Kaliteli beton hayat kurtarıyor

Güncelleme Tarihi:

Kaliteli beton hayat kurtarıyor
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 30, 1999 00:00

Haberin Devamı

Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) depremden hemen sonra İTÜ İnşaat Fakültesi öğretim üyelerinden bir ekibe deprem bölgelerinde ön araştırma yaptırdı. Bu incelemelerde elde edilen özet bulgular ve THBB'nin konuyla ilgili görüş ve önerileri binaların depreme dayanıklılığı konusunda çok önemli ipuçları verdi.

DAHA önce Adana Depremi'nde yıkılan binalardan alınan örneklerle ‘‘Beton Araştırma Raporu’’ hazırlayan THBB bu kez de Marmara Bölgesi'ni etkileyen depremden sonra, İTÜ İnşaat Fakültesi işbirliğiyle bir çalışma başlattı. Bu depremde yıkılan ve hasar gören binalardan alınan beton örnekleri laboratuvarda incelenerek ne tür malzemelerle yapıldığı ve ne mukavemette olduğu belirlendi.

Ön hazırlıkları biten çalışmadan elde edilen sonuçlar ve THBB'nin konuyla ilgili görüş ve önerileri, THBB Yönetim Kurulu Başkanı Cemil Ünal Çelik, başkan yardımcısı Cengiz Koca ve THBB Teknik Komite Başkanı Mürsel Öztürk'ün katıldığı bir basın toplantısında duyuruldu.

Türkiye'deki deprem bölgelerini ayrıntılı olarak gösteren bir deprem haritası hazırladıklarını belirten başkan Çelik, depreme dayanıklı yapılar inşa etmek için beton kalitesinin çok önemli olduğunu vurguladı. Yurt çapında ‘‘Depreme Dayanıklı Yapı Tasarımı ve Kaliteli Beton Kullanımı’’ sempozyumları düzenlediklerini söyleyen Çelik, inşaatlarda yaygın olarak kullanılan ‘‘elle beton dökülmesi’’ uygulamasının kesinlikle yasaklanmasını, çünkü beton kalitesi standartının alt sınırı olan ‘‘BS 20’’nin elle dökülmesinin kesinlikle mümkün olmadığını belirtti. Bu konuya sıkı bir denetleme getirilmesini istediklerini söyleyen Çelik, THBB olarak bütün yapılar için ‘‘Yapı Sigortası’’nı önerdiklerini sözlerine ekledi.

Bir binanın yapımında ‘‘toplam kalite yönetimi’’ne uyulması gerektiğini belirten Çelik, ‘‘standartlara uygun malzeme’’ kullanımının depremde görülen can ve mal kaybını önemli ölçüde azaltacağını söyledi.

Betona su katmayın

Türkiye'nin zemin şartlarında ‘‘Afet Bölgeleri Yönetmeliğine’’ göre en az ‘‘BS 20’’ standardında beton kullanılmasının gerektiğini söyleyen Çelik, ‘‘Beton şantiyeye ulaştığında içine su katılırsa kalitesi hemen bir alt sınıfa düşer. İnşaatlarda bu işin yetki ve denetimi öncelikle inşaat kalfalarının inisiyatifine bırakıldığı için kalfaların bu konuda eğitilmesi zorunlu’’ dedi. İnşaat kalfalarını bu konuda eğitmek için geçmiş yıllarda akşam kursları düzenlediklerini söyleyen Çelik, birlikte çalışmak isteyen kuruluşlara ve ara elemanlara THBB olarak bu konuda eğitim vermeye hazır olduklarını söyledi.

Başkan Yardımcısı Cengiz Koca da, THBB'nin İTÜ İnşaat Fakültesi'yle yaptığı ön çalışmanın sonuçlarını deprem bölgesinde çekilen dialar eşliğinde açıkladı. Adapazarı ve Avcılar'daki enkazlardan alınan beton örneklerinin labarotuvarda, ‘‘kırma etkisiyle basınç deneyi’’ne tutulduğunu söyleyen Koca, bu binalarda kullanılan beton örneklerinin şantiyelerde elle gelişigüzel hazırlanmış ve düşük kalitede malzeme kullanılarak oluşturulmuş beton olduğunu söyledi.

Adana ve Dinar'dan farksız

‘‘Araştırma ve incelemelerde elde ettiğimiz özet bulgular, ne yazık ki daha önce benzer çalışmalar yürüttüğümüz Adana ve Dinar depreminden çıkan sonuçlarla aynı,’’ diyen Koca, yetersiz demir donanımı ve bariz mühendislik hatalarının da can aldığını söyledi.

Çalışmanın ayrıntılı bir raporunu önümüzdeki günlerde açıklayacaklarını belirten Koca, o bölgelerde en az BS 20 standartlarında olması gereken betonun Avcılar'da ‘‘12,7 ile 4,5’’, Adapazarı'nda ise ‘‘32 ile 9,2’’ arasında olduğunu ve en çok can ve mal kaybının, beton standartlarına uymayan binalarda gerçekleştiğini kaydetti.

Kalitesiz kum öldürüyor

Depremden sonra bir açıklama yapan ‘‘Sınırlı Sorumlu İstanbul Batı Yakası Kumcuları Üretim ve Pazarlama Kooperatifi’’ 2. Başkanı Dr. Ayhan Paksoy; İnşaatlarda kullanılan deniz kumunun değil, yanlış insanların elinde kullanılan ve normlara uygun olmayan kumun insanların hayatını kaybetmesine yol açtığını söyledi. İngiltere, Avustralya, Hollanda ve Amerika gibi denize kıyısı olan birçok gelişmiş ülkenin yıllardır deniz kumunu tercih ettiğini söyleyen Paksoy, ülkemizdeki deniz kumculuğunun yüzde 90'ının İstanbul'da yapıldığını belirtti. İstanbul'in kum ihtiyacının yüzde 70'inin kalitesi belgelenmiş güvenli deniz kumuyla karşılandığını kaydeden Paksoy, ‘‘Kumdaki doğal kalite düzeyi ne olursa olsun, denizden çıkarılan kum, üzerinde yapılacak olan eleme ve temizleme çalışmaları sonucunda satışa sunulmalıdır. Bilinçsizce ya da kaçak yollardan denizden çıkarılan ve gerekli işlemler yapılmadan satışa sunulan kumla, her türlü kalite belgesine sahip yasal kooperatife mensup deniz kumcularının çıkardığı kum arasında son derece ciddi bir fark vardır. Bu ikisi kesinlikle birbirlerine karıştırılmamalıdır’’ dedi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!