Güncelleme Tarihi:
YÜZDE 33 KOTA
“Kadınların karar mekanizmalarına katılmaları için önce kadınların okuması, kız çocuklarının okuması, onlara ciddi olanaklar sağlanması artı siyasete ilgi duyduktan sonra da, siyaset kurumunu çok iyi sorgulamaları gerekiyor. Sorgulama ile beraber çözümler de üretmeli. Bizim yüzde 33 cinsiyet kotamız var, parti içinde bunu uyguluyoruz ama asıl kadınların mücadele edecekleri alan, bu yüzde 33 cinsiyet kotasının Siyasal Partiler Yasası’na da girmesi. O zaman bütün partiler cinsiyet kotasını zorunlu kılabilirsiniz.
MÜCADELE EDERSE
Kadın halen bir kesim tarafından, toplumun ve siyasetin dışına itilebiliyor. Günlük yaşamda daha etkin olmasını çoğu zaman içine sindiremiyor. Ama kadınlar mücadele ettiği zaman bunları elde edeceklerdir.
BAZI MESLEKLERDE GÜÇLÜ
Belli meslek dallarında zaten kadın egemenliği vardır. Örneğin eczacılık, öğretmenlik mesleği gibi. Kadının doğasına da uygun olan bu mesleklerde kadınlar oldukça ciddi bir güç aslında. Üniversitedeki akademik dünyada kadın sayısı çok daha fazla, erkek hocalara göre. Böyle baktığımız zaman, Mustafa Kemal ve arkadaşları kadınlara seçme seçilme hakkını verdi. Bugün kadınlar bu haklardan yola çıkarak ciddi bir güç oldu. Ama henüz kadınların Türkiye’de yeterli düzeyde örgütlendiğini söylemek çok zor. Belli bölgelerde kadınlar halen yeteri kadar sesini çıkartamıyor, haklarını talep edemiyor. Ama bunları aşmak mümkün.”
ERKEKLERDEN İNANDIRICILAR
Kadınların illa ki farklı siyasi görüşleri olabilir, farklı inançları olabilir; ama sonuçta hepimiz bir arada huzur ve barış içinde yaşamak istiyoruz. Burada erkeklerden çok daha inandırıcılığı olan kadın aktör. Kadınların samimi olmaları, doğanın kendisine verdiği sezgi gücü... Kadın daha güçlü olarak bu sorunlara el atabilir ve daha samimi daha rahat çözebilir.
Kadının adı mutlaka var. ‘Adı yok’ desek haksızlık yapmış oluruz. Siyaset arenasında kadın yeterli ağırlıkta değil. Onun temel nedeni de siyaset alanının çok kirlenmesi ve o kirli alanda kadının siyaset yapmasına fırsat verilmemesi. Yani biraz acı ama ifade etmek zorundayım. O nedenle ‘siyasette etik değerler olmalı, Ahlak Kanunu çıkmalı’ diye ısrarla söylüyoruz.
KEŞKE BİRLEŞEBİLSELER
Siyaset zemini ahlaki düzeyde gelişirse kadın da, gençler de o zeminde yer alacak. Keşke bütün kadınlar belli hedeflerde birleşebilseler. Siyasal görüşlerini bir yana bırakıp belli bir yere odaklanabilseler; emin olun birçok şeyi çözerler. Mesela kadınlar öyle bir propaganda ile yola çıkmalı; ‘Kadın siyasi partiler yasasının değişmesi ve en az yüzde 33 veya 50 cinsiyet kotasını kim savunuyorsa ona oy vereceğiz’.”