Güncelleme Tarihi:
Adıyaman, Ardahan, Artvin, Bayburt, Burdur, Erzincan, Giresun, Gümüşhane, Karabük, Karaman, Kilis, Kırıkkale, Kırklareli, Kırşehir, Nevşehir, Niğde, Osmaniye, Rize, Sinop ve Yozgat. Türkiye’nin tam 20 ilinde cumhuriyet tarihi boyunca kadın milletvekili olmadı.
1997 yılından beri siyasette kadın ve erkeğin eşit temsil edilmesi için mücadele veren Kadın Adayları Destekleme Derneği (KA-DER) seçimlere 1 yıl kala bu kentlerden kadın aday çıkması için bir farkındalık kampanyası başlattı. KA-DER Başkanı Nuray Karaoğlu tam 22 senedir siyasette kadın varlığını güçlendirmek için çalışıyor.
“Türkiye’nin yüzde 50.7’si kadın ancak meclisin yüzde 17.2’si kadın. Zaten bizim olan koltukları alabilmek için mücadele ediyoruz” diyen Karaoğlu listelerin cinsiyet eşitliği açısından büyük bir hayal kırıklığı yarattığını söyledi. Karaoğlu listelerle ilgili, "AK Parti'nin adaylarının 487'si erkek, 113'ü kadın. CHP'nin adaylarının 434'ü erkek, 147'si kadın.
Siyasi partilerin kesinleşen listelerine baktığımızda yaşamın her alanında mücadele veren kadınların ülkeyi eşit bir biçimde yönetme talepleri bir kez daha erkekler tarafından görmezden gelindi. Aday adayı olarak başvuran kadın sayısında büyük bir yükseliş vardı. Listelerde seçilebilir sıralara yerleştiren erkekler ve kadınlar arasında liyakat olarak bir fark yoktu.
Karşılaştığımız durumu maalesef her seçim döneminde yaşıyoruz. Bu tablonun utancını her seçim döneminde kadınlara methiyeler düzüp, destek isteyen son anda ise kadınları liste dışı bırakan erkeklere bırakıyoruz. Biz kadınlar en temel haklardan olan eşit yurttaşlık mücadelemizi çok uzun yıllardır veriyoruz. Yılmadan, bıkmadan vazgeçmeden bu mücadeleye devam edeceğiz. Bu kadını ikincil gören siyasetin taşıyıcılığını yapan erkeklere sesleniyoruz. Artık yeter, 14 Mayıs'ta seçmenin yüzde 50.7'si olarak sandıklarda oy kullanacağız. Biz olmadan başaramazsınız" ifadelerini kullandı.
5 İL UMUT VERİYOR
Karaoğlu, KA-DER'in milletvekili çıkarmayan 20 il raporunda yer alan illerden bu dönem Giresun, Osmaniye, Ardahan, Burdur ve Nevşehir'den kadın milletvekili çıkabileceğini belirtiyor.
KA-DER’in en önemli özelliğinin her siyasi partiye eşit olarak yaklaşması ve kadın adayları desteklemesi olduğunu belirten Karaoğlu, “Türkiye’de kadın olarak siyaset yapmak çok zor. Örneğin hiçbir erkek siyaset yapmayı ‘cesaret’ olarak tanımlamaz. Ama kadınların maalesef ki buna ‘cesaret’ etmesi gerekiyor.
Sürekli politik alanda kadınlara parmak sallayarak ne yapması gerektiğini söyleyen erkekler var. Biz artık bu seçimlerde erkeklere ‘yeter’ diyoruz. Bu yıl kadın sesi o kadar güçlü geliyor ki artık yüzde 25’lik kotaları falan kabul etmiyoruz mecliste eşit temsil edilmek istiyoruz. Her yıl yapılan siyasette cinsiyet eşitliği araştırmalarına göre Türkiye kadın bakan konusunda 170. Ülke. Tek bir kadın bakanımız var. Meclisteki kadın temsilinde ise 186 ülke arasında 132. sıradayız. Yeni seçimde de bu tablo değişeceğe benzemiyor. Biz bu rakamları hak etmiyoruz" diyor.
EŞİTLİK OLMAZSA DEMOKRASİ OLMAZ
Kadınların eşit temsiliyeti için çalışan dernekler ve aktivistler “Eşitlik demokrasinin olmazsa olmazıdır” diyerek tüm taraflara tepki gösterdi.
