Hilal YILMAZ/İSTANBUL, (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Aralık 15, 2006 18:02
DÜNYACA ünlü kahve gurusu Finlandiyalı Robert Paulig, İstanbul'a geldi.
Yedi kuşaktır Finlandiya'da kahve üretimi yapan ve kahveyi İskandinavya'ya ilk olarak tanıtan Paulig Ailesi'nin son üyesi Robert Paulig, 1876 yılında babası tarafından kurulan Robert’s Coffee kahve zincirinin sonuncusunu, Suadiye'de hizmete açtı. Tam bir kahve tutkunu olan ve hayatını kahve araştırmalarına adayan ünlü guru Robert Paulig'in Türkiye'ye gelmesinin bir başka amacı da kahve yapmayı Türklerden öğrenen 7'nci kuşaktan dedesinin vefa borcunu ödemek.
Dedelerinin Paulig’e anlattığına göre Osmanlı zamanında ordu kurmak amacıyla İsveç'e verdiği borcu geri almak için krallığa geldiğinde hediye olarak kahve getirmiş. Dönemin İsveç'teki Finlandiya temsilcisi olan dedesi Anders Byystrom da kahveyle burada tanışmış. Tarihte ise bu olay şöyle geçiyor:
3'üncü Ahmet zamanında İsveç, Rusya'yı çökertmek amacıyla Osmanlı'yı kışkırttı. O dönemde Bender (şimdiki Moldova Cumhuriyeti sınırları içerisinde) de sürgünde bulunan İsveç Kralı 12'nci Karl, Rusya'yı ve Lehistan Kralı August'u alt etmek için Osmanlı'nın Lehistan'a saldırmasını istedi. 1710 yılında Ruslar Osmanlı ile barış anlaşması imzalayınca Kral Karl gözünü Osmanlı sadrazamı Yusuf Paşa'ya yöneltti. Kral Karl, Osmanlı'ya gönderdiği İsveç ajanlarıyla Valide Sultan Gülnüş'ün bile gözüne girmeyi başarmış, Yusuf Paşa'nın görevden ayrılarak yerine Süleyman Paşa'nın gelmesini sağlamıştı.
İsveç'in kışkırtması sonucu Osmanlı 1713'te Rusya'ya savaş açtı. Savaşa Osmanlı'nın yanında katılmak isteyen İsveç Kralı Karl bir ordu hazırlanmasını istedi. Ancak Stocholm'deki Kraliyet Konseyi ordu hazırlamak için gerekli finansmanı sağlayamayacaklarını söyleyince, Kral Karl çareyi Osmanlı'dan borç almakta buldu. Yıllar sonra bu borcu geri almak için İsveç'in yolunu tutan Türkler yanlarında hediye olarak kahve getirdi. Dönemin İsveç'teki, Helsinki valisi görevini yürüten büyük büyük dede Anders Byystrom da kahveyle ilk kez burada tanıştı. Dede Byystrom ülkesine döndüğünde bu buluşu vatandaşlarıyla paylaşarak kahveyi Iskandinavya’ya tanıtan ve ardından buradaki ilk kahve fabrikasını kuran kişi oldu.”
Kahvenin dünyaya yayılış öyküsüne bakıldığında ise İsveçlilerin de tüm Avrupa'nın olduğu gibi, kahveyle ilk kez 1683 Viyana Kuşatması sırasında tanıştığı sanılıyor. Kuşatmanın başarısız olmasının ardından Merzifonlu Kara Mustafa Paşa herşeyini Viyana surlarının önünde bırakıp askeriyle beraber Belgrad'a doğru çekilmiş. Ardından Avusturyalı askerler hazinelerin yanında çuvallar dolusu çekilmemiş kahve olduğunu farketmiş. Osmanlı ordug hını talan eden Avusturyalılar kahve çekirdeklerini önce keçi pisliği zannedip imhaya kalkmışlar. Ancak daha sonra Osmanlı topraklarında yaşamış bir Viyanalı bunların kahve çekirdeği olduğunu farketmiş ve ne işe yaradığını anlatmış. İsveç askerlerinin de tüm Avrupa’nın olduğu gibi kahveyle bu sayede tanıştığı tahmin ediliyor.
