Kadını bulduk, artık parayı da buluruz

Güncelleme Tarihi:

Kadını bulduk, artık parayı da buluruz
Oluşturulma Tarihi: Şubat 20, 2003 12:52

Meşhur bir anekdottur : Keçecizâde Fuat Paşa’nın “Dünyada elde edilemeyecek kadın yoktur” lafını duyan İmparatoriçe Eugénie, “Beni nasıl elde edebileceksiniz bakalım?” diye sormuş hani... Hürriyetim’in perşembe sabahı attığı ilk başlık bana bu hikayeyi hatırlattı: İş paraya kaldı! Körfez Savaşı sırasında ABD’yi işgalcilikle, Müslüman düşmanlığıyla, Özal ve hükümeti de (neredeyse) şeytanla işbirliği yapmakla suçlayan imamdan politikacılarımız, şimdi “Büyük Şeytan” ile masaya oturmuş, pazarlık yapıyorlar.

Haberin Devamı

Yapacaklar tabii, çünkü Körfez Krizi sırasında, Amerika’dan çok Amerikancı Turgut Özal sayesinde “üç ve bir” denkleminden payımıza neyin düştüğünü unutmadık hâlâ...

Ayrıca, oturduğu yerden ahkâm kesmek kolaydır, gazeteciysen, elinde kalem atıp tutuyorsan, her zaman şu filtreden geçireceksin lafını : Serdar, sen ki savaşa, bombaya, şiddete karşısın... Seni bugün başbakanlık koltuğuna oturtsalar, Irak konusunda sen ne yapardın? ABD’ye kafa tutar, kendine düşman mı ederdin, pazarlıksız etten önce çömleğe düşer, zararı sineye mi çekerdin, yoksa pazarlık mı yapardın?”

Ama yine de imamdan politikacıların düştüğü durum komik.

Başbakan Abdullah Gül’ün 24 Aralık 1992’de Meclis kürsününden yaptığı konuşmadan, sadece bir cümle aktaracağım size.

(Bu yazının altına, Ankara’dan arkadaşımız Nuray Babacan’ın daha önce Hürriyet’te çıkan bir haberini ekledim. Onu okursanız, ne demek istediğim daha iyi anlaşılacaktır...)

Çekiç Güç’ün görev süresinin uzatılmasına karşı çıkan Gül diyor ki bundan on yıl önce (yani karı boşamanın kolay olduğu günlerde) :

Çok önemli bir noktaya geliyorum. Konuşmamı hazırlarken, arşivden geçmiş tutanakları satır satır okudum. Bugünkü iktidarın Sayın başbakanı ve başbakan yardımcısının muhalefetteyken yaptıkları konuşmaları çıkardım. İnsan gerçekler hayretler içinde kalıyor. Bunu sadece “dün dündür, bugün bugündür' zihniyetiyle açıklayamazsınız...”

Siyaset bu, adama tükürdüğünü fena yalattırır...

(Tamaaaam, benim de aklıma geldi tabii 'rüzgâr gülü' espirisi de, başbakana 'her şeye rağmen' antipati duyamıyorum, ne yapayım!)

*

Abdülaziz’in Paris gezisi sırasında, Keçecizâde Fuat Paşa’nın “Dünyada elde edilemeyecek kadın yoktur” anlamında bir cümle sarf ettiği İmparatoriçe Eugénie’nin (III.Napolyon’un karısı) kulağına gitmiş. Padişahın onuruna verilen yemekte, Eugénie, herkesin duyacağı şekilde laf atmış Keçecizâde’ye :

- Demek böyle düşünüyorsunuz! Bakın ben İmparatoriçe’yim, saltanatım var, param var, mücevherim var... Mesela beni nasıl kandırabilirsiniz bakalım?
- Her şeyin daha fazlasını teklif edebilirsiniz Majesteleri, demiş Fuat Paşa.
- Ne gibi?
- Daha fazla mücevher, daha fazla güç, daha fazla para...
- Mesela kaç para?
- Mesela bir milyar altın-frank!
- O kadar parayı nereden bulacaksınız? diyence Kraliçe, Fuat Paşa gülmüş:
- Bakın, kadını bulduk, iş parayı bulmaya kaldı! demiş.

Not : Peşinen söyleyeyim de abes yere konuşmayalım sonradan. Bu anekdotun ve yazının kadınlarla bir alıp veremediği yoktur. Aktarmam, Keçecizâde’nin kadınlar hakkındaki fikrine katıldığım (yahut katılmadığım) anlamına gelmez.

Haberin Devamı

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Nuray Babacan’ın haberi de şöyleydi :

GÜL'ÜN MÜTHİŞ DEĞİŞİMİ

BAŞBAKAN Abdullah Gül
’ün 10 yıl önce Irak’a operasyon ve Çekiç Güç’e ilişkin değerlendirmelerinin bugünkü politikalarıyla taban tabana zıt olduğu ortaya çıktı.
Gül, o dönemde, Amerika’nın Ortadoğu’ya sadece petrol için yerleşmeyi amaçladığını söylerken, Türk hükümetini Irak halkına zülm eden “kuklacı emperyalistlere' hizmet etmekle suçladı. Gül’ün o dönemdeki değerlendirmelerinde iktidar partilerini “muhalafette farklı, iktidarda farklı' davranmakla suçladığı da ortaya çıktı.

