunda bunlara dikkat!
· Herkes popüler bir anaokulundan söz ediyor olabilir. Peki bu okul çocukların farklı ihtiyaçlarına, ilgilerine cevap verebilen bir okul mu? “Neden bu okul” diye kendinize sorun? Bakalım gelen cevaplar çocuğunuza uygun diye düşündüğünüz okul ile örtüşüyor mu? Ama en önemlisi kendi gözleriniz ile bunu görmeniz.
· Okulun bahçesini güzel ve bakımlı bulabilirsiniz. Ama bir de çocuk gözü ile bakın. Güvenle koşabileceği, tırmanabileceği, zıplayabileceği, dengede durabileceği, üç tekerlekli bisiklete binebileceği, kova ve kürek ile oynayabileceği, suları doldurup boşaltabileceği, bir şeyleri yetiştirebileceği ve bakımını üstlenebileceği, çokça farklı şeyleri inceleyebileceği ve araştırabileceği bir ortam mı? Ve en önemlisi, hava çok kötü olmadıkça her gün bolca bu mekan kullanılıyor mu?
· Sizin çocuğunuz kapıdan çok güzel karşılandı. Ya velisi orada olamayan diğer çocuklar, onlar ile de ilgileniliyor mu? Okulun havasını koklayın. Çocuklar bahçede ve sınıfta farklı etkinlikler yapıyor, hepsi mutlu ve neşeli görünüyor ve üstelik öğretmenler çocuklar ile birlikte, ilgili, onları dinliyor, destekliyor ve de işlerinden keyif alıyorsa doğru yerdesiniz.
· Sınıf çok kalabalık olduğunda öğretmenin de yapabilecekleri sınırlı. Hele de kendisine yardım eden birisi yok ise öğretmen çocuk oranına dikkat edin.
· Okuldaki mekanları sanki dizlerinizin üzerinde yürüyormuş gibi inceleyin. Her şey sizin görüş alanınızda mı? Her şey ulaşılabilir mi? Eşyaların bir yeri var ve siz işaretlere bakarak bunu anlayabiliyor musunuz? ‘Burası kukla köşesi, burası sanat köşesi…’ diye mi yazıyor, yoksa fotoğrafla da mı gösteriyor? Kapalı ve yüksek dolaplara, ilgi köşeleri olmayan ve nesnelerin nereye konulacağını göstermeyen alanlar varsa bir kez daha düşünün.
· Oyuncaklara, kitaplara ve materyallere bakın. İlgi köşelerinde farklı amaçlara hizmet edebilecek dayanıklı malzemeler var mı? Günlük akış sırasında farklı etkinlikler ile çocukların bunları kullanmaları sağlanıp, gelişimleri destekleniyor mu?
· Sınıfta, okulda çocukların yaptıkları hiçbir şey sergilenmemişse bir kez daha düşünün. Çocukların okullarına aidiyet ve kendilerine değer verildiğini hissetmeleri açısından unutmayın bu çok önemli bir ayrıntı. Bunun yanında duvarda tıpa tıp aynı kardan adamların asılı olması da eğitim anlayışının sorgulanmasını gerektirebilir.
· Anaokulu nasıl bir eğitim programı uyguluyor? Çocukların gelişimlerini, ilgilerini, yaratıcılıklarını nasıl bir program ile destekliyorlar? Meraklarına nasıl cevap verecekler? Bu hedeflerini nasıl değerlendirecekler? Çocuğunuzu tanımak, gelişimini izlemek için nasıl bir yol izleyecekler? Bunları mutlaka sorgulayın.
· Çocuklar olumlu bir davranış yaptıklarında nasıl karşılık veriliyor? Peki ya iki çocuk anlaşmazlık yaşıyorsa? Bir çocuk sınıf kuralına uymadığı zaman hangi yöntem uygulanıyor? Mutlaka ve mutlaka okulun disiplin anlayışı ile ilgili bilgi alın. Çocuğun sağlıklı gelişimi için okulun anlayışının sizinki ile paralel olması önemli.
İyi öğretmen ve yeterli fiziki ortam önemli
ARAŞTIRMALAR çocuğun okulöncesi eğitimden daha iyi faydamanması için bazı koşulların sağlanması gerektiğini gösteriyor.
İşte bu koşullardan bazıları şunlar:
· Yeterli bir fiziki ortam
· İyi eğitilmiş öğretmenler
· Öğretmenler ve çocuklar arasında etkin bir iletişim
· Az sayıda çocukların sınıfları yani düşük öğretmen-öğrenci oranları
· Güvenli bir ortam ve zenginleştirici eğitim materyalleri
· Dil açısından zengin bir ortam
· Yaşa ve gelişime uygun öğretim/eğitim programı
· Aile katılımı (ebeveynlerinin programa ilişkin çeşitli
etkinliklere katılmaları)
MERAK ETTİKLERİNİZ
· Çocuğumun öğretmeninin tecrübeli ya da yeni mezun bir olması okul yaşantısını etkiler mi?
- İlk bakışta bu sorunun cevabı belirli konularda avantajlara ve dezavantajlara sahip oldukları şeklinde görülse de donanımı iyi olan öğretmenlerde belirgin farklılıklar ortaya çıkmayacaktır. Tecrübeli öğretmen yaşantıları gereği problemleri daha ortaya çıkmadan çözme becerisini gösterirken, yeni mezun öğretmen de yaratıcı çözümler getirebilir. Öğretmenlerin ortak noktası çalışma yılları ve cinsiyetleri değil, çocuklarla ilişkileri yönetme becerileri, çocuklara verdikleri değer ve gösterecekleri koşulsuz sevgi olmalıdır.
· Çocuğuma okulda zorla yemek yedirilir mi? Çocuğumu okulda zorla uyuturlar mı?
- Çocuğunuzu mümkünse dengeli bir kahvaltı öğününün ardından okula bırakın. Okulda verilecek olan sabah akşamüstü kuşlukları ara öğün yerine geçer. Sıkı bir kahvaltı ile okula gelen çocuğunuzun beslenme açısından eksik kalan yönlerini akşam tamamladığınızı göz önünde bulundurduğumuzda çocuğunuzun okulda verilen öğle yemeğini tamamlayamaması gelişimi açısından çok büyük bir eksiklik ortaya çıkarmaz. Buna göre ne siz, ne de öğretmen çocuğu yemek için zorlamalı. Bazen aileler için yemek konusu odak noktası haline gelir.
O kadar ki öğretmenle karşılaştıklarında ilk sordukları soru “Çocuğum yemeğini yiyor mu?” olur. Dolayısıyla bu konuda kendini baskı altında hisseden öğretmen çocuğu yemek yemesi için elinde olmadan zorlayabilir. Bu durumlarla karşılaşmamak sizin elinizde. Aynı şekilde çocuk uyku için zorlanmamalı. Uykusu gelen çocuk zaten uyur. Uyumayanlar için kitap okuma gibi sakin, dinlendirici etkinlikler düzenlenebilir.