İskandinavya'nın kahveyle ilk kez ne zaman tanıştığı kesin olarak bilinmese de dünyaya bu eşsiz lezzeti tanıtanın Türkler olduğu kesin. Olaydan 4 yüzyıl sonra kahveyi anavatanına geri getiren dünyaca ünlü kahve gurusu Robert Paulig, bu nedenle İstanbul ziyaretinin kendisi için son derece anlamlı olduğunu söyledi. Paulig, “Büyük büyük dedem kahveyi Türklerden öğrenmiş. Yıllar sonra ben de bu mükemmel buluşu anavatanına geri getirmenin gururunu yaşıyorum. Kahve, bu kez savaş için değil, barış ve sevgi için bizleri bir araya getirdi” dedi.
Robert, Türkiye'ye gelirken Finlandiya'nın önde gelen gazetelerinden İlta Sanomat'ın bu ziyaretle ilgili görüşlerini aktaran yazıyı da yanında getirmiş. ‘Robert’s Cofee İstanbul'da İlk Şubesini Açıyor’ başlıklı yazıda, kahvenin bir Türk icadı olduğuna vurgu yapılarak, “Kahve, anavatanı olan AB yolundaki Türkiye'ye geri dönüyor” ifadesi kullanılmış.
YAŞAM TARZINA GÖRE KAHVE ÇEŞİDİ ÜRETİYOR
Henüz çocukken dedesinin Helsinki'de kurduğu kahve okulunda okuyan, ardından Paris'te kahve tarihi üzerine master yapan ve dünyanın dört bir yanını gezerek farklı kahve çekirdekleri ile kavurma biçimlerini inceleyen ünlü guru Robert Paulig, kahve alanında bugüne kadar sayısız yeniliklere imza atmış. Gurme kahvesini literatüre kazandıran, mideyi rahatsız etmeyen ilk olgun kahveyi bulan, Da Vinci şurubunu ve çikolatalı kahveyi dünyaya kazandıran Paulig, ayrıca yaşam tarzlarına göre farklı kahve üretimleri de gerçekleştiriyor. Paulig sporcular için enerji artırıcı, golfçüler ve siyaset adamları için ise zeka açıcı ve konsantre yeteneğini artırıcı kahveler geliştiriyor. Çeşitli şuruplar ile farklı kavurma tekniklerini harmanlayarak eşsiz tadlar yaratan kahve gurusu Paulig’ e göre sinirli yapıda olan insanların sakinleştirici etkisi olan Brezilya kahvesi, yorgunluk hissi yaşayan insanların ise kafein oranı yüksek Kenya kahvesini tercih etmesi gerekiyor. Robusta ve arabica adlı iki kahve türü olduğunu hatırlatan Paulig,özellikle enerjisini artırmak isteyenlere robusta türü kahveyi öneriyor. Ancak Paulig, yüksek oranda kafein içeren robusta çekirdeğinin bu özelliğinin ortaya çıkması için uygun biçimde kavrulması gerektiğini de hatırlatıyor.
BAŞBAKAN ERDOĞAN’A BREZİLYA KAHVESİ ÖNERİYOR
Dünyaca ünlü kahve tadım uzmanı ve gurusu Robert Paulig, bir süre önce rahatsızlanan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a ise Brezilya kahvesi öneriyor. Brezilya kahvesinin rahatlatıcı özelliği olduğunu hatırlatan Paulig, doğru kavrulmuş bir robusta türü kahve ile karıştırıldığında Başbakan Erdoğan’ın hem enerjisini artıracağını hem de sinirlerinin yatışacağını iddia ediyor. Paulig, “Siyaset adamlarının işi oldukça zor. Hem zinde, aktif ve enerjik olmalı hem de kendilerine yöneltilen eleştiriler karşısında sinirlerini muhafaza edebilmeliler. Kısa süreli bir arahatsızlık geçiren Başbakanınız için en uygun
seçim Brezilya kahvesi olacaktır. Kendisinin bu yoğun tempoda rahatlamaya sakinleşmeye ihtiyacı olabilir” dedi.