Gül, Refah Partisi’nde siyaset yaptığı dönemde, 1991- 1992 ve 1993 yıllarında Körfez Krizi ve Çekiç Güç’ün görev sürelerinin uzatılması nedeniyle çok kez, TBMM kürsüsüne çıkarak, dönemin iktidarına sert eleştiriler yönetti. TBMM tutanaklarına yansıyan konuşmalar, Gül’ün bugün savunduğu Irak politikasıyla oldukça büyük farklılık içeriyor.

İşte Gül’ün tarihe geçen sözleri:

(19.12.1991- Çekiç Güç’ün görev süresinin uzatılması konusunda) :

Körfez Savaşının Amerika’nın önderliğinde ve egemenliğinde, Dünya’da yeni bir düzen kurma imkanı sağlamak için nasıl tezgahlandığını tüm dünya gördü. Amerikan Kongre üyeleri “Biz üç harf o-i-l için Ortadoğu’dayız. Ne demokrasi, ne de şunu bunu kurtarmak için değil” demektedir...

ÇEKİÇ GÜÇ’Ü GÖNDERİN - Ülkemizin bu hassas bölgesinde, emrivakiyle karşı karşıya kalmamak için milli menfaatlerimizin tersine konumlara düşmemek için, bu yabancı gücün varlığına son vermek gerekmektedir. Topraklarımızda her an başımıza büyük gaileler açma ihtimali olan bu yabancı güçleri bir an önce geri göndermemizi diliyorum...

ZALİM KUKLACILAR - Ortadoğu’nun mazlum ve çilekeş Müslüman halkı, bir yandan ülkesindeki zalim yönetimler tarafından inletirilirken, diğer yandan da o zalim kuklaların kuklacısı emperyalist güçler tarafından katledilmektedirler...

(24.12 1992- Çekiç Güç’ün görev süresinin uzatılması konusunda) :

Savaş sırasında yüzbinlerce ton bombayla Irak’ı tarumar eden Amerikan güçleri, Irak’taki Kürtleri, Türkmenleri ayaklandırmış, onları isyana sevk etmiş, yayınlar yaparak gün bugündür demiştir...

SADDAM’I DEVİREBİLİRDİ - Aslında Amerika kuvvetleri isteseydi, Irak’taki rejime ve Saddam yönetimine son verebilirdi. Fakat Ortadoğu’da sürekli durabilmek için Saddam’ın orada kalması ve devamlı bir bahane olarak gösterilmesi gerekliydi. İşte bu yüzden Çekiç Güç hâlâ topraklarımızdadır ve yeni senaryolar peşindedirler. Çekiç Güç kuvvetleri bir ana rahmi gibi sınırlarımızda yeni bir devletin doğuşuna, oluşumuna yataklık yapmaktadır...

DÜN DÜNDÜR, BUGÜN BUGÜNDÜR MÜ? - Çok önemli bir noktaya geliyorum. Konuşmamı hazırlarken, arşivden geçmiş tutanakları satır satır okudum. Bugünkü iktidarın Sayın başbakanı ve başbakan yardımcısının muhalefetteyken yaptıkları konuşmaları çıkardım. İnsan gerçekler hayretler içinde kalıyor. Bunu sadece “dün dündür, bugün bugündür' zihniyetiyle açıklayamazsınız...

(19.01.1993 Bosna’da yaşananlar ve Irak sorunu konusunda) :

Amerikan, İngiliz, Fransız uçakları Irak’taki Müslümanların üzerine bomba yağdırırken, malesef Türkiye buna dur dememiştir. Bombardımanın asıl sebebe şudur; Bush gider ayak, Amerika’da ender görüldüğü şekilde ikinci kez seçimi kazanamamayı içine sindirememesinin intikamını almaktadır. Aslında bunu daha önce Reagan giderken Libya’ya yapmıştı. Şimdi de Başkan Bush  intikamı Irak’ı bombalayarak almaktadır...

BM KARARI NEREDE? - 32’nci ile 36’ncı paralel nedir? Var mıdır böyle bir BM kararı? Varsa gösteriniz. Niçin burada söylemiyorsunuz, BM’nin şu sayılı kararına göre Irak’ın üzerinde uçaklar uçuyor diye? Olay sadece şudur; Amerikan, İngiliz ve Fransız üçlüsünün bu bölgeyi bölmek, bu bölgedeki petrol hakimiyetini devam ettirmek, İsrail’in güvenliğini temin etmek için oradadır. İşin aslı budur...

IRAK’LA BİZ KALACAĞIZ - Amerika bölgeden yarın gidecektir. Yeni bir yönetim işbaşına gelecektir, politikasını değiştirecektir. Fakat Türkiye buradadır, Irak oradadır. Irak halkı oradadır. Dolayısıyla biz kendi millî menfaatlerimizi, kendi çıkarlarımızı başkalarına bırakmadan, kendi stratejimizi dış güdüm olmadan tespit etmek zorundayız...

KAMUOYU KARŞI - Hepimiz biliyoruz ki, Türk halkı bu bombalama hareketine, İncirlik, Amerikan, İngiliz, Fransız kuvvetlerine bu şekilde hizmet verilmesine topyekün karşıdır. Bu yaptırımlar karşısında vicdanlar sızlıyor. Çekiç Güç’ün İncirlik’te faaliyetine izin vererek malesef katliamlara dolaylı destek veriyorsunuz.

Nuray BABACAN / ANKARA

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!