OluÅŸturulma Tarihi: Ekim 02, 2005 00:00
‘Ben asla yalan söylemem’ dediğiniz anda yine bir yalan daha söylüyorsunuz. Günlük iletişimimizin içinde olağanüstü bir yeri var yalanın. İnsan, sahip olduğu zeka ve dil yeteneği sayesinde başkalarını aldatmayı gerçek bir sanat haline dönüştürmeyi başaran yegane canlı türü.Hal böyle olunca da, konu bilim dünyası tarafından yakından inceleniyor. Çünkü yalanı ortaya çıkarmak hiç de kolay değil. Polis, dedektif, psikolog gibi uzmanların yalanı ortaya çıkarma başarıları ortalama yüzde 53. Yani yazı-tura atmak gibi. Yalan makinelerinin başarıları da bu oran içinde. Fakat, neredeyse yüzde yüz başarılı olan büyük yetenekli insanların varlığı keşfedildi. Bu kişiler dışında, başka bir araştırmaya göre ise, kadınlar yalanı anlamada erkeklere göre çok daha başarılı.Günlük iletişimimizin içinde olağanüstü bir yeri var yalanın. Hatta kimi zaman günde 200 yalana varan bir portföye bile sahip olabiliyor içimizden kimileri.‘Size vaat etmiş olduğum ücret artışının hemen gerçekleşmesini ben de isterdim. Ne var ki işletmemizin mali durumu bugünkü koşullarda buna elvermiyor. Belki gelecek yıl...’ diyen patron, ya da eve neden birkaç saat geç kaldığını anlatan eşiniz: ‘Canım, falanca bölümün sekreteri işten ayrılıyor, ona veda partisi düzenlenmiş, görünmezsem ayıp olacaktı...’ Veya evde birbirleri ile kavgaya tutuşan çocuklarınız: ‘İlk önce o başlattı, hayııır ben değil o...’Şöyle bir düşündüğünüzde sosyal iletişim içinde azımsanamayacak kadar çok bölümünün karşılıklı olarak başkalarını aldatmak ve söylenen yalanları ortaya çıkarmak üzere kurulu olduğunu fark edersiniz. Ancak aldatıldığımızı ortaya çıkarmak öyle sanıldığı kadar kolay değil. Bu yüzden bilim dünyası özellikle de psikoloji bilimi ile uğraşanlar, söylenen yalanları ortaya çıkartmanın yollarını harıl harıl araştırır durur.DOĞA BELGESELİ YALANIYalan üzerine neler yapılıyor diye merak eder ve bilim dünyasında, dergi ve sitelerde bir tur atarsanız, ilginç araştırmalarla karşılaşırsınız. Bilim dünyasında kimileri çeşitli testlerle ‘yalan deşifre yeteneğine’ sahip insanları ortaya çıkartıyor, onların bu becerileri ve hünerlerinden geri kalanların nasıl yararlanabileceğini görmeye çalışıyor. Başka bir grup ise, yalanları deşifre etmeyi başarabilen bu insanların nasıl bir çevreden geldiklerini ve ne tür koşullarda yetiştiklerini belirlemeye uğraşıyorlar.California’da San Francisco Üniversitesi’nden psikolog Maureen O’Sullivan, yalan söyleyenlerin nasıl daha kolay deşifre edileceğini düşünenlerden. İnsan başkalarını aldatan tek primat değil, ancak sahip olduğu zeka ve dil yeteneği sayesinde bunu gerçek bir sanat haline dönüştürmeyi başaran yegane canlı türü. Özellikle eş seçimi, refah ve statü arayışı gibi konularda yalan ve aldatma etkili bir strateji haline gelirken, insanın genelde yalan söylendiğini anlayamaması da bu sanatı iyice pekiştiriyor.Peki bilim dünyası, kimilerinin daha fazla sahip olduğu, yalanı deşifre etme yeteneğini nasıl test ediyor?Bu konudaki dünyaca ünlü guru, California Üniversitesi’nde Psikolog Paul Ekman. Ekman bu konu ile 40 yılı aşkın bir süredir ilgileniyor. Ekman’ın standart testi, deneklere, insanların duygularını anlattıkları bir
