Güncelleme Tarihi:
Kadir Gecesinde yapılacak ibadetler Müslüman aleminin gündeminde yer alıyor. Kadir Gecesi, "Sema kapılarının açıldığı, dua ve tövbelerin kabul edildiği kutlu gece" olarak kabul ediliyor. Ayrıca Kur'an-ı Kerim'de adı geçen tek gece olarak yer alıyor. Kadir Gecesi'nin önemi, Kur'an-ı Kerim'in ramazanda, o gecede nazil olmaya başlamasıyla ilgilidir. Kadir Gecesi'nin önemi, insanlığın ve bahusus Müslümanların insanlık için hidayet kitabı olan Kur'an ile tanışmaları ve muhatap olmaya başlamalarından gelmektedir. İşte Kadir Gecesinde yapılacak ibadetler ve okunacak dualar
KADİR GECESİ İBADETLERİ
Kadir Gecesi ibadetleri, 27 Nisan Çarşamba gecesini en doğru şekilde geçirmek isteyen kişilerin araştırdığı konu olmaya devam ediyor. Birçok kaynakta Kadir Gecesi'nde yapılması gereken ibadetler hakkında bilgiler yer almaktadır. Bazı neşriyatlarda bu liste türlü ibadetlerle çeşitlendirilmektedir. Temel olarak Kadir Gecesi’ni; yatsı namazını camide kılmak, tövbe ve istiğfar etmek, salât ve selam getirmek, dua ve zikretmek, Kur’ân okumak, namaz kılmak, hayır ve hasenat yapmak suretiyle değerlendirebiliriz.
Kadir Gecesi ibadetleri, 27 Nisan Çarşamba gecesini en doğru şekilde geçirmek isteyen kişilerin araştırdığı konu olmaya devam ediyor. Birçok kaynakta Kadir Gecesi'nde yapılması gereken ibadetler hakkında bilgiler yer almaktadır. Bazı neşriyatlarda bu liste türlü ibadetlerle çeşitlendirilmektedir. Temel olarak Kadir Gecesi’ni; yatsı namazını camide kılmak, tövbe ve istiğfar etmek, salât ve selam getirmek, dua ve zikretmek, Kur’ân okumak, namaz kılmak, hayır ve hasenat yapmak suretiyle değerlendirebiliriz.
Bir hadiste inanarak ve mükâfatını Allah’tan bekleyerek Kadir gecesini ihyâ edenlerin geçmiş günahlarının affedileceği müjdelenmiştir (Buhârî, “Fazlu leyleti’l-Kadr”, 1; Müslim, “Salâtü’l-müsâfirîn”, 175-176).
Bir hadiste inanarak ve mükâfatını Allah’tan bekleyerek Kadir gecesini ihyâ edenlerin geçmiş günahlarının affedileceği müjdelenmiştir (Buhârî, “Fazlu leyleti’l-Kadr”, 1; Müslim, “Salâtü’l-müsâfirîn”, 175-176).
Ramazanın son on gününe girildiğinde Hz. Peygamber dünyevî işlerden uzaklaşıp i‘tikâfa çekilir, geceleri daha çok ibadet ve tefekkürle geçirdiği gibi ailesini de uyanık tutardı (Buhârî, “Fazlu leyleti’l-Kadr”, 5; “İ?tikâf”, 1; Müslim, “İ?tikâf”, 1-5; Tirmizî, “Savm”, 73).
Bir hadiste Resûl-i Ekrem’in Kadir gecesinde, “Allahım! Sen affedicisin, affı seversin, beni de affet!” şeklinde dua edilmesini tavsiye ettiği belirtilir (Tirmizî, “Da?avât”, 84; İbn Mâce, “Du?â?”, 5).
Bu sebeple müslümanlar, ramazan ayının son on gecesini ve özellikle âlimlerin çoğunluğunun işaret ettiği 27. geceyi, kulluk bilinci içinde ibadet ederek ve geçmişte yaptıkları hataları bir daha tekrarlamamaya kesin karar vererek geçirmeye özen gösterirler.
