Kadınlara balayı ve doğum sonrası dayak
Güncelleme Tarihi:
ESKİŞEHİR, (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 03, 2006 16:00
Türkiye’de şiddete uğrayan kadınların balayı ve doğum sonrası eşlerinden dayak yediği bildirildi.
Eskişehir Barosu Kadın Hukuku Komisyonu Başkan Yardımcısı avukat Sahra Mutlu Kavas, Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu’nun yaptırdığı bir araştırmada Türkiye’de ailelerin yüzde 34’ünde fiziksel, yüzde 53’ünde de sözlü şiddetin uygulandığının belirlendiğini söyledi. Aile içerisinde kadınlara yönelik olarak duygusal, ekonomik, cinsel, fiziksel şiddetin uygulandığını ifade eden avukat Kavas, “Şiddet sadece yoksul ve eğitimsiz ailelerde yaşanmıyor.
Aile içindeki şiddete toplumun her kesiminde rastlanabilir. Ayrıca eğitimli ve yüksek gelir düzeyindeki ailelerde şiddetin varlığını saklama eğiliminin daha çok olduğu görülmüştür” dedi.
Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu’nun yaptığı araştırmalarda aile içi şiddetin Türkiye’de yaygın olduğunu ortaya çıkardığını kaydeden Sahra Mutlu Kavas, şiddete maruz kalan kadınların yüzde 80’inin yapacak bir şeyleri olmadıklarına inandıklarını söyledi. Kadınların sadece eşleri tarafından şiddete maruz kalmadıklarını, eşlerinin yakınlarının da şiddetine uğradıklarını anlatan Kavas konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Aile Dayanışma Vakfı’nın yaptığı bir araştırmada şiddete uğrayan kadınların yüzde 58’i yalnızca kocalarından, nişanlılarından, erkek arkadaşlarından ve erkek kardeşlerinden değil, kadın akrabalar da dahil olmak üzere kocalarının ailesinden de aile içi şiddete maruz kaldıkları belirlenmiştir. Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu ile Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı’nın ortaklaşa yaptığı bir araştırmada ise şiddete uğrayan kadınların yüzde 45.8’i balayı döneminin sonunda, yüzde 1.3’ü ilk çocuklarına hamileliklerinde ve yüzde 9.9’u da doğumdan sonra şiddete maruz kaldıkları ortaya çıkmıştır. Şiddet gördüğünü söyleyen kadınların yüzde 35.2’si en az 4 yıl ve daha fazla zamandır şiddete maruz kaldıklarını belirtmişlerdir.
Şiddete uğrayan kadınların yüzde 42.3’ü dayak, yüzde 40.,1’i tehdit ve küfür, yüzde 12.6’sı yaralama, yüzde 3.2’si cinsel taciz ve tecavüz, yüzde 1.4’ü eve kapatma ve yüzde 0.4’ü de öldürülme tehdidi ile karşı karşıya kaldıkları anlaşılmıştır. Bu kadınların yüzde 40.4’ünün evlerinde, çocuklara karşı da şiddet uygulandığı saptanmıştır.”
Şiddete maruz kalan kadınların yasalar tarafından korunabileceklerini belirten avukat Sahra Mutlu Kavas, “4320 sayılı ailenin korunmasına dair yasa, aile üyelerine ailenin diğer bir üyesi tarafından şiddet uygulanması halinde bir takım özel tedbirler alınmasını içermektedir. Şiddete maruz kalan kişinin veya şiddeti gören herhangi bir kişinin ihbarı ile kusurlu eşin şiddete veya korkuya yönelik davranışlarda bulunmaması, müşterek evden uzaklaştırılması, evin eşyalarına zarar vermemesi, aile bireylerini iletişim vasıtalarıyla rahatsız etmemesi, varsa silah ve benzeri araçlarını zabıtaya teslim etmesi, alkollü veya uyuşturucu herhangi bir madde kullanmış olarak konuta gelmemesi, şiddet uygulayan kişinin ailenin diğer bireylerinin geçimi için nafaka vermesi gibi tedbirler hakim tarafından alınır” dedi.
Aile içindeki şiddete toplumun her kesiminde rastlanabilir. Ayrıca eğitimli ve yüksek gelir düzeyindeki ailelerde şiddetin varlığını saklama eğiliminin daha çok olduğu görülmüştür” dedi.
Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu’nun yaptığı araştırmalarda aile içi şiddetin Türkiye’de yaygın olduğunu ortaya çıkardığını kaydeden Sahra Mutlu Kavas, şiddete maruz kalan kadınların yüzde 80’inin yapacak bir şeyleri olmadıklarına inandıklarını söyledi. Kadınların sadece eşleri tarafından şiddete maruz kalmadıklarını, eşlerinin yakınlarının da şiddetine uğradıklarını anlatan Kavas konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Aile Dayanışma Vakfı’nın yaptığı bir araştırmada şiddete uğrayan kadınların yüzde 58’i yalnızca kocalarından, nişanlılarından, erkek arkadaşlarından ve erkek kardeşlerinden değil, kadın akrabalar da dahil olmak üzere kocalarının ailesinden de aile içi şiddete maruz kaldıkları belirlenmiştir. Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu ile Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı’nın ortaklaşa yaptığı bir araştırmada ise şiddete uğrayan kadınların yüzde 45.8’i balayı döneminin sonunda, yüzde 1.3’ü ilk çocuklarına hamileliklerinde ve yüzde 9.9’u da doğumdan sonra şiddete maruz kaldıkları ortaya çıkmıştır. Şiddet gördüğünü söyleyen kadınların yüzde 35.2’si en az 4 yıl ve daha fazla zamandır şiddete maruz kaldıklarını belirtmişlerdir.
Şiddete uğrayan kadınların yüzde 42.3’ü dayak, yüzde 40.,1’i tehdit ve küfür, yüzde 12.6’sı yaralama, yüzde 3.2’si cinsel taciz ve tecavüz, yüzde 1.4’ü eve kapatma ve yüzde 0.4’ü de öldürülme tehdidi ile karşı karşıya kaldıkları anlaşılmıştır. Bu kadınların yüzde 40.4’ünün evlerinde, çocuklara karşı da şiddet uygulandığı saptanmıştır.”
Şiddete maruz kalan kadınların yasalar tarafından korunabileceklerini belirten avukat Sahra Mutlu Kavas, “4320 sayılı ailenin korunmasına dair yasa, aile üyelerine ailenin diğer bir üyesi tarafından şiddet uygulanması halinde bir takım özel tedbirler alınmasını içermektedir. Şiddete maruz kalan kişinin veya şiddeti gören herhangi bir kişinin ihbarı ile kusurlu eşin şiddete veya korkuya yönelik davranışlarda bulunmaması, müşterek evden uzaklaştırılması, evin eşyalarına zarar vermemesi, aile bireylerini iletişim vasıtalarıyla rahatsız etmemesi, varsa silah ve benzeri araçlarını zabıtaya teslim etmesi, alkollü veya uyuşturucu herhangi bir madde kullanmış olarak konuta gelmemesi, şiddet uygulayan kişinin ailenin diğer bireylerinin geçimi için nafaka vermesi gibi tedbirler hakim tarafından alınır” dedi.