Güncelleme Tarihi:
Hürriyet Gazetesi’nde düzenlenen ödül törenine Hürriyet Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Vuslat Doğan Sabancı, Jüri Başkanı Doğan Hızlan, Doğan Kitap Yayın Direktörü Deniz Yücebaşarır, Doğan Kitap Genel Müdürü Gülgün Çarkoğlu, Can Yayınları Genel Yayın Yönetmeni Zeynep Çağlıyor, Radikal Gazetesi Editörü Cem Erciyes, Hürriyet Gazetesi Kültür Sanat Editörü İhsan Yılmaz ile Sibel K. Türker katıldı.
“HALA KADININ ADI YOK DİYEBİLİYORUZ”
Törenin açılış konuşmasını yapan Doğan Kitap yayın Direktörü Deniz Yücebaşarır Türkiye’de yaşanan sorunlara değindi. Deniz Yücebaşarır sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ne yazık ki kadının hala adı yok, diyebiliyoruz. Düzenlediğimiz bu yarışmada kadın sorunlarıyla ilgilenen bizi yalnız bırakmayan Vuslat Doğan Sabancı’ya teşekkür ediyoruz. Jürideki tüm üyelerimize teşekkür etmek istiyorum. Her yıl bizimle birlikte oldular. Bu yıl küçük bir değişiklik yaptık. Her yıl başvurulardan seçiyorduk kitabımızı ve yazarımızı. Bu yıl jüriden de öneriler almaya karar verdik. Sevgili Sibel’e gitti ödül. Jürinin önerileriyle gitti.”
Hürriyet Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Vuslat Doğan Sabancı, Sibel K. Türker’in ödülünü takdim etti. Kendisini ödüle layık gören herkese teşekkür eden Sibel K. Türker, duygularını şöyle anlattı:
"KADINLARIN SESSİZLİĞİ BİR ÜLKENİN SESSİZLİĞİDİR"
“Benim için çok özel, gurur verici bir gün bugün. Türkiye’de kadın hakları denince ilk akla gelen isim olan Duygu Asena adına verilen roman ödülüne hem bir yazar hem de bir kadın olarak layık görülmek sevinçlerin en büyüğü olsa gerek. Bir edebiyatçı olarak şunu söyleyebilirim ki; biz kadınlar ancak hikayelerimizi dinleyerek okuyarak birbirimizi anlayabilir ortak gücümüzü bu birbirine sırdaş olan hikayelerimizden alabiliriz. Kadınlar sessizleşir ve sessizliğe mahkum edilirler. Kadınların sessizliği bir ülkenin de sessizliğidir esasında. Duygu Asena yazıları ve yaşamıyla kadına gücünün farkında olmayı öğütledi. Dürüst olmayı, korkmamayı, kendi varoluşu adına ilke ve idealleri adına savaşmayı ve vazgeçmemeyi. Eğer ben de bir uzun hikaye olan bu romanımla kadınları onların dünyalarını düşlerini biraz olsun anlatabildiysem ne mutlu bana.”