Güncelleme Tarihi:
ERCAN: Bir yer yapılaşmaya açılacağında, nükleer santral, baraj, fabrika, petrol depoları, boru hatları, gökdelenler, toplu konut yapılacağında o bölgenin en büyük deprem büyüklüğünün, “yapı denge kurulumu(statik)” için bilinmesi gerekiyor. Deprem büyüklüğü, bir yapının kurulumundan tasarımına dek geçen tüm süreci doğrudan etkiler. Depremin ivme değeri, süresi, sıklık(frekans) içeriği, kırılmanın doğrultusu ve kırılmanın işleyişi o yapının yapımını, evlek içinde oturma yönünü doğrudan doğruya belirlemelidir.
Yapınızın uzun boyunu kırık işleyiş, kırılma doğrultusuna dik koyamazsınız, koymamalısınız. Koşut (paralel) olarak koymalısınız ki yapı depremden çok etkilenmesin. Tüm bu bilgiler yapılaşma öncesi ‘olmazsa olmaz’ bilgilerdir. Bu harita il il, ilçe ilçe Türkiye’nin 4 bin yıllık deprem gerçeği ışığında hazırlandı.
4 bin yıl geriye gitmek nasıl oldu?
ERCAN: Çok değerli bilimciler İTÜ’den Prof. Kazım Ergin, Kandilli Gözlemevi, İstanbul Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölümünden Prof. Hüseyin Soysal, Nükleer Enerji Enstitüsünden Yılmaz Bektur gibi kişiler tarihsel depremleri inceleyerek Anadolu Depremlerine ilişkin çeşitli toplaçlar (kataloglar) çıkardılar. Tarihsel bilgiler, arkeolojik kazılar, kırık kuşaklarına açılan yarmalar bize geçmiş depremler konusunda ışık tutarken; Osmanlı belgeliklerinde de yakın tarihe ilişkin bilgiler var. Türkiye’de ölçülmüş bilgilerimiz 1903’te başlıyor; 2.Abdülhamit’in Kandilli Gözlemevini kurmasıyla. Ama bunların dışında Yunanistan, ABD, Rusya, Mısır’da deprem ölçümleri bizden çok önce başlıyor. Sizin ülkenizde olan depremleri bile onlar algılamış oluyorlar. İşte ben hem benden önceki deprem toplaçlarını hem de yabancı ülkelerin deprem algılmalarını inceleyerek bu çalışmayı yaptım. Tam 7 yılımı aldı.
4 bin yıllık deprem geçmişine incelediğinizde ‘diri kırıklara’ bakmış oluyorsunuz. 3,5-4 milyon yıl önceki kırığa baktığınızda ise bugün diri olmayan kırığı araştırmış oluyorsunuz. Eğer bir kırık en son 1 milyon yıl öncesine dek deprem üretmişse ona ‘diri kırık’; 1 milyon yıldan içinde deprem üretmemişse ‘ölü kırık’ diyoruz.
“ÖNCELİKLE 6,7 BEKLİYORUM AMA İSTANBUL MUTLAKA 7,5’İ GÖRECEK”
İstanbul için önümüzdeki dönemde beklenen en yüksek depremi 7,5 büyüklüğünde öngörüyorsunuz. Bunu neye göre hesaplıyorsunuz?
ERCAN: Depremin kuralı vardır. Bir yerde belli büyüklükte deprem olmuşsa, gelecekte de en az o büyüklükte deprem olacak, demektir. Bu depremin ana kuralıdır. Hiç değişmez. Bu haritada verdiğim büyüklükler, o il için beklenen en büyük depremi söyler. Ancak, beklenen ilk deprem büyüklüğünü vermez.
Van depremi daha olmadan önce bu haritaya ben 7,3’ü koymuştum. 7,2 gerçekleşti. Kahin değilim, bilimciyim. İstanbul için 7,5 vermişim. 3,5 milyon yıldır büyük depremler oluyor. İstanbul’da gelecek ilk depremin 7,5 büyüklüğünde olacağını söylemiyorum. Yanlış algılanmasın. Bu yüzyıl içinde Kuzey Marmara Denizi içinde olası büyük depremin toplamda 7,3, iki depreme paylaştırılmış olarak (6,4-6,7) ile (7,0-7,2) dolayında olacağını söylüyorum.
İstanbul ve yakın çevresi için öncelikli beklentim; 6,4-6,7’dir. ama tüm zamanlar için beklediğim 7,5’tir. O nedenle yapılaşma ile güçlendirmeler 6,4’e göre değil 7,5’a göre yapılmalıdır.
İstanbul, Bolu, Kocaeli, Sakarya, Van. Türkiye’nin dört bir yanında kentsel dönüşüm yapılacak. Bu harita bize ne söylüyor?
ERCAN: İstanbul’da kentsel dönüşüm sırasında konut, sanayi yapıları yapılacak. Bunları 7,5’lik depreme göre yapın; diyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yeni tasarımları 7,5’e göre yapması gerektiğini söylüyor. Ambarlı’ya enerji santralı yapacaksınız, 7,5’i dikkate alın, diyor.
Örneğin Kocaeli 7,6’ya göre değil 7,8’e göre inşa edilmeli; devingenliği, deprem üretkenliği göz önüne alınarak 0,1 ile 0,2’lik bir düzeltme yapın, diyor.
“DÜNYADA BİR İLK”
Van için en yüksek 7,3 deprem kestirimi yapıyorsunuz. Bu Van il merkezi için mi? İlçeler için mi?
