Polemik..." />Polemik..." />
Güncelleme Tarihi:
Fatih ÇEKİRGE YAZIYOR |
Polemik ustasıdır…
Bülent Arınç…
İşte yine bir kapı açtı ve polemiği başlattı…
Peki Bülent Arınç bunu niye yapıyor…
Doğrudan Baykal’a ve partinin iki önemli ismine niye yükleniyor…
Konu kozmik soruşturmayı sürdüren hakim ve savcılara yapılmış “mermili” tehdit…
Ergenekon davasıyla başlayan iktidar muhalefet çatışması şimdi “kozmik odaya” uzanıyor…
Ortada vahim bir durum var…
Birileri özellikle “kalaşnikof mermisi” gönderiyor…
Mermilerin kalaşnikof olmasının bir anlamı var…
Çünkü kalaşnikofPKK tarafından kullanıldığı gibi Güneydoğu’da bazı güvenlik kuvvetlerinin yasa dışı işlerde kullandığı öne sürülen bir silahtır…
Yani gladyo, kontrgerilla gibi organizasyonların kullandığı öne sürülen silah…
Arınç daha mermilerle ilgili gerçek tümüyle ortaya çıkmadan polemiği başlatıyor..
Niye…
Bir önceki açıklamasında Arınç şöyle demişti:
“Bize susmak düşer. Bırakalım hakimlerimiz savcılarımız soruşturmayı yürütsün”
Arınç bu sözleriyle susma kararı aldığını göstermişti…
Çünkü bazı gazetecilere yakalanan iki subayın bir kağıt parçasını yuttuğunu açıklamıştı…
Bu elbette bir hataydı ve muhalefete koz vermişti…
İşte şimdi Arınç o hatasını temizlemek için muhalefete karşı mermi polemiğini açıyor…
Oysa “O mermileri Türkiye’nin aklını karıştırmak isteyen herkes gönderebilir” diye de bir görüş var…
Ben bu görüşün altının çizilmesi gerektiğine inanıyorum…
Çünkü sonuçta mermilerin kamuoyuna yansıyacağı biliniyordu…
Bundan kimin zarar göreceği ortadadır…
Bu durumda ortaya şu iki alternatif çıkıyor:
1- Gerçekten de ordunun içinde yasa dışı bazı organizasyonlar var ve bu organizasyonlar askeri hiyerarşi dışında işliyor. Yargı üzerine gidince tepki veriyor.
2- Mermileri gönderenler yargıyla askeri karşı karşıya getirip Türkiye’nin iyice karışmasını ve TSK’nın küçük düşmesini istiyor.
Şu ana kadar yaşananlar ortada ciddi bir gerilim olduğunu gösteriyor…
Düşünün ki bir Genelkurmay Başkanı savaş gemisinden basın toplantısı yapıp “Birileri bize savaş ilan etti” diyor…
Cumhurbaşkanı “Kurumları yıpratmayalım” mesajı veriyor…
Başbakan “Kurumlar arasında bir çatışma yok” diyor…
Ama yer altından silahlar çıkıyor, albaylar peş peşe intihar ediyor, bazı askeri personel gözaltına alınıyor…
Hakim ve savcı devletin kozmik odasında araştırma yapma gereği duyuyor…
Bu görüntüye karşı elbette bir şey yok denilemez…
Kalaşnikof mermilerine gelince…
Her iki alternatifte de durum gerçekten vahim…
Neden mi?
Çünkü eğer gerçekten de ordunun içinde yasa dışı bir organizasyon var ve o organizasyon tarafından bu mermiler gönderiliyorsa demokrasi ve hukuk devleti açısından ciddi bir tehlike var demektir…
Eğer askerin içinde böyle yasadışı bir organizasyon yok da birileri “ortalığı karıştırmak için” bu mermileri göndermişse yine demokrasi açısından çok ciddi bir tehlikeyle karşı karşıyayız demektir…
Ben her iki alternatifin de korkutucu olduğunu söylüyorum…
Ankara’da yüzbaşıların gözaltına alındığı Atabeyler baskınında da sahte suikast krokileri dağıtılmıştı…
Genelkurmay Karargahı’nda Albay Çiçek’in hükümeti yıkma planı hazırladığı iddiası da henüz tam olarak çözülemedi…
Genelkurmay Başkanı’nın “değersiz bir kağıt” dediği “ıslak imzalı darbe hareketinin yazıldığı kağıda adli tıp “gerçektir ve resmi bir belgedir” yorumu getirdi…
İşte böylesine bir zihin karışıklığı içinde kalaşnikof mermilerinin sırrı daha da önem kazanıyor…
Kalaşnikof “yasadışı organizasyonların” kullandığı bir silahtır…
Mermilerinin anlamı da işte budur…