TÜRKLERİN SECEVEN OLMASININ SEBEBİ TÜRK KAHVESİ
Kahve gurusu Robert Paulig, Türk kahvesini çok sevdiğini özellikle akşam yemeklerinden sonra acı bir Türk kahvesini hiçbir şeye değişmeyeceğini söylüyor. Kahvenin kişilerin yaşam tarzlarını ve ülkenin kültürünü yansıttığına inanan Paulig’e göre, Türklerin bu kadar sıcak kanlı olmasının sebebi de yine Türk kahvesi. Paulig, "Türk kahvesinin mideyi dinlendirici, yatıştırıcı bir özelliği var. Ben herkese güne Türk kahvesiyle başlamasını öneriyorum. Çünkü kahve insanları mutlu ediyor. Ama hepsinden önemlisi güne kocaman bir gülümsemeyle başlamak" dedi.
ÇİKOLATALI KAHVEYİ FRANSIZ KRALI’NIN SEVGİLİSİNDEN ESİNLENEREK BULMUŞ
Birbirinden farklı aroma ve şuruplarla 60’ın üzerinde kahve çeşidi geliştiren Rober Paulig çikolatalı kahvenin de mucidi. Paulig’in son yıllarda gözde olan çikolatalı kahve fikrini bulması ise oldukça ilginç. Gençlik yıllarında Paris’te kahve tarihi okuyan Paulig, duyduğu bir hikayeden esinlenmiş. Rivayete göre, Fransız Kralı 14’ncü Louis’in sevgilisi Madame Pompadour kahvesininin yanında çikolata yermiş. O dönemde kahve Avrupa aristokrasisinin başlıca içeçeklerinden biriymiş. Gerçek bir kahve tutkunu olan Madam, Kral kendisine ilgi göstermediği zaman ise ’ Sevgili Kralım kahveniz köpürmeye başladı’ diyerek Fransa Kralı’nı baştan çıkarırmış. İşte bu hikayeden esinlenen kahve gurusu Robert Paulig bu fikri geliştirerek çikolatayı kahvenin içine karıştırmayı denemiş ve böylelikle ilk çikolatalı kahveyi dünyaya tanıtan kişi olmuş.
ÖZEL TADIM KAŞIĞIYLA TADIYOR
Bir çok kahve firmasına, restoranlara ve işletmelere kahve danışmanlığı yapan ünlü tadım ve üretim ustası Robert Paulig, kendi imzasını taşıyan özel bir kaşıkla kahveleri tadıyor ve yorumluyor. Küçük bir kepçeyi andıran bu kaşıkla kahveyi bir anda höpürdeterek içen Paulig, bu şekilde kahvenin ağzın içerisine yayıldığını ve gerçek tadının ortaya çıktığını söylüyor.
SAĞLIĞIMI KAHVEYE BORÇLUYUM
60 yaşında olan ve çocukluğundan bu yana kahveyle iç içe büyüyen Robert Paulig, kahvenin son derece sağlıklı bir içecek olduğu görüşünde. Kahvenin, içerdiği kafein sayesinde kan dolaşımını hızlandırdığını, zekayı açtığını ve kişiye enerji verdiğini belirten Paulig, "Kahvenin sağlıksız olduğunu kimse söyleyemez. 60 yaşındayım ve sağlığımı kahveye borçluyum" dedi.
Dünyanın 42 ülkesinde kendi adı (Robert’s Coffee) altında kurduğu kahve evleri ile ün yapan ve dünya çapında çok sayıda ödüle layık görülen Robert Paulig, burada kendi üretimi olan 60 çeşit kahve sunuyor. Farklı aroma, şurup ve kimi zaman içkilerle harmanlanan bu kahveler, kahve tutkunlarına farklı bir dünyanın kapılarını aralıyor. Robert’s Coffee’nin başkanı Robert Paulig, kahveyi Türklerden öğrenen dedesi Anders Byystrom’un fotoğrafını, ürettiği kahvelerin ambalajında tüm dünyaya sunarak dedesine olan saygısını gözler önüne seriyor.