KADİR GECESİ NASIL İHYA EDİLMELİDİR?
Müminler için en güzel örnek olan Hz. Peygamber (s.a.s.), ramazan ayını, özellikle de Kadir Gecesi’ni de içinde barındıran son on gününü en üst düzeyde ihya çabası içerisindeydi. Bu bağlamda Hz. Aişe (r.a.), “Hz. Peygamber (s.a.s.), ramazanın son on gününde, başka hiçbir zaman yapmadığı kadar (taat ve ibadet konusunda) gayret ederdi.” (İbn Mace, Sıyam, 57.) buyurmaktadır. Aynı şekilde Hz. Peygamber’in (s.a.s.), ramazan ayının son on gününe girildiğinde dünyevî işlerden uzaklaşıp itikâfa çekildiği, geceleri daha çok ibadet ve tefekkürle geçirdiği ve ailesini de bu konuda teşvik ettiği belirtilmektedir. (bkz. Buhârî, “Fazlu leyleti’l-Kadr”, 5; “İ‘tikâf”, 1; Müslim, “İ‘tikâf”, 1-5; Tirmizî, “Savm”, 73.) Dolayısıyla Hz. Peygamber’in (s.a.s.) özellikle itikâf için ramazanın son on gününü tercih etmesi hem Kadir Gecesi’ni yakalamak hem de ramazanın feyzinden azami ölçüde istifade etmek içindir. Öte yandan bir Müslümanın, bu mübarek gecenin kıymetini bildiği gibi onun faziletini aile fertlerine de öğretmesi ve onları bu geceyi ihyaya teşvik etmesi nebevî ahlaka uygun tavırdır.
Peygamber Efendimiz (s.a.s.), bu gecenin nasıl geçirilmesi gerektiği konusunda yüce bir örneklik ortaya koyduğu gibi ümmetini de bu gecenin kadrini bilmeye ve onu ihya etmeye davet etmiştir. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurmaktadır: “Kim Kadir Gecesi’ni, faziletine inanarak ve alacağı sevabı Allah’tan bekleyerek ibadet ve taatle geçirirse geçmiş günahları bağışlanır.” (Buhârî, Leyletü’l-Kadr, 1.) Bir başka rivayette ise Hz. Aişe’nin (r.a.) Hz. Peygamber’e (s.a.s.) bu gece nasıl dua etmesi gerektiğini sorması üzerine Rasulüllah’ın (s.a.s.), “Allahümme inneke afuvvun tuhıbbü’l-afve fa‘fu annî’ (Allah’ım! Sen çok affedicisin, affetmeyi seversin, beni de affet!)” (Tirmizî, Deavât, 85.) şeklinde dua etmesini tavsiye ettiği görülmektedir.
Yüce Allah, kullarına sayısız fırsatlar sunmaktadır. Dünya ve ahiret saadeti için bu fırsatların en iyi şekilde değerlendirilmesi gerekir. Kandil geceleri olarak bildiğimiz zaman dilimlerinin hiç şüphesiz en kıymetlisi ve en önemlisi olan Kadir Gecesi de bizler için bulunmaz bir fırsattır. Kaynaklarımızda bu geceye has bir ibadet şekli yer almamakla birlikte, Kadir Gecesi’ni ihya edebilmek adına: (varsa) kaza namazı kılmak; yoksa nafile namaz kılmak; tespih, tehlil ve zikirde bulunmak; işlenen günahlardan ötürü gözyaşları içinde ve pişmanlık duyarak Yüce Allah’a içten/samimi tövbede bulunmak; bu geceye verilen kıymetin kaynağı olan Kur’an-ı Kerim’i ruhumuza nakşederek çokça okumak; dua etmek; fakirleri, yetimleri, yaşlıları ve çocukları sevindirmek; verdiği nimetlerden dolayı Yüce Allah’a şükretmek; nefis muhasebesi yapmak ve mümkünse itikâfa girmek bu geceyi ihya etmenin en iyi yolları arasında sayılabilir.