OluÅŸturulma Tarihi: Eylül 27, 2003 00:00
YaÅŸayan en büyük matematikçilerden biri olan John Nash meÄŸer politikaya da meraklıymış. Ä°ÅŸadamı Ali Rıza Bozkurt'un davetlisi olark Ä°stanbul'a gelen John Nash ile Four Seasons Oteli'nin terasında yanyana otururken gündeme Irak Savaşı, Bush'un politikası geliyor doÄŸal olarak.Matematikçi olarak mesleÄŸinin doruÄŸunda iken 1958 yılında paranoid ÅŸizofren teÅŸhisiyle bir anda her ÅŸeyi ortada bırakmak zorunda kalan John Nash'i herkes gibi ‘‘Akıl Oyunları’’ filminden yakından tanıyor gibiyim.Önce tipik bir ‘‘Bush'u seviyor musunuz? Destekliyor musunuz’’ sorusu. Ãœnlü matematikçi, soruya soruyla cevap veriyor: ‘‘ErdoÄŸan'ı seviyor musunuz?..’’Peki Bush'un bir kez daha baÅŸkan seçilme ihtimali nedir?Ãœnlü ‘‘Win-win’’ yani ‘‘kazan-kazan’’ teorisini ortaya atmış olan John Nash, bu kez bir ‘‘lose-lose’’ yani ‘‘kaybet-kaybet’’ teorisi geliÅŸtiriyor:‘‘İngiltere'de BaÅŸbakan Blair bu pazar parti kongresinde rakibi karşısında hezimete uÄŸrarsa ya da mayıs ayında yerel seçimlerde kaybederse Bush da kaybeder.’’Demokratların ÅŸansı yüksek mi?‘‘Bush'tan daha kötü birini bulmaları ihtimali de var. O zaman bilemem.’’John Nash'in sohbet sırasında özellikle üzerinde durduÄŸu bir kavram var: ‘‘Siyaseten doÄŸru olmak.’’ Kavramı açıklamak için şöyle bir örnek verilebilir: ABD'de uzun zamandan beri siyah denmiyor, Afrikalı-Amerikalı deniyor. Bu kavramı masadakilere anlatmak için John Nash'in verdiÄŸi örnek Topkapı Sarayı'nı gezerken gördüğü siyah harem aÄŸaları. ‘‘Hadım edildikleri için saygın bir pozisyonda deÄŸillerdi. Bu yüzden onları sergilemek siyasetten doÄŸru olmayan bir duruş’’ diyor.Amerikalılar Irak Savaşı'na ne diyor?KonuÅŸurken gözlerini sık sık uzaklara dalan John Nash'in hoÅŸ bir benzetmesi var: ‘‘Amerikalılar her ÅŸeyi bilmezler, öğrenmek de istemezler.. Amerikan Kongresindekiler kadar bilgili deÄŸiller. Aynen Romalılar gibi. Biliyorsunuz Romalılar devrinde, halk, Sezar ve senatörler kadar her ÅŸeyi bilmezlerdi.’’‘‘Amerikalılar Irak savaşına karşı, ya da destekliyorlar’’ gibi bir cevabı yok Prof. John Nash'in. Yani ‘‘siyaseten doÄŸru’’ bir cevap veriyor.Profesörün karısı Alicia tam karşımızda oturuyor.Sarı saçlı, kısık mavi gözlü tonton bir kadın.Masadakilerden biri ‘‘Peki profesör kadınlarla aranız nasıl’’ diye sorunca Nash'in cevabı şöyle oluyor ‘‘Bu konuya siyasetten sessiz kalmayı tercih ederim.Cep telefonu yok, ama markalara meraklıJohn Nash masadaki cep telefonlarıyla hayli ilgili. Türkiye'de insanların cep telefonuna bağımlılıkları dikkatini çekmiÅŸ. Profesörün cep telefonu yok, ama telefon markalarını merak ediyor.Bir de BoÄŸaz Köprüsü'nun hangi yönde olduÄŸunu. Kuzeyde mi, yoksa güneyde mi? Ä°stanbul'daki ikinci köprüden, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nden haberi yok. ‘‘İstanbul'u alan Fatih’’ deyince ‘‘Ama o Sultan Mehmet deÄŸil miydi’’ diyor.1970'li yılların başında hastalığının iyileÅŸmesiyle tekrar üniversiteye ve çalışmalarına dönen Nash'in hafızası müthiÅŸ. Mesela dört yıl önce kendisini Ä°stanbul'a davet eden BahçeÅŸehir Ãœniversitesi Rektör Yardımcısı Ruhi KaykayoÄŸlu'nun hiç unutmamış. Buraya geleceÄŸi belli olunca hemen KaykayoÄŸlu'nun aramış ve buluÅŸmayı önermiÅŸ.KaykayoÄŸlu hayretle dört yıl önceki e-postayi nasıl sakladığını sormuÅŸ. MeÄŸer Profesör Nash Ä°stanbul adı altında özel bir dosya açmış ve Ä°stanbul ile bilgileri bu dosyada toplamış.Â
button