film göstermek. Filmdeki insanların bir kısmı bir doÄŸa belgeseli izliyor, bir kısmı ise yanmış insan görüntülerinin olduÄŸu bir video kaydını. Ancak hepsi de doÄŸa belgeseli izlediÄŸini iddia ediyor. Yani yarısı yalan söylüyor. Filmi izleyen denekler ise bu insanların ne izlediÄŸini hiç görmüyor, yalnız anlattıkları duygularından ve ifadelerinden yola çıkarak, kimin yalan söylediÄŸini bulmaya çalışıyor.MAKÄ°NELER DE BAÅžARISIZTestin sonucu katılımcıların çoÄŸunun yalan söyleyenleri bulmakta baÅŸarısız olduÄŸu ÅŸeklinde. Hatta, görevi kapsamında yalanı ortaya çıkarmak da olan polis, terapist, hakim ve savcı, gümrük memuru gibi kiÅŸilerin bile bu konuda pek becerikli oldukları söylenemiyor.Henüz yayınlanmayan 253 araÅŸtırmanın sonucuna göre yalanı ortaya çıkarmada baÅŸarı payı yalnızca yüzde 53. Yani yazı tura atmanın bir nebze üzerinde. Yasalarla uÄŸraÅŸanların yalan söyleme makinelerine güvenerek karar vermeleri de imkansız gözüküyor. Çünkü bu makinelerin savunucuları, yüksek doÄŸruluk hususunda iddiacı olsalar da, makinenin suçlu göstermesine karşın masum olanların oranı yüzde 47 gibi hiç de azımsanamayacak bir rakam.New Jersey’de, Montclair Ãœniversitesi araÅŸtırmacıları tarafından yürütülen baÅŸka bir çalışma ise kadınların ilgi duydukları erkeklerin yalan yönünü ortaya çıkarmadaki baÅŸarılı performanslarını vurguluyor. ÖrneÄŸin kadın, dışarıda kapının önünde duran pahalı model aracın kendisine ait olduÄŸunu iddia eden erkeÄŸin doÄŸruyu mu söylediÄŸini yoksa arabayı arkadaşından mı ödünç aldığını erkeÄŸin ifadelerinden rahatlıkla anlayabiliyor. 34 kadın deneÄŸin katıldığı bu çalışmada bekar kadınların baÅŸarı grafikleri daha yüksek. Evli ya da ciddi bir iliÅŸki içinde olan kadınlar ise erkeklerin yalan söyleyip söylemediklerini anlamada o kadar baÅŸarılı olamıyorlar.Yine ilgi çekici bulgulardan biri de, yalanı keÅŸfetme sihirbazlarının çoÄŸunun ortak noktasının zorlu bir çocukluk dönemi geçirmiÅŸ olmaları. ÖrneÄŸin kimilerinin alkolik anne veya babaya sahip olmaları, kimilerinin göçmen olması ya da iÅŸine ailesinden daha çok zaman ayıran anneye sahip olmaları, bu kiÅŸileri çocukluklarında sözel olmayan iletiÅŸime ve gözlem yapmaya eÄŸilimli hale getirdiÄŸi belirtiliyor.DÃœNYADA YALANI EN Ä°YÄ° ANLAYAN 29 KİŞİAraÅŸtırmalar, söylenen yalanı ortaya çıkarmakta son derece baÅŸarılı insanların bulunduÄŸunu ortaya koyuyor. ÖrneÄŸin 1980’li yılların ortalarında psikolog Paul Ekman, tüm testleri baÅŸarı ile geçen bir kiÅŸiyi saptadı. ABD’de alkol, silahlı alet ve patlayıcılar bürosunda görevli memur J.J. Newberry. Ajan Newberry’nin sahip olduÄŸu bu yetenek, meslektaÅŸları tarafından da fark edilmiÅŸ ve kendisi, ajanlara sorgulama tekniklerinin öğretildiÄŸi birimin başına getirilmiÅŸti. Newberry’nin varlığı bilim adamlarını dünyada benzer yeteneÄŸe sahip baÅŸkalarını da ortaya çıkarmak için araÅŸtırmalara yöneltti. 14 bin kiÅŸi üzerinde yapılan testler sonucunda ekip, 29 daha canlı ‘yalan dedektörü’’ saptadılar. AraÅŸtırmalar hálá sürdüğü için elde edilen veriler henüz açıklanmamasına karşın, bilim insanları ilk bulguları şöyle tanımlıyorlar:Yüz ifadelerinin özellikle öfke ve suçluluk gibi duyguların ortaya çıktığı durumlarda çok hızlı deÄŸiÅŸime uÄŸraması, yalan söylemenin baÅŸlıca göstergelerinden biri.Yalan saptama sihirbazları olarak tanınan kiÅŸilerin yeteneÄŸi ise saniyenin beÅŸte birinden daha kısa sürede gerçekleÅŸen bu yüz devinimlerini ortaya çıkartabiliyor olmaları.Â
button