Kadınların araba kullanan erkekleri seksi bulduğunu düşünüyorum
Güncelleme Tarihi:
Hakan GENCE
Oluşturulma Tarihi: Aralık 04, 2010 00:00
Şimdiye kadar araba kullanmaya yanaşmayan Tuna Kiremitçi 37 yaşında ehliyet aldı. Yeni sürücü Kiremitçi’yle otomobil, seyahat ve kadınlar üstüne konuşmak için buluştuk. Arabayı o kullandı. İlk başta tedirgin olmadım desem yalan olur. Yan koltukta emniyet kemerimi sıkı sıkı bağladım ve derin bir nefes aldım. İlk sorum “İyi kullanabiliyor musunuz?” oldu. O kendine güveniyle gaza bastı. Yanımda gerçekten iyi bir sürücü vardı...
Geçen gün köşe yazınızda da dediğiniz gibi “araba kullanmayan erkek” olur mu? Olursa nasıl bir erkek olur?
- Olur tabii, niye olmasın. Kimse araba kullanmak zorunda değil. Kullanmayan erkek de herkes kadar erkektir.
Erkeklerin araba merakı çocuk yaşlarda oyuncaklarla başlar. Sizde durum nasıldı?
- Benim de Matchbox ve Majorette oyuncak arabalarım vardı, onlarla oynardım. Birkaç tanesi hurda halinde de olsa hala çalışma masamda durur.
Peki oyuncaklardan gerçek bir araca geçiş yapmak gençlik yıllarında nasip olmadı mı?
- Ailemin araba alacak imkânı yoktu. Galatasaray’da okurken arabası olan, babaları zengin arkadaşların yanında dışlandığımı hissederdim.
Acaba ehliyet almayı reddetmenizin temelinde bu mu vardı?
- Sanırım. Bunun verdiği eziklikle olsa gerek, araba kullanmayı uzun yıllar reddettim.
Genç erkekler için araba kullanmak, kız arkadaşlarını arabayla evden almak en büyük hava atma yollarından biri.
Ehliyetiniz olmadığına göre kızların gözünde imajı neyle kurtarırdınız?
- Gitar çalmak her zaman daha etkilidir, tavsiye ederim.
Peki şimdiye kadar taksi ve arkadaşlarınızın kullandığı arabalarla mı idare ettiniz? Örneğin bir kadın arkadaşınızı evden alırken ya da eve bırakırken ehliyetiniz olmadığı için içinizin burkulduğu olur muydu?
- Aslında bu meseleyi pek dert etmiyordum. Kendimi araba kullanmayan halimle kabullenmiştim yani. Kafayı arabalara takmış adamların da ergenlikte kaldığını düşünürdüm. Bu düşüncem hâlâ da çok değişmiş değil.
Kadınlardan neden araban yok, tepkileri alıyor muydunuz? Bahaneniz ne oluyordu?
- Bahaneye gerek yok, paramın olmadığını söylüyordum.
Hiç araba yüzünden istediğiniz bir kızı kaçırdığınız oldu mu?
- O tür kızlardan her zaman uzak durmaya dikkat etmişimdir.
SEYYAH BİR HAYAT YAŞIYORUZ
Sizi ehliyet almaya kız arkadaşınız ikna etmiş. Şimdiye kadar kimsenin başaramadığını, neler söyleyerek sağladı?
- Seyyah bir hayat yaşıyoruz. Zamanımız genellikle yolculuk halinde geçiyor. Bir gün “Hep benim kullanacağımı sanıyorsan çok yanılıyorsun” dedi. Ben de denemeye karar verdim. Baktım ki oluyormuş. Şimdi beraber kullanıyoruz. Çocuklarımızdan izin alabildiğimiz zaman yollardayız.
Ehliyet almanın ve araba kullanmanın en çok hangi yönlerini sevdiniz?
- Seyyah olmak, hayatımı ve dünyaya bakış açımı değiştirdi diyebilirim. Alıp başını gitme duygusu, yazar için bulunmaz nimet. Yolu bir metafor olarak düşündüğünüz zaman da, her türlü çağrışımı üretebiliyor. Ayrıca otomobil denen makineyle insan arasında kurulan ilişkiyi de şiirsel buluyorum. Bir de arabalar, günümüzde müzik dinlemek için en ideal mekânlar. Bu sayede yeniden iyi bir dinleyici oldum. Otomobillerin benim için olmasa da insanlık için olumsuz yanları var. Artık şehirler insanlardan çok otomobiller düşünülerek dizayn ediliyor, biz sığıntı durumuna düşüyoruz.
