Güncelleme Tarihi:
Geleceğin umudu çocuklara okutulan ders kitaplarında temel karakterler hep erkek
Başbakanlık Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü'nün yaptığı araştırma, erkeklerin ders kitaplarında bile egemen olduğunu ortaya koydu. İlköğretim okulu ders kitaplarında kadınlar hep bildiğimiz ev işi yapan geleneksel kadınlar. Devlet adamlığı, bu kitaplarda bir tek erkeklere layık görülmüş. Bir tek kitapta bile devlet başkanı, başbakan ya da vali olan kadın yok.
İlköğretim ders kitaplarında kadın ve erkeklerin cinsiyet rolleri açısından yapılan inceleme, öğrencilerin eğitimle ilk tanıştıklarında okudukları kitaplarda kadınlar geleneksel olarak itaatkar ve evcil, erkekler ise baskın duygularını dile getiren tarzda anlatıldığını ortaya koyuyor. Örneğin erkekler asla alıngan ve narin olarak tanımlanmıyor. Kadının itaatkar rolü, kitaplarda yüzde 17.7 oranında vurgulanırken, erkeğin baskın rolü yüzde 1.61 oranında vurgulanıyor. Geleneksel olmayan rollerdeki kadınlarda yüzde 2.43 olan oran erkeklerde yüzde 0.72. Yani ilköğretim kitapları erkekleri yumuşak huylu ve evcil rollerde neredeyse hiç göstermiyor.
Kitaplarda kadınlara şefkat, fedakarlık, çaresizlik, uysallık-pasiflik ve çekingenlik, erkeklere ise liderlik, girişkenlik, yetenek, bilinçli hareket, kararlılık, cesaret, azim yükleniyor.
KADIN HEP EV KADINI
İlköğretim ders kitaplarında kadınlar yüzde 62.2'lik bir oranla ‘ev kadını’ olarak gösteriliyor. Askerliğe ulusal bağımsızlık savaşı gibi çok özel durumlarda ulaşabilen kadınlar, tarımda tüm işi yüklenmelerine rağmen kitaplarda ancak evin reisinin ölmesi ve çok yaşlı olması durumunda çiftçilik yapıyorlar. Kadına yöneltilen mesleklerde en çok yüzde 8.1'lik oranla, öğretmenlik, dadılık, hizmetçilik yer alıyor. Tezgahtarlık yüzde 5, askerlik, hafızlık, milletvekilliği ve terzilik ise yüzde 2.7. Türkçe kitaplarında, kadınlar, yüzde 95.7 oranında ev kadınlığı ile özdeşleştirilirken, bu oran Çevre-Sağlık-Trafik-Okuma kitaplarında yüzde 4.3'e düşüyor. Kadına milletvekilliğini yakıştıran tek ders kitabı ise Milli Coğrafya. Aynı kitap, kadınla birlikte bakkallık, manavlık ve tuhafiyeciliği de düşünüyor.
Erkeklere önerilen işlerin başında ise yüzde 32.8 ile devlet yönetimi geliyor. Yani devleti ‘devlet adamları yönetiyor. Ders kitapları, devlet başkanlığı, başbakanlık ve valiliği sadece erkeklere yönelik uğraşlar olarak gösteriyor. Bunu yüzde 15.9 ile askerlik, yüzde 10 ile araştırmacılık ve bilimadamlığı, yüzde 7.6 ile düşünür, tarihçi izliyor. Erkekler, kitaplarda, yüzde 4.6 yazar, şair, yüzde 2.2 kaşif-gezgin ve yüzde 1.8 mimar olarak karşımıza çıkıyorlar.
Erkek ve kadın açısından bakıldığında kadınlar sabit mekanlardaki işlere uygun görülürken, erkekler yüksek aktivite gerektiren, dış mekana bağlı ya da mekanla hiç bağlantısı olmayan mesleklere öngörülüyor.
Erkeği ev işleriyle birlikte düşünen tek ders kitabı var o da Milli Coğrafya. Sosyal Bilgiler kitabı da erkeği matbaacı olarak gösteren tek kitap. Erkekler, Türkçe kitaplarında yüzde 72.7, Matematik kitaplarında da yüzde 27.3 oranında çiftçilik yapıyorlar.
RESİMLERDE DE ÖNCE ERKEK
İncelenen kitaplarda yer alan resimlerin yüzde 33.4'ünde kız ve erkek çocuklar birlikte yer alıyor. Ancak sadece erkeklerin yeraldığı resimlerin oranı yüzde 50.9 iken, sadece kızların yer aldığı resimler yüzde 15.7'de kalıyor. Kitaplarda kadınlar yüzde 38 gibi yüksek bir oranda, ip atlama, evcilik, örgü örme gibi kız oyun ve uğraşlarında resmediliyor. Resimlerde kadınlar yüzde 27.9 öğretmen, yüzde 11.8 ev kadını ve yüzde 10.3 tarım işçisi olarak gösterilirken, erkekler yüzde 9.9 çoban, yüzde 9.9 devlet adamı ve 8 çiftçi olarak karşımıza çıkıyor.
Araştırma ilköğretim okullarında okutulan 337 kitabın incelenmesiyle gerçekleşmiş. Temel eğitimin toplumsallaştırıcı işleve sahip olması gerekçesiyle, lise kitapları kapsam dışında bırakılmış.
BU BAKIŞ ARTIK DEĞİŞMELİ
Şengül Altan Arslan tarafınan yapılan araştırmanın sonuç ve değerlendirme bölümünde, insan davranışları ve kişiliğin artık cinsiyete bağlanmaması gerektiği belirtilerek, şöyle deniliyor:
‘‘Kalıp yargıların bebeklik çağından başlayarak okulun ilk yıllarında hızla geliştiği dikkate alınırsa bu konunun ne kadar önemli olduğu anlaşılacaktır. Bu nedenle en kısa zamanda kadın sorununa duyarlı ‘kadın bakış açısına' yer veren materyaller, eğitim programlarına entegre edilmeli, öğretmenlik formasyonu eğitimine bu doğrultuda da yaklaşım gösterilmeli ve formasyonunu tamamlamış eğitimcilere, hizmet içi eğitim verilmelidir.’’