ERCAN: Van İli için söylüyorum ama ayrıntılarda Erciş, Bahçesaray, Gevaş için ayrı ayrı sayılar veriyorum. Bunu tüm ilçeler için yapıyorum. Dünyada ilçelere göre ayrıntılandırılan belki de ilk harita benimki. Örneğin bir yatırımcı Bursa’da yatırım yapmayı düşünüyor. Ancak hangi ilçesine yaparsa en güvenli olur, işte bun onu ortaya koyuyorum, o yatırımcıyı “deprem güvenli yere” yönlendiriyorum.
“DOĞU AFRİKA YOKSULLUĞUNDA DOLAYISIYLA 3,8 İLE YIKILIR”
Türkiye’de depremlerin ‘yıkım eşiği’ nedir?
ERCAN: Türkiye için yıkıcılık eşik değeri 6,5’tir. 6,5’in üzeri büyük yıkımlar yapar. Bu eşiği Türkiye’nin yapı niteliği belirler. Örneğin bu eşik ABD için 7,4’tür, Japonya için tahminen 7,6’dır. Ama Türkiye’de yıkım eşiği bölgelere göre de değişiklik gösterir. Bu değişimi ise gelir düzeyi, yoksulluk belirler. ABD’de kişi başı gelir 50 bin dolar olduğu için yıkım eşiği de 7,4’tür. Yunanistan’da 25 bin dolardır. Türkiye’den 2,5 kat daha varsıldır; dolayısıyla yıkım eşiği de 6,4’tür.
Türkiye’ye dönecek olursak; Doğu Anadolu’da bu eşik 3,8 iken; Orta Anadolu’da 5,8’dir. Batı Anadolu’da 6,4’tür.
Doğu Anadolu’da yoksulluk nedeniyle Hitit Döneminden daha geri bir yapılaşma var. Gelir düzeyi günlük 1 doların altında açıkçası yıllık 500 doların altında. Aşağı yukarı Afrika yoksulluğundadır Doğu Anadolu. Aydın, İzmir, Giresun’un, daha sayamayacağım sayıda ilin dağ köyleri, kırsalı bu yoksulluktadır.
Orta Anadolu’da yıllık kişi başı gelir 5 bin dolar dolayındadır. Batı Anadolu’da 16- 17 bin dolar. Türkiye ortalaması ise yaklaşık 10 bin dolar. Dolayısıyla nerenin geliri azsa oranın yapı niteliği düşüktür ve depremin yıkıcılık eşik değeri aşağı inerken, yıkıcılık da büyür. Tıpkı Doğu Anadolu’nun 3,8’lik bir depremle kötü yapılarının yıkılması gibi. Bu bir utançtır, çünkü 4,0 dan küçüklere depremcik, büyüklere deprem, deriz biz. Türkiye depremciklerin yıkıcı olduğu ender ülkelerden biridir. Depremin yıkıcılığını yapının niteliği belirler.
KAVŞAKLARA DİKKAT!
Önümüzdeki süreçte Türkiye’de en büyük deprem kaç büyüklüğünde ve nerede olur?
ERCAN: Türkiye’de en büyük deprem, 1939’da Erzincan’da oluştu ve 7,9 büyüklüğündeydi. Dolayısıyla şimdi en büyük deprem yine Erzincan’da ve 8 büyüklüğünde olabilir. O nedenle Erzincan’ın yapı niteliğinin 8 büyüklüğünde bir depreme göre yenilenmesi gerekiyor. Ancak ben en çok kırıkların kavşak yerlerinden korkarım: Bunlar ise; Bingöl Karlıova, Adapazarı Akyazı, Tekirdağ, Marmara Ereğlisi, Denizli,Midilli-Foça-Karaburun üçgeni, Hatay.
Türkiye’nin Deprem Bölgesi isimli haritamda yerin davranış özelliklerini gösteriyorum. Olası deprem durumunda nerelerin çok kötü, kötü davranış göstereceğini belirttim.
Haziran ayında yürürlüğe giren Kentsel Dönüşüm Yasası ile Türkiye doğru yerde doğru yapılaşma ilkesini benimsedi. O zaman bu iki haritayı kullandığınızda, yer ve yapı niteliğinde bunları dikkate aldığınızda, deprem karşısında yitimlerinizi en aza indirebilirsiniz, demektir.
İl ölçeğine bakarsak İstanbul için incelikli (microzonation) çalışmaları bitti mi?
ERCAN: İstanbul’da çok ayrıntılı, incelikli çalışmalar geçen yıl bitirildi. Hem Asya hem Avrupa yakasında bitirildi. Biz artık İstanbul’un neresine konut, neresine sanayi yapısı yapılır, kaç katlı olur eksiksiz biliyoruz. İstanbul’da eksikliğimiz, ‘evlek’(parsel) ölçeğinde yerin ve yapının niteliğini bilmiyor oluşumuz.
Jeofizik ve incelikli çalışmaların evlek ölçeğine indirilmesi gerekiyor. Ama yeni yasa ‘her konut kendi yapsın’ diyor. Bunun için jeofizik mühendisinin; deprem sırasında apartmanınızın yerinin davranış özelliği ile yapı malzemesinin dayanıklılığına bakması gerekiyor. İnşaat mühendisinin ise yapının öykünümüne (simulation) bakarak ‘bu yapı depreme uygundur ya da değildir’ denmesi gerekiyor. Bununla ilgili yönetmelik de çıktı. Hem konutlar hem de özel işletmeler bu incelemeyi yaptırarak, çalışmalarını Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İl Müdürlüklerine sunacaklar.
İnanıyorum, Türkiye bu işin üstesinden gelecek.