Kale gibi bir ömür

Güncelleme Tarihi:

Kale gibi bir ömür
Oluşturulma Tarihi: Aralık 21, 2002 15:53

Sivas’ın Divriği ilçesinde doğdu. 9 yaşında dağlarda çobanlık yaptı, 18 yaşında İstanbul’a geldi. Tornacılık işine girdi, kendi atölyesini kurdu. Bugün 72 yaşında, 50 trilyon lira ciro yapan Kale Holding’in sahibi.

Hayata çocuk yaşında köyünde çobanlık yaparak atılmış... Ardından tornacılık öğrenmiş. 'Taşı toprağı altın' diyerek gittiği İstanbul'da çalışkanlığıyla, dürüstlüğüyle ve azmiyle kendine bir yer edinmiş. Ufak bir atölyede karyola borusu üreterek kendi işini kurmuş. Ardından kilit üretmeye başlamış. Böylece bugünkü 'Kale'nin tohumları atılmış. Kale Kilitleri'nin sahibi Sadık Özgür'ün yaşam hikayesi 'başaramam' diyenlere ders olacak nitelikte. Kale bugün 50 trilyon lira ciro yapan bir şirketler grubu. Ve Özgür hala işinin başında...

1930'da Sivas'ın Divriği ilçesinde doğmuş. Bir buçuk yaşında annesini kaybetmiş. Babasının ikinci eşi ile olan evliliğinden beş erkek kardeşi daha olmuş. Kısa süre sonra babası da vefat edince, evi geçindirme görevi en büyük kardeşe düşmüş. Bunun üzerine dokuz yaşında köyde dağ çobanlığı yapmaya başlamış. İlkokulu ikinci sınıfta terk etmek zorunda kalmış. 15 yaşına kadar çobanlığa devam etmiş. 15 yaşındayken Divriği Demir Madenleri'ne müracaat etmiş. Burada üç yıl boyunca tornacılık öğrenmiş.

KISITLI İMKANLAR

Mesleğini çok sevmesine karşın Divriği'de imkanların kısıtlı olması nedeniyle sıkıntıya düşmüş. 18 yaşındayken iki arkadaşıyla beraber İstanbul'un yolunu tutmuş.

İstanbul'un ağır şartlarında bir süre işsiz kalmış. Daha sonra bir tanıdık yoluyla Denizcilik Bankası'na bağlı Havuzlar Tersanesi'nde tornacı olarak işe girmiş. Burada mesleği iyice öğrendikten sonra askere gitmiş. İstanbul'a döndüğünde yine aynı yerde çalışmaya başlamış. İki yıl devam ettikten sonra bu işin onu tatmin etmeyeceğini anlamış. Böylece özel atölyelerde çalışmaya başlamış. İyi bir noktaya gelip piyasayı öğrendikten sonra 1954 yılında bir tanıdığından yedi bin 500 lira borç alarak kendi atölyesini kurmuş.

Beyazıt'ta kurduğu bu atölyede karyola borusu üretmeye başlamış. Buradaki karyolacılarla anlaşarak kısa zamanda işlerini iyi bir noktaya getirmiş. O sırada Menderes iktidarı yerli sanayinin gelişmesi için ithalatı durdurmuş. Tecrübeli esnafının tavsiyelerine uyarak kilit işine girmeye karar vermiş. Böylece yetersiz bulduğu karyola işinden çıkarak kilit üretmeye başlamış. İşte Tahtakale'de kurulan Kale Kilit'in öyküsü de böyle başlamış.

Kale ismi memlekette çobanlık yaptığı dönemlerden geliyor. O zamanlarda memleketindeki yüksek tepelere kale ismi verilirmiş. Her köyün bir kalesi varmış. Sıcak günlerde çok sevdiği kale'ye su içmeye gidermiş. O zamandan bugüne kadar büyük mücadeleyle çalıştığını belirtiyor:

‘‘750 metrekarelik bir yer tutup asma kilit üretmeye başladık. Gömme kilit, oda kilidi derken bütün kilitleri yapmaya başladım. Bugün 100 çeşit kilit yapıyoruz. Bir günde 65 bin adet kilit üretiliyor. Emniyet işinden dolayı kapı işine girdik. Gün geçtikçe büyüdük, yeni sahalara açıldık. Hangi alanda olursa olsun en iyisini yapmadan bırakmam.‘‘

BİR DEV OLDU

Böylece Kale Kilit yavaş yavaş bugünkü Kale Endüstri Holding halini almış. Şu anda bünyesinde 12 şirket bulunuyor. Bin 350 kişilik personelle çalışıyor. Kale Endüstri Holding olarak kilit, çelik eşya, inşaat, sac kesme, vida, sigorta acentalığı, otelcilik gibi farklı sektörlerde hizmet veriyor. Marmara, Ege ve Karadeniz bölgelerinde Kale Kilit sektörün yüzde 85'ine sahip. Türkiye çapında sektörün yaklaşık yüzde 70'i Kale'nin elinde. Holding olarak 2002'de 50 trilyon lira ciro yapmayı bekliyoruz. Kale Kilit'in cirosu bunun içinde 35 trilyonluk paya sahip.

1977'de ihracata başlamışlar. Bugün ürünlerinin yüzde 33'ünü 52 ülkeye ihraç ediyor. Bu yıl 12 milyon dolarlık ihracat yapmayı planlıyor. Tüm ürünler 52 ülke için standart olarak üretiliyor.

Özgür hala sabahın erken saatlerinde işinin başında oluyor. Sabah dokuzda işe geliyor, akşam altıda herkesle beraber paydos yapıyor. 'Oturmaktan' zevk almadığı için işinin başında olmaktan gurur duyuyor.

SİVAS’A EĞİTİM DESTEĞİ

Sadık Özgür servetini 'kendine' saklamak yerine hayır işlerine kullanmayı tercih ediyor. Eğitim en önem verdiği alan. 1976'dan bu yana Sivaslı öğrencilere burs veriyor. Ayrıca köyünde okullar yaptırarak eğitime katkıda bulunuyor. Divriği'de 15 dershanelik bir ilkokul ve ortaokul yaptırmış. Ardından bir öğrenci yurdu, yanına da bir sanat okulu İnşa ettirmiş. ‘Elimi hiç memleketimden çekmedim’ diyen Sadık Özgür'ün şu an İstanbul'da okuttuğu beş üniversite, 10 lise, 15 ortaokul, 20 ilkokul olmak üzere 50 öğrencisi var. İstanbul'da yaşayan Sivaslı çalışkan öğrencileri seçerek burs veriyor. Üniversite öğrencilerine aylık 100 milyon lira, orta ve lise öğrencilerine 75 milyon, ilkokul öğrencilerine ise 60 milyon veriyor. Şimdi sırada köyünde kuracağı Sadık Özgür Eğitim Vakfı var. Diğer iş insanlarına da sesleniyor:

‘‘Hiçbir sorumluluğunuz olmayacak. Çocuklar anne babalarının yanında kalacak. Yeter ki bu vakfı büyütelim. Ben yaşadığım sürece gelirimin bir kısmını eğitime vermeye devam edeceğim. Burslar vakıf bünyesinde de devam edecek. Böylece daha resmi bir şekilde yürütülecek. Benim de bu çalışmalarım örnek olur diye ümit ediyorum.‘‘

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!