Kahkaha ve esprileriyle etkiledi beni

DÜNYAYI GEZECEKTİK

Sizi tanıyalım öncelikle. Kimdir Rana Altıntaş?

51 yaşındayım. Merzifonluyum. Annem ve babam öğretmen. Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü mezunuyum. İki sene öğretmenlik yaptım. Doktorada tez aşamasına kadar geldim ancak tam o sırada Burak dünyaya gözlerini açtı. Doktorada biraz şartlar zordu, araziye çıkmam gerekiyordu. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nda çalıştım. İki yıl önce de emekliye ayrıldım.

 Nasıl gidiyor emeklilik?

Emekliliğe çok güzel başladık. Dünyayı gezecektim ama birden siyaset olayı çıktı biz buraya bağlandık. Emeklilik hayallerim yarım kaldı. Eşim Meclis’te ben daha çok çocuklarla alakadarım. 

RESİM YAPIYOR, KANUN ÇALIYORUM

 Neler yapıyorsunuz?

Resim yapıyorum. Briç dersleri aldım, briç oynuyorum. Çayyolu Briç Kulübü’ne gidiyorum. Kanada’da yaşadığımız bir yıllık sürede vitray çalışması yapmıştım; Türkiye’ye dönünce bıraktım. Hayatımda müzik hep oldu, kanun çalıyordum, biraz ara verdim. Çankaya Belediyesi’nin kursuna gitmiştim. Yeniden başlamak istiyorum. Yürümeye, hareket etmeye özen gösteriyorum.

ANNEM İLK GÖRÜŞTE SEVDİ DAMADINI

 Nasıl tanıştınız?

Ayhan’ın babası Köy Enstitüsü mezunu öğretmen. Çok değerli bir eğitimciydi. Köy Enstitüsü son sınıfta Öğretmen Okulu olmuş. Kayınpederim Rasim Altıntaş’ın Kahramanmaraş’ta öğretmen okulu müdürlüğü yaptığı sırada annemin öğretmen arkadaşı Ayla abla onun öğrencisiymiş. Ayla abla beni çok severdi. Bizi tanıştırmak istiyor ve anneme söylüyor. 23 yaşındaydım. Söylediler bana, evlenmeyi düşünmediğim için sıcak bakmadım. Baktım çok ısrar ediyorlar, ‘Tamam tanışalım’ dedim. Annemle Ayla ablalara gittik. Ayhan ile annesi de orada. Ayhan ile o gün arkadaş olduk, altı ay görüştük. 29 Mart 1993’te nişanlandık, 13 Haziran’da da evlendik. Ayhan çok güzel kahkaha atar ve çok esprilidir. O espri ve kahkahaları etkiledi beni. İlk izlenimim bu olmuştu. Annem zaten ilk görüşte çok sevdi damadını. Hatta o kadar çok seviyor ki damadını, bazen beni arar ‘Nasılsın’ diye sormadan, ‘Ayhanım nasıl?’ der.

ÖNCE KAYNAYAYI TAVLADIK, SONRA KIZINI

Ayhan Altıntaş: Biraz görücü usulü oldu. Nişanlandık. 2-3 ay sonra da evlendik. Doçenttim Bilkent Üniversitesi’nde. Evlilik aklımda vardı ama acelem yoktu. Annem kafasına koymuştu beni evlendirmeyi. Bankaya gider, beğendiği kıza ‘Evli misin’ diye sormaya başlamıştı. Rana’yı görür görmez de, ‘Oğlum bu kız sana çok yakışır’ dedi. Annem çok beğendi, açık söyleyeyim. Kaynanam kızından çok sever beni. Biz önce kaynanayı tavladık sonra kızını. Biz bir seneliğine Kanada’ya ziyaretçi profesör olarak gittiğimde, kaynanam da bizimle geldi.

GİTAR, PİYANO, KANUN

Burak, Beste ve Rana Altıntaş... Evde herkes bir müzik aletiyle haşır neşir. Burak bir süre gitar çalmış ama üniversite hayatı başlayınca ihmal etmeye başlamış. Şimdilerde Beste almış gitarı eline. Bazen de piyanonun başına geçiyor. Rana Altıntaş, çok güzel kanun çalıyor. Şimdilerde kanun, emeklilik günlerinin en önemli hobileri arasında yer alıyor.

