Kalın Bağırsak Kanseri nedir?

Güncelleme Tarihi:

Kalın Bağırsak Kanseri nedir
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 18, 2018 14:52

Sindirim sisteminin bir bölümünü oluşturan kalın bağırsak, kolon ve rektum olarak adlandırılan iki kısımdan oluşur. Bu bölgelerden kolon olarak adlandırılan kısmı kalın bağırsağın büyük bir bölümüne denk gelirken rektum kısmı ise anüsten önceki yaklaşık 15 cm’lik kısımdır. Kanser gelişimi sadece kolonda yani kalın bağırsakta olursa kolon kanseri olarak adlandırılır. Eğer kanser oluşumu rektum kısmında görürlerse Rektum Kanseri olarak isimlendirilir.

Haberin Devamı

Bağırsak alışkanlıklarında değişiklikler (İshal, kabızlık, bağırsakta tam boşalmama hissi), dışkıda kan (parlak ya da koyu kırmızı), normalde olduğundan daha ince dışkılama, genel karında rahatsızlık ( gaz, kramplar, şişkinlik), bilinen bir neden olmaksızın kilo kaybı,sürekli yorgunluk, bulantı ,kusma.

Bulguları:

Kalın bağırsak kanserlerindeki bulgu ve belirtiler, tümörün evresine göre değişir. Tümör bağırsak içene doğru büyürken bulgu vermezken, tam tıkandığında oluşan, hastanın gazını ve dışkısını çıkaramadığı duruma kadar değişen belirtiler verebilir. Burada klinik açıdan önemli bir durum sağ taraftaki bağırsak çapının soldan daha geniş olması ve geçişle ilgili belirtilerin daha geç olmasıdır. Kalın bağırsağın sağ tarafındaki tümörlerde gözlenen belirtiler dışkı ile birlikte fark edilmeyen kan kaybı ve bu kanamaya bağlı kansızlık, halsizlik, nefes darlığı, çabuk yorulma, dışkılama alışkanlarında değişikliktir. Zaman zaman kabızlık ve ishal atakları, karın ağrısı, karında şişkinlik, kilo kaybı diğer bulgulardır. Kalın bağırsak tümörlerinin en sık yerleşim yeri sol tarafdır, burası da kalın bağırsağın dar yerlerindendir. Bu yüzden sol taraf tümörlerinde bağırsak tıkanıkları karşımıza daha çok çıkmaktadır. Rektum tarafında yani makata yakın kısımdaki tümörlerde en sık bulgu, dışkıya kan bulaşmasıdır. Burada dikkat edilecek durumlardan birisi hemoroid denen hastalıkta da dışkıda kan gözlenir ve kişi bu durumu karıştırarak teşhis ve tedaviyi geciktirebilir. Dışkılama alışkanlıklarında değişiklik, dışkı çapının incelmesi, kabızlık, dışkılama sonrası tam boşalamama, karında şişkinlik gözlenen diğer bulgulardır. Bu bulgulardan şüphelendiğinizde doktora başvurmalısınız.

Haberin Devamı

Tanısı için neler yapılmalıdır?

Diğer kanserlerde olduğu gibi kalın bağırsak kanserleri de iyice büyüyene kadar belirti vermezler. Bu nedenle amaç, daha kanserde belirti yokken tümörü ortaya koymak olmalıdır. Belirtiler gelişmeden önce bir kişinin kanser için taranması poliplerin ve kanserin erken tanınmasında yardımcı olur. Poliplerin erkenden tanınıp çıkartılması, kolorektal kanseri önleyebilir. Erken tanı konulduğunda, kolorektal kanserin tedavisi daha etkin olabilir. Bu nedenle, 50 yaş üstündeki kişiler izlenmeli ve kolorektal kanser için artmış riski olan kişiler daha erken tarama programına alınmalıdır. Erken tanıda kullanılan tarama testleri şunlardır:

Haberin Devamı

Dışkıda gizli kan testi: Kanserler ve polipler kanadığından bu test ile dışkıda az miktarda kanı

saptamak mümkündür. Ancak hemoroid gibi kanser dışı kanama nedenleri de bu testte pozitifliğe yol açabilir.

Sigmoidoskopi: Rektum ve sigmoid kolon denen bağırsağın son 60 cm’lik kısmı görüntülenir.

Polip tespit edilirse polipektomi denilen bir işlemle çıkartılmasına olanak sağlar.

Kolonoskopi: Tüm kolonun iç duvarı görüntülenir, varsa polipler çıkartılabilir.

Rektumun parmakla muayenesi: Doktor vazelinle kayganlaştırarak eldivenli parmağı ile rektumu muayene eder.

