Güncelleme Tarihi:
Son yıllarda, gerek zayıflama diyetlerinde gerekse çeşitli hastalıkların tedavisinde kafeinden sakınılması gerektiği sık sık bildiriliyor. Kafein, çay, kahve ve kolalı içeceklerde bulunuyor. Bu nedenle, örneğin, kahve insanlarda zamanla bağımlılık yaratabiliyor. Ancak konuyla ilgili bilgi veren doktor Haluk Saçaklı, ‘‘bu bağımlılığı sigara tiryakilerinin karşılaştığı bağımlılıktan farklı olduğunu'' belirtiyor. Kafeninin etkileri alınan miktara göre değişiyor. İçe dönük insanlarda az miktarda kafein performansı artırıyor. Ancak günlük tüketim altı fincana çıktığında, performans düşmeye başlıyor. Dışa dönük insanlarda ise tam aksi durumla karşılaşılıyor.
Aç karnına içilen kahve ve çay, sinirler üzerinde önemli tahribata neden oluyor. Yemeklerde veya hemen sonrasında içildiğinde, demir atımını hızlandırıyor ve kansızlığa neden oluyor. Çocuklarda sinir sistemi tamamen gelişmediği için bağımlılık daha hızlı gelişiyor ve zararları daha fazla. Doktor Saçaklı, ‘‘günde iki-üç kahve fincanının zararlı olmadığı'' söylüyor. Kafein alımından 30-60 dakika sonra sinir sistemi uyarılıyor. Kalp atımı ve iç organların çalışma hızı artıyor. Uyanık kalmayı sağlıyor. Entelektüel faaliyetleri hızlandırdığı söyleniyor ancak kesinleşmiş değil. Hamilelere aşırı olmamak kaydıyla kafein izni veriliyor. Yaşlıların ise kafein tüketimini düşürmesi gerekiyor.