Kadına şiddete acil müdahale

Güncelleme Tarihi:

Kadına şiddete acil müdahale
Oluşturulma Tarihi: Aralık 19, 2019 08:00

Kadına karşı şiddetin önlenmesi için ‘acil faaliyet planı’ kapsamında yeni bir ‘müdahale’ genelgesi yayınlandı. ‘Aile İçi ve Kadına Yönelik Şiddet Büroları’ yaygınlaştırılacak. Mağdur kadının hayati tehlikesi varsa, talebi yoksa bile geçici koruma altına alınacak. Gerekirse mağdurların kimlik bilgileri hâkim kararıyla değiştirilecek. Şüphelilere zorlama hapsi gündemde.

Haberin Devamı

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ün imzasıyla Hakimler ve Savcılar Kurulu ile 81 il Cumhuriyet başsavcılığına gönderilen genelgeye göre, şiddet mağdurlarına dönük “Sosyal araştırma raporları” hazırlanarak mahkemeye sunulacak. Her vakaya özel, bu rapora uygun, orantılı, etkin tedbir uygulanacak. Çocuğun üstün yararına olacak şekilde ayrıca koruma tedbiri de alınacak. Bu tedbirler, uygulama ve sonuçları da raporlanacak. Genelge özetle şöyle:

SAVCILAR UZMANLAŞACAK

Yaygınlaştırılacak ‘Aile İçi ve Kadına Yönelik Şiddet Büroları’ndaki savcıların uzmanlaşmaları sağlanacak. Zorunlu durum dışında farklı işlerde görevlendirilmeyecekler.

DOĞRUDAN KOLLUĞA HAVALEYE SON

Şiddet şikâyetlerinde evrakın soruşturmanın ikmali için doğrudan kolluğa havalesinden kaçınılacak. Müracaat sahibinin savcı tarafından ayrıntılı ifadesi alınacak. Her türlü bilgi, belge ve delil zamanında, eksiksiz ve ayrıntılı şekilde toplanacak.

Haberin Devamı

ZİNCİRLEME TEDBİR DÖNEMİ

Süregelen şiddet vakalarının tespiti halinde şüpheliye zincirleme eylemlerine orantılı koruma tedbirleri uygulanacak.

UYAP’TAN TEDBİR KAYITLARI SORGULANACAK

Tedbir talep eden ve edilen hakkında daha önce başkaca bir tedbir kararı verilip verilmediği konusunda UYAP’tan tedbir kayıtları mutlaka sorgulanacak.

SOSYAL ARAŞTIRMA RAPORLU UYGUN TEDBİR TALEBİ

Mağdurun beyanları alındıktan sonra, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü’nden “Sosyal araştırma raporu” talep edilecek. Bu rapora uygun tedbir kararı verilecek.

ZORUNLU ÖFKE KONTROLÜ TEDBİRİ

Şiddet uygulayana yönelik önleyici tedbir alınacak. Özellikle öfke kontrolü, stresle başa çıkma, şiddeti önlemeye yönelik farkındalık sağlayarak tutum ve davranışları değiştirmeyi hedefleyen eğitim, danışmanlık, rehabilite, tedavi ve muayene gibi alternatif tedbirler talep edilecek.

MAĞDURUN KİMLİĞİ DEĞİŞTİRİLECEK

Hayati tehlikenin önlenmesinde diğer tedbirlerin yeterli olmayacağının anlaşılması halinde rızaya bağlı olarak mağdurun kimlik, diğer bilgi ve belgeleri hâkim kararıyla değiştirilecek.

ADRES GİZLİLİĞİ

Korumanın etkinliği bakımından kimlik, adresin resmi kayıtlarda gizli tutulmasına riayet edilecek. Hakkında tedbire hükmedilen kişilerin varsa yeni adres kayıtları alınacak.

Haberin Devamı

TEDBİR KARARLARI İZLENECEK

Tedbir kararları, ivedilikle ve etkin bir şekilde uygulanması için ilgili kurumlara ve kolluğa iletilmesi için savcılığa gönderilecek. Önleyici tedbir kararlarının uygulanması kolluk marifeti ile izlenecek.

ETKİN TAKİP MODELİ

Verilen tedbirlerin kararda öngörüldüğü şekilde yerine getirilip getirilmediği, sürenin bitimi beklenmeden titizlikle incelenecek.

KARARDA HAPİS UYARISI OLACAK

Zorlama hapsi uyarısı yapılacak ve bu uyarı tebliğ evrakında yer alacak.

ZORLAMA HAPSİNE UYMAYAN KAPALI CEZAEVİNE

Zorlama hapsi açık değil kapalı cezaevinde çekilecek. Koşullu salıverme ve denetimli serbestlik gibi infaz uygulamaları uygulanmayacak. .

Haberin Devamı

SORUŞTURMA EVRAKLARI PAYLAŞILMAYACAK

Soruşturmayla ilgili ifade, tutanak, belge, video kaydı gibi delillerin internet ve sosyal medyada paylaşılmasının önüne geçilecek.

UZMAN EŞLİĞİNDE İFADESİ ALINACAK

Mağdurların vaka beyanlarının uzman eşliğinde Adli Görüşme Odaları’nda alınması sağlanacak.

TEBLİĞ EDİLMEDİ DİYE UYGULAMAMAYA

SON Hâkim tarafından verilen önleyici tedbir kararlarının tefhim veya tebliğ edilmemesi kararın uygulanmasına engel teşkil etmeyecek, kararın infazına, infaz edecek birime teslim edildiği tarihte başlanacak.

MAĞDURUN ŞİKÂYETİ VAR MI KONTROL EDİLECEK

ŞİDDET mağduru kadınların daha önce başka şikâyetinin bulunup bulunmadığı mutlaka kontrol edilecek. Eskişehir’de eski eşi tarafından öldürülen Ayşe Tuba Arslan’ın tam 23 kez savcılığa suç duyurusunda bulunduğu ortaya çıkmıştı.