Konuyla ilgili Hürriyet’e demeç veren isimler şöyle konuştu:
Kadın Koalisyonu Koordinatörü İlknur Üstün:
“Siyasi partilerin her türlü kurullarında, karar organlarında, delegelerinde kadınlar eşit bir biçimde var olabilmeli. Bu olmayınca ne yazık ki parlamentoya da yansımıyor. Eşitlik ve katılım demokrasinin temel ilkelerindendir. Bunlar yoksa demokratik bir düzenden söz edilemez. Eşitlik iddiasında olan Millet İttifakı listelerinde, seçilebilir yerden aday gösterilen kadınların oranı yüzde 30’u bulmuyor. Ki kadınlar ittifakın masasına da dahil edilmemişti. Emek ve Özgürlük İttifakı’na bağlı Yeşiller ve Sol Gelecek’te aday listesinin ilk iki sırasında 50-50 bir yaklaşım göze çarpıyor. Bu iyi bir şey. Aday listelerine bakarken sadece sayıca eşitlik değil, kadın politikalarını ve cinsiyet eşitliğini dillendiren, kaynaklarını bunun için kullanan, bunu da kadınlarla birlikte yapan çok boyutlu bir yaklaşımdan da söz ediyoruz. Seçim İttifakı önemli ama yıllardır ne zaman bir ittifak oluşturulsa ilk gözden çıkarılan grup kadınlar oluyor. ‘Şu an daha önemli meseleler var, hele bir Türkiye kurtulsun’ deniyor. Ancak bu artık kadınların susup kabul edebileceği bir yaklaşım değildir. Demokratikleşme, kadınlar dışarıda bırakılarak yapılamaz. Kadınlar kendi süreçlerinde mücadele verirken, daha iyi bir dünya ve gelecek kurmanın bilici ve sorumluluğuyla hareket ettiler. Yani kadınların mücadelesi, aynı zamanda ülkedeki her yurttaşın eşit, adil, özgür bir toplumsal yaşamı mümkün kılmak için verdiği bir mücadeledir. O nedenle kadınların aday listelerinde beklendiği gibi yer almaması önümüzde mücadele edeceğimiz uzun bir yol olduğunu gösteriyor.”
ONUR KIRICI
Meclisin Yarısı Kadın Oluyor’un kurucusu aktivist Mine Olcay:
“2023 seçimlerine, Cumhuriyet tarihinde görülmemiş sayıda kadın aday başvurusu olduğu halde listeler tam anlamıyla onur kırıcı oldu. Açıkçası bu kadar sağ duyudan uzak bir liste beklemiyordum. Aslında bu seçimlerde ‘81 il, 81 Bağımsız Kadın Aday’ çıkarma düşüncemiz vardı. Hatta büyükşehirlerde ilk temaslarımızı tamamlamıştık. Fakat sonra ‘bölen’ olmamak için bu arkadaşlarımız yola partilerle devam etme kararı aldı. Ancak adaylık başvurusu yapan, memleketini seven, gidişattan endişe duyan iyi eğitimli, alanında başarılı bu kadınlar maalesef günün sonunda göz ardı edildi. Dünden beri konuştuğum ve listeye giremeyen kadınlar derin bir hüzün ve öfke içinde. Bu elbette şahsi değil, evlatlarımızın geleceği için duyulan bir hüzün ve öfke. Yasalar sadece bir grup erkeğin bakış açısıyla şekilleniyor. Özellikle kadınların, çocukların ve gençlerin ihtiyaçları göz ardı ediliyor. Ancak bugünkü medeniyet, on binlerce yıllık kadın-erkek işbirliğinin ürünü. Artık tarihin ve bilimin ışığında hızla bu hatadan dönelim ve daha mutlu yaşamanın temelini hep beraber atalım. Yönetimin, kadın ve erkek arasında dengeli paylaşımı aslında bir nevi toplumsal mutluluğun kısa yol tuşu. Biz bu kısa yol tuşunu ‘Meclisin Yarısı Kadın Oluyor’ diyerek en kısa zamanda devreye sokmaya kararlıyız.”
BU SEÇİM BİR EŞİK
EŞİK (Eşitlik İçin Kadın Platformu) adına Av. Aslı Pasinli:
“EŞİK Platform olarak geçtiğimiz günlerde eşit temsiliyetin sağlanması için, ‘EŞİT Temsil Lütuf Değil Kadınların Hakkıdır/ EŞİT Temsil Olmadan Demokrasi Olamaz’ diyerek siyasi partilere açık bir mektup yayınladık. Yaptığımız çağrıda, ‘Bu seçimlerde Meclis’te eşit temsilin sağlanması için kadınların erkeklerle eşit sayıda, listelerin seçilebilecekleri yerlerine yerleştirilmesi, fermuar sisteminin uygulanması ve kadın adayların kampanyalarının parti bütçelerinden desteklenmesi her zamankinden daha kritik bir zorunluluktur’ dedi. Nitekim kadınlar akın akın aday oldu ve siyasi partiler eşit temsiliyetin sağlanacağına dair sözler verdi. Ancak sonuç pek öyle olmadı. YSK aday listelerini açıkladı ve partilerin eşitlik karnesi notları çok kötü. Kadın adayların listelerde sayısı çok az, olanların da seçilebilecek yerlerden gösterilme oranları çok düşük. Seçime giderken kadın kazanımlarının açıktan hedef alındığı bu süreçte listelerin ortaya çıkardığı eşitsizlik tablosunun üzerine hep birlikte düşünmeliyiz. Kadınlar için eşitlikçi bir düzenin temeli mecliste atılmalıydı. Türkiye’de şu an seçilmiş milletvekilinin 101’i kadın, bu da yüzde 17.35’e tekabül ediyor. Türkiye bu verilerle dünyada 129. sırada yer alıyor. Meclisteki kadın vekil sayısının yeni dönemde düşeceğini görmek çok zor olmasa gerek. Nüfusun yarısını oluşturan kadınların karar alma süreçlerine katılamaması ve siyasette eşit oranda temsil edilememesi, her şeyden önce bir demokrasi sorunudur. Bu seçimin kadınların hayatı ve özgürlüğü için bir ‘eşik’ olduğunu düşünüyoruz.”