AKADEMİDEN MECLİS KÜRSÜSÜNE

Akademinin ardından siyasete girmeye nasıl karar verildi?

Ayhan Altıntaş: Meral Hanım’ı biliyordum ama tanımıyordum. Kardeşim bir hastanede doktor, o iyi tanıyordu. Kardeşim ile ortak arkadaşlarımız da vardı. Onlardan biri bir gün bana geldi, Meral Akşener’in yeni bir parti kurma aşamasında olduğundan bahsetti. ‘Parti kurulurken yer almak ister misin’ diye sordu. Parti kuruculuğu falan benim için çok uygun değildi ancak her desteğe hazır olduğumu söyledim. Parti kuruldu, programı çıktı ama hep uzaktan takip ettim. O arada Meral Hanım ile ailece bir yemek yedik. Özel bir görüşmemiz daha oldu ardından erken seçim kararı çıktı. Meral Hanım Türkiye’yi dolaşmaya başladı. ‘Hocam adaylık düşünür müsün’ diye sordular. Siyaset aklımda yoktu. Ailem ile birlikte değerlendirdik. Önce Rektör Bey’le (Bilkent Üniversitesi Rektörü Abdullah Atalar) konuştum. 

 Üniversite kürsüsünden Meclis kürsüsüne.�

Rana Altıntaş: TBMM’de ant içilirken çok gururlanmıştım. Kimler geldi, kimler geçti; orada eşimin de bulunması gurur verici. Siyaset, akademiden çok farklı. İkinci döneme eşim kendisi karar verir ama sanki akademik dünyada daha mutlu.

Ayhan Altıntaş: Evet, bana da daha mutluymuşum gibi geliyor.

SALON SANAT GALERİSİ GİBİ

Rana Altıntaş müziğin yanı sıra resim sanatıyla da ilgileniyor. Evin salonunu küçük bir sanat galerisine dönüştürmüş. “Tuvalin başına geçip, fırçalarımı elime aldığımda tüm dünyayı unutuyorum” diyor.

BEKÂRKEN ÇİN YEMEĞİ BİLE YAPARMIŞ

“EŞİNİZİ anlatır mısınız” dediğimde Ayhan Altıntaş’ın ilk sözü “Rana çok güzel yemek yapar” oldu. Rana Altıntaş’ın eşinden de öğrendiği lezzetler var. Bunların başında taco geliyor. Tacoyu ilk Ayhan Altıntaş yapmış. “Mutfağa girer mi eşiniz” diye soruyorum Rana Altıntaş’a. “Evliliğimizin ilk yıllarında daha sık girerdi. Bir köfte yapardı, parmaklarınızı yerdiniz. Çin yemeği yaparmış bekarken, ev partileri verirmiş ama bize hiç yapmadı” diyor.

HEP HAKLI OLMAYI SEVER

Eşinizi anlatmanızı istesek hangi özelliklerinden bahsedersiniz?

Rana Altıntaş: Oldukça zeki bir insandır. Alçakgönüllüdür. Türkü sever. Güzel espriler yapar. Mühendis olduğu için güzel analiz yapar. İnsanlarla iletişimi iyidir. Ailesine düşkündür. Dürüst ve ilkelidir. Hep haklı olmayı sever. Ayhan ile ilgili en mustarip olduğum konu da bu sanırım. Tartışmada kazanmayı sever, kaybedecek de olsa.

Ayhan Altıntaş: Rana çok çalışkandır, hiç boş durmaz. Her şeye olumlu taraftan bakar, biraz da rahattır. Anlaşamadığımız konular da var. Bir yere gideceğimiz zaman ben önceden hazırlıklı olmayı severim. Rana havaalanına falan son dakika gider. Zaman içinde birbirimizi biraz eğittik.

Rana Altıntaş: Hayır son dakika gitmem. Tam vaktinde giderim. Yurtdışında konferansa gittim İrlanda’ya. Konferans bitti. Akıllı telefonlar yok. Ayhan’a ‘Sen bana mesaj at uçağı kaçırmayayım’ dedim. Üç-dört saat önceden havaalanına gittim onun yüzünden. VIP’e bile iki saat önceden gider.