Çift kontrastlı baryumlu kolon grafisi: Makattan beyaz opak madde verildikten sonra çekilen

Haberin Devamı

filmlerle tümörü göstermeyi sağlar. Büyük tümörleri göstermede faydalıdır ancak kolonoskopi kadar güvenilir değildir. Risk gruplarına girmeyen hastalara, 50 yaşından başlayarak gaytada gizli kan taraması, 50 yaşın üzerinde ise en azından 5 yılda bir sigmoidoskopi, 10 yılda bir kolonoskopi yapılması önerilmektedir. Risk grubunda olan hastalardan; daha önce polip çıkarılmış olan hastalar bu işlemden sonra 1-3 yıl içinde tekrar kolonoskopi yaptırmalıdır. Anne baba gibi yakın akrabalarında kalın bağırsak kanseri tanısı konmuş olanlar 40 yaşından önce veya akrabasına tanı konulduğu yaştan en geç 8-10 yıl önce taramayı başlatmalıdır. Kalıtsal non-polipozis kolorektal kanser için genetik test yaptırılmalıdır. Ailesel adenomatoz polipozis (FAP) olarak adlandırılan hastalık olan

Haberin Devamı

kişiler genetik danışmanlık almalı ve 10-15 yaşından itibaren kolonoskopi ile takip edilmelidir. Meme, kadın genital organ kanseri olan kişiler 40 yaşından sonra, ülseratif koliti olan kişiler ise tanı aldıktan sonra periyodik olarak kolonoskopi yaptırmalıdır. Kolorektal kanser belirti ve bulguları olan kişilerde, bunların kanser ya da başka bir nedene bağlı olduğunun saptanması gereklidir. Doktor, kişinin aile öyküsünü, medikal özgeçmişini sorgular. Tarama bölümündeki testlerden bir ya da daha fazlası uygulanır. Kalın bağırsak kanserlerinin teşhisi rektoskopi, sigmoidoskopi veya kolonoskopi ile tümörün görülmesi ve alınacak biopside kanserli dokunun gösterilmesi ile olur. Tetkiklerde anormal bir bulgu saptanırsa (polip gibi) kanser hücrelerini saptamak için biyopsi şarttır. Sıklıkla anormal alan kolonoskopi veya sigmoidoskopi ile çıkartılır. Patolog tarafından çıkartılan doku mikroskop altında kanser hücrelerinin varlığı açısından incelenir.

Haberin Devamı

Tedavisi için neler yapılmalıdır?

Kalın bağırsak kanserlerinin tedavisinde cerrahi, radyasyon ve kemoterapi başlıca kullanılan tedavi yöntemleridir. Tedavi, tümörün yerleşim yeri ve evresine göre değişmektedir. Tedaviye

başlamadan önce hastalar hastalığın evresini, tedavi seçeneklerini, tedavi yan etkilerini, tedavinin normal yaşamları üzerindeki olumsuz etkilerini, tedavinin maliyeti ve kendisi için uygun olabilecek yeni klinik çalışmaların varlığını sorgulayabilir.

Cerrahi: Cerrahi tedavi, kanserin tedavisinde ana basamağı oluşturur. Ama bunun için kanser uzak organlara (karaciğer, akciğer, beyin, kemik vb.) yayılmamış olmalıdır. Cerrahi yöntemde tümörlü kısım etraftaki sağlam dokuyla beraber çıkartılır. Bunun yanında bağırsağı vücuda bağlayan mezenter denilen doku ve lenf bezleri de çıkartılır. Rektum kanserlerinde tümör kalın bağırsağın sol tarafının bir kısmı ile birlikte alınır ve iki uç birbirine birleştirilir. Birleştirmenin mümkün olmadığı durumlarda cerrah, sağlam bağırsağın ucunu karın duvarına ağızlaştırır, diğer ucu kapatır. Buna kolostomi denir. Özel kolostomi torbaları vasıtasıyla dışkı dışarı alınır. Çoğu hastada bu durum geçicidir, cerrahi sonrası kolon veya rektum iyileşmesi tamamlanınca kapatılır. Rektum alt bölgelerinde makata çok yakın kısımlarda tümörü olan hastalarda kolostomi kalıcı olabilir. Son yıllarda özellikle karaciğere ve akciğere yayılan bağırsak tümörlerinde o bölgedeki tümörü tamamen çıkartıldığı durumlarda da artık cerrahi tedavi uygulanmakta ve sonuçlar çok yüz güldürücü olmaktadır.

Tedavisi sonrası dikkat edilmesi gereken hususlar?

Kalın bağırsak veya rektum kanseri nedeni ile operasyon geçiren hastalar ameliyatta çıkarılan bağırsak parçasının patolojik sonucunu takip ederek ilave kemoterapi ihtiyacı açısından tıbbi onkoloji takibinde olmalıdır. Bu hastalara ameliyattan 1 yıl sonra kontrol kolonoskopisi yapılır. Hastalar olası nüks açısından takip edilmelidirler. Ameliyatı yapan genel cerrahi uzmanı tarafından takip programı oluşturulur. Kemoterapinin amacı hastada yeni tümörlerin oluşumunu engellemek. Vücuttan tamamen çıkarılamayan tümörlerin oluşturduğu rahatsızlıkları ortadan kaldırmak için verilmektedir. Kolon kanseri kemoterapi hastalığın evresine göre verilir. Ayrıca hastanın özelliklerine göre tedavi süreci planlanmaktadır. Her hastanın tedavi planı bireysel değerlendirme sonucunda oluşturulmaktadır. Verilen ilaçların tıbbı onkolog yada medikal onkolog tarafından planlanmaktadır.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!