En çok hangi güzergahları seviyorsunuz?
- Balkanlar’da araba sürmek güzel. Özellikle otoban olmayan, kasabaların, ormanların içinden geçen eski tip yollarda. Otobanda kullanmak çok rahat ama sadece zaman kazanmanıza yarıyor. Oysa araba sürerken iyi zaman geçirmekten yanayım. Baudelaire’in dediği gibi, gerçek yolcu sadece gidebilmek için gidendir.
Arabanıza binerken tereddüt edenler oluyor mu?
- Şimdilik yok.
En heyecanlandıran ne oldu peki?
- Oğlum binip özel çocuk koltuğuna ilk kurulduğu zaman heyecanlandım tabii.
Ehliyet aldığınıza en çok taksiciler mi üzüldü gerçekten?
- Yok yahu, o işin şakası... Onların bana gelene kadar o kadar çok dertleri var ki!
YOL ŞARKILARI LİSTESİ
Bir de yol şarkıları listesi yapmışsınız. Neler var bu listede?
- Ten Years After’dan Ahmet Kaya’ya, her şey. Sonic Youth, Aylin Aslım, Manu Chao...
Peki artık “araba kullanan erkek seksidir” lafına sizde katılıyor musunuz?
- Bunu kadınlara sormamız lazım. Gözlemlerim, onlarda böyle bir kanaat olduğu yönünde.
Kimileri arabayı aşk ve kadınla eş değer tutar. Buna bakışınız nasıl?
- Arabalı hayatım kemale erdikten sonra başladığı için, o tür çılgınlıklarım yok çok şükür.
Hayalinizde bundan sonra kullanmak istediğiniz araba modelleri var mı? Hangi arabaya mutlaka binmek istersiniz?
- Volkswagen’in yeni modellerini beğeniyorum. Bilhassa yeni Beetle ve Touareg. Citroen’in yeni serileri de zaman zaman hoşuma gidiyor.
37 yıl sonra gelen ehliyet hız tutkusu da getirir mi?
- Eğer aynı zamanda babaysanız getirmez. Hatırlarsanız Mika Hakkinen (Fin yarış otomobili sürücüsü) bile baba olduktan sonra emekli olmaya karar verdi.
DİFERANSİYEL YAĞI CÜMLE İÇİNDE KULLANIYORUM
Erkek arkadaşlarımla sohbetlerim ehliyet aldıktan sonra çok değişmedi. Ama mevzulara daha rahat dahil oluyorum artık. En azından sanayinin yolunu biliyorum ve ‘diferansiyel yağı’ sözünü cümle içinde kullanmaktan özel bir zevk alıyorum.
- Olur tabii, niye olmasın. Kimse araba kullanmak zorunda değil. Kullanmayan erkek de herkes kadar erkektir.
Erkeklerin araba merakı çocuk yaşlarda oyuncaklarla başlar. Sizde durum nasıldı?
- Benim de Matchbox ve Majorette oyuncak arabalarım vardı, onlarla oynardım. Birkaç tanesi hurda halinde de olsa hala çalışma masamda durur.
Peki oyuncaklardan gerçek bir araca geçiş yapmak gençlik yıllarında nasip olmadı mı?
- Ailemin araba alacak imkânı yoktu. Galatasaray’da okurken arabası olan, babaları zengin arkadaşların yanında dışlandığımı hissederdim.
Acaba ehliyet almayı reddetmenizin temelinde bu mu vardı?
- Sanırım. Bunun verdiği eziklikle olsa gerek, araba kullanmayı uzun yıllar reddettim.
Genç erkekler için araba kullanmak, kız arkadaşlarını arabayla evden almak en büyük hava atma yollarından biri.
Ehliyetiniz olmadığına göre kızların gözünde imajı neyle kurtarırdınız?
- Gitar çalmak her zaman daha etkilidir, tavsiye ederim.
Peki şimdiye kadar taksi ve arkadaşlarınızın kullandığı arabalarla mı idare ettiniz? Örneğin bir kadın arkadaşınızı evden alırken ya da eve bırakırken ehliyetiniz olmadığı için içinizin burkulduğu olur muydu?
- Aslında bu meseleyi pek dert etmiyordum. Kendimi araba kullanmayan halimle kabullenmiştim yani. Kafayı arabalara takmış adamların da ergenlikte kaldığını düşünürdüm. Bu düşüncem hâlâ da çok değişmiş değil.