Haberin Devamı

KADIN DERNEKLERİNİN TEPKİLERİ OLUMLU

Daha çok kadın yaşayacak

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Sekreteri Fidan Ataselim:
Biz bu genelgeyi gayet olumlu buluyoruz. Ölmek istemiyoruz diyen, alanlarda mücadele eden kadınların başarısıdır, somut bir kazanımdır. Asla bunun önemsizleştirilmemesi gerektiğini düşünüyoruz. Tabii ki eksiklikleri ve manipüle edilmeye çalışılan noktaları var. İstanbul sözleşmesinden söz edilmemesi, sosyal medyaya ilişkin madde elbette tartışmaya açık konular ama bunların hiçbiri bu genelgenin geçmesinin önemini azaltmıyor. Kadınlar var oldukça, kadın örgütleri sesini çıkardıkça bu mesele çözülme yoluna girmek zorunda. Biz kadınlar olarak kendimize güvenelim diyoruz, bu isimle çıkmış bir genelgenin bile oluşu birçok şeyin değiştiğini gösteriyor. Tabii ki bundan sonra bu genelgedeki maddelerin sadece kağıt üzerinde kalıp kalmayacağının takipçisi olacağız. Bu güzel gelişme hepimiz sayesinde oldu. Öfkemizi ifade ettiğimiz gibi güzel gelişmelere de sevinmek hakkımız. Şunu biliyoruz ki bu sürecin sonunda daha çok kadın yaşayacak.

Haberin Devamı

Olumlu ama yetersiz
Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü:

Son dönemlerde kadın cinayetleri artık vahşete varan bir boyuta ulaştı. Çok uzun zamandır bu konuyla ilgili sessiz kalan Adalet Bakanlığı’nın 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun Uygulanması konusuna atıfta bulunarak genelge yayımlaması olumlu bir adım. Ancak ne yazık ki genelgeye olumlu bir şekilde bakmamıza rağmen içeriğini okuduğumuzda dağın fare doğurduğunu gördük. Bu genelgede uzlaşmadan dolayı kadın ve erkeğin arasındaki şiddet temelli ilişkilerde uzlaşmanın yarattığı sorunlara çözüm bulacak maddeler olabilirdi. Son dönemlerde erkeklerin kadınlara yönelik ısrarlı takiplerini TCK’da yasal karşılığını kuran maddeler olabilirdi. Keşke adalet bakanlığı kadın hakları ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin kurulması noktasında yıllardır sahada emek veren sorunların kaynağına ulaşmaya çalışan kadın örgütlerinin fikrine başvursaydı. Hangi aşamalarda nerelerde tıkandığımızı, hangi basit uygulamalarla çok hayati konuların çözüme ulaşabileceğini tartışabileceğimiz bir kamusal işbirliğine gidilebilseydi. Yayımlanan genelgedeki 5. madde (Kural olarak gizli olan soruşturma evresiyle ilgili ifade, tutanak, belge, ses ve video kaydı gibi delillerin internet ve sosyal medya gibi platformlarda paylaşılmasının önüne geçilecek.) endişe vericidir. Bu madde kadın cinayetlerinin üzerini örtme anlamına gelebilir. Bizler bu konuyla ilgili ses çıkarmaya, bu haberleri paylaşmaya devam ettikçe hakkımızda da cezai soruşturmalar açılması muhtemel. Kadınlardan talep gelmese bile koruma amaçlı sığınma evlerine götürülme maddesi yine vahim bir karar. Devlet kadını olduğu yerde korumaktan aciz mi? Ayrıca maalesef bu yasaları çıkaranlar belli ki sığınma evlerinde yeterli uzman personelin olmadığından habersiz. Resmin tamamını görmeden sadece küçük bir kısmı ile sorunu çözemeyiz. Adalet Bakanlığı’nın içtenliğine inanıyorum ancak daha bütüncül politikalarla kadın hareketleri ile işbirliğiyle bu sorunun kapsamlı olarak ele alınması gerektiğini düşünüyorum.

Bu maddeler İstanbul Sözleşmesi’nde var

İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi üyesi avukat Afet Gülen Büberci:
Kadına yönelik şiddete karşı atılan her adım olumludur. 2011 yılında İstanbul Sözleşmesi’ni imzalayan ilk devletiz. Aslında bu genelgede yayımlanan her şey İstanbul Sözleşmesi’nin içerisinde var. Sözleşmede toplumsal cinsiyetçi yaklaşımın önüne geçilebilmesi için eğitimde yapılacak bilinçlendirme çabaları, meslek gruplarının bu konuda eğitilmesi, basının kullandığı dil tüm bunlar Türkiye’nin kabul ettiği ve yürürlüğe soktuğu sözleşmede bulunuyor. Ancak fiilen uygulamada eksiklikler bulunuyor. Genelgede kadınların koruma amaçlı sığınma evlerine yönlendirilmesi yer alıyor. 2013 yılında Şiddeti Önleme ve İzleme Merkezleri (ŞÖNİM) kuruldu. Ancak İstanbul gibi bir şehirde sadece bir tane ŞÖNİM bulunuyor. ŞÖNİM’lerde avukatlar bulunmalı ancak bütçe yetersiz denilerek buralarda büyük personel eksiklikleri yaşanıyor. Şiddet failine teknik takip çok önemli ve önleyici bir uygulama ancak bunun da fiilen uygulandığını görmüyoruz. Yayımlanan genelge zaten var olan maddelerin uygulamaya geçmesiyle ilgili bir vurgu yapıyor.

BAKMADAN GEÇME!