Güncelleme Tarihi:
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, darbe girişiminin başladığı 15 Temmuz günü, Birleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler Dünya Teşkilatı Başkanı (UCLG) olarak New York’da BM Sürdürülebilir Kalkınma Yüksek Düzeyli Siyasi Forumu Yerel ve Ulusal Yönetimler Arasında Dikey İşbirliği oturumuna ana konuşmacı olarak katılmıştı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da bilgisi dahilinde toplantıya katıldığını söyleyen Topbaş “ABD, Türkiye ile hava trafiğini durdurdu. Büyük sıkıntı yaşadık. Süreci New York’tan telefonla yönettim” dedi.
Topbaş, o süreci Hürriyet’e anlattı:
“Cumartesi sabahı Silivri’den bir birliğin geldiği bilgisini aldık. Hemen Genel Sekreterimi arayıp ‘Durum belli oluncaya kadar yolları kesin, durdurun’ talimatı verdim. İstanbul’a döndükten sonra 1. Ordu Komutanı’yla görüşmemizde, ‘Onu iyi ki durdurmuşsunuz. İşimiz zorlaşırdı. İyi niyetlerle gelmiyorlarmış’ dedi.”
ALMANYA ÜZERİNDEN AKTARMALI GELDİ
ABD’den döşünü maceralı olmuş Kadir Topbaş’ın. Almanya üzerinden birkaç aktarma yaparak Pazartesi sabahı İstanbul’a ulaşmış. “Gecikmeli geldim ama burada da olsa süreci telefonlarla yönetecektim” diyor.
Darbe girişiminin ilk saatlerinde Cumhurbaşkanı ve Başbakan’la bağlantı kuramadığını söyleyen Kadir Topbaş, Cumhurbaşkanı’nın CNN’deki sokaklara çağrı anonsunu duymadan belediyeye ait 3 binin üzerinde aracı yollara çıkarmış. Kamyonlar, vinçler, itfaiye araçları hatta metrobüs hatlarında çalışan otobüsler darbe girişimini önlemek için harekete geçirmiş. Hafriyat kamyonlarının da toprak yükleyerek yolları kapamasını istemiş.
Topbaş, “Herkesin bir direniş koyması gerekiyordu. Bütün elemanlarımız canhıraş vaziyette çalıştı. Kimse eve gitmedi. Kimse uyumadı. Sadece biz yapmadık. İlçe belediyeler de araçlarını çıkardı. En güçlü direniş nedir? Bunların hareket kabiliyetini kesmek” diyor.
''İSTANBUL’UN GÖZÜNE GİRDİLER''
“AKOM çok önemliydi bizim için” diyor Topbaş: “İstanbul’u kontrol eden kameralar vardır orada. İstanbul’un gözü demek orası. Polisin, halkın hareketlerini rahat rahat kontrol etme imkanları vardı orada. Çok şükür orası boşaltıldı.''
308 KİŞİNİN GÖREVİNE SON VERİLDİ
Darbe girişiminden sonra paralel yapıyla ilişkisi olduğu gerekçesiyle İBB’de çalışan 308 kişinin görevine son verildiğini belirten Kadir Topbaş, sayının 500’ün üzerine çıkabileceğini söylüyor. Topbaş, “Yargısız infaz yapılmasın, bunu iyi tespit edin dedim. Birileri de bunu istismar edebilir. Tespit edilenlerin işine son verin talimatı verdim” diyor.
Topbaş, ''Belediye içinde sadece kritik noktalara mı yerleşmiş bu kişiler?'' sorusuna ''Her tarafa sistematik bir yerleşim var” cevabını veriyor. Topbaş, yakın çevresinde, belediye içinde birinci derecede temas ettiği noktalarda paralel yapıyla ilişkili kimse olmadığını söylüyor.
DARBE GİRİŞİMİNİN MALİYETİ
Darbe girişiminin İBB’ye maliyetini sorduk Kadir Topbaş’a: “Bu çok ucuz bir mücadele ve maliyet. Darbe başarılı olsaydı 40-50 yıl geriye gidecekti ülke. Nasıl olacağını düşünmek bile istemiyoruz. Türkiye’nin geleceği kararmadı. Bu maliyet onun yanında hiç bir şey değil. Onun için maliyet hesabı yapmıyoruz.”
''VATANDAŞ MALİYET HESABI YAPMIYOR''
Bedava toplu ulaşım uygulamasının da İstanbullular meydanlarda olduğu sürece uzatılabileceğini söylüyor Kadir Topbaş: “Onun hesabını da yapmadık. Vatandaş maliyet hesabı yapmıyor. Dün Büyükçekmece’deydiM. Vatandaşın biri demokrasi nöbetlerine katılmak için işinden atıldığını anlattı. Dar gelirli bir vatandaş işinden atılmak pahasına meydanlara geliyorsa bütün kurumların fedakarlığını göstermesi gerekiyor.”
GAZİ KADİR
KADİR adındaki arkadaşımız darbe girişimi gecesi kapıya gelmiş içeri girmek istemiş. Askerlerle arasında bir münakaşa geçmiş. Diz kapağından vurmuşlar. Zaten hep diz kapağına ateş etmişler insanların. Şimdi sakat kaldı. ‘İsmimiz karışıyordu, sen şimdi Gazi Kadir oldun’ dedim.”
VATAN HAİNLERİ MEZARLIĞI
Hainler Mezarlığı fikri belediye toplantısında ortaya çıkmış: “Aileleri isterse alır götürür. Bizim mezarlıklara koymayın. Bizim insanlarımız da duyarlı insanlar, kendi mezarlığında istemezler dedim. Kimsesizler mezarlığına gömmeyi teklif ettiler. Kimsesizlere haksızlık olur, Bir vatan hainleri mezarlığı olsun oraya gömelim dedim. Nitekim dün de bir tanesinin ailesi istememiş, bir tanesi gömüldü.”
Biraz ağır olmadı mı bu isim diye sorduk: “Biraz tabii ki ağır ama ağırlığı da hakediyorlar. Normal bir mermi kullanmıyorlar. İnsanın üzerine geldi mi içinde parçalanan bir mermi kullanıyorlar. Bu adama vatan haini denilmez mi?”