Kadınlardan neden araban yok, tepkileri alıyor muydunuz? Bahaneniz ne oluyordu?
- Bahaneye gerek yok, paramın olmadığını söylüyordum.
Hiç araba yüzünden istediğiniz bir kızı kaçırdığınız oldu mu?
- O tür kızlardan her zaman uzak durmaya dikkat etmişimdir.
SEYYAH BİR HAYAT YAŞIYORUZ
Sizi ehliyet almaya kız arkadaşınız ikna etmiş. Şimdiye kadar kimsenin başaramadığını, neler söyleyerek sağladı?
- Seyyah bir hayat yaşıyoruz. Zamanımız genellikle yolculuk halinde geçiyor. Bir gün “Hep benim kullanacağımı sanıyorsan çok yanılıyorsun” dedi. Ben de denemeye karar verdim. Baktım ki oluyormuş. Şimdi beraber kullanıyoruz. Çocuklarımızdan izin alabildiğimiz zaman yollardayız.
Ehliyet almanın ve araba kullanmanın en çok hangi yönlerini sevdiniz?
- Seyyah olmak, hayatımı ve dünyaya bakış açımı değiştirdi diyebilirim. Alıp başını gitme duygusu, yazar için bulunmaz nimet. Yolu bir metafor olarak düşündüğünüz zaman da, her türlü çağrışımı üretebiliyor. Ayrıca otomobil denen makineyle insan arasında kurulan ilişkiyi de şiirsel buluyorum. Bir de arabalar, günümüzde müzik dinlemek için en ideal mekânlar. Bu sayede yeniden iyi bir dinleyici oldum. Otomobillerin benim için olmasa da insanlık için olumsuz yanları var. Artık şehirler insanlardan çok otomobiller düşünülerek dizayn ediliyor, biz sığıntı durumuna düşüyoruz.
En çok hangi güzergahları seviyorsunuz?
- Balkanlar’da araba sürmek güzel. Özellikle otoban olmayan, kasabaların, ormanların içinden geçen eski tip yollarda. Otobanda kullanmak çok rahat ama sadece zaman kazanmanıza yarıyor. Oysa araba sürerken iyi zaman geçirmekten yanayım. Baudelaire’in dediği gibi, gerçek yolcu sadece gidebilmek için gidendir.
Arabanıza binerken tereddüt edenler oluyor mu?
- Şimdilik yok.
En heyecanlandıran ne oldu peki?
- Oğlum binip özel çocuk koltuğuna ilk kurulduğu zaman heyecanlandım tabii.
Ehliyet aldığınıza en çok taksiciler mi üzüldü gerçekten?
- Yok yahu, o işin şakası... Onların bana gelene kadar o kadar çok dertleri var ki!
YOL ŞARKILARI LİSTESİ
Bir de yol şarkıları listesi yapmışsınız. Neler var bu listede?
- Ten Years After’dan Ahmet Kaya’ya, her şey. Sonic Youth, Aylin Aslım, Manu Chao...
Peki artık “araba kullanan erkek seksidir” lafına sizde katılıyor musunuz?
- Bunu kadınlara sormamız lazım. Gözlemlerim, onlarda böyle bir kanaat olduğu yönünde.
Kimileri arabayı aşk ve kadınla eş değer tutar. Buna bakışınız nasıl?
- Arabalı hayatım kemale erdikten sonra başladığı için, o tür çılgınlıklarım yok çok şükür.
Hayalinizde bundan sonra kullanmak istediğiniz araba modelleri var mı? Hangi arabaya mutlaka binmek istersiniz?
- Volkswagen’in yeni modellerini beğeniyorum. Bilhassa yeni Beetle ve Touareg. Citroen’in yeni serileri de zaman zaman hoşuma gidiyor.
37 yıl sonra gelen ehliyet hız tutkusu da getirir mi?
- Eğer aynı zamanda babaysanız getirmez. Hatırlarsanız Mika Hakkinen (Fin yarış otomobili sürücüsü) bile baba olduktan sonra emekli olmaya karar verdi.
DİFERANSİYEL YAĞI CÜMLE İÇİNDE KULLANIYORUM
Erkek arkadaşlarımla sohbetlerim ehliyet aldıktan sonra çok değişmedi. Ama mevzulara daha rahat dahil oluyorum artık. En azından sanayinin yolunu biliyorum ve ‘diferansiyel yağı’ sözünü cümle içinde kullanmaktan özel bir